Geçen hafta Cuma günü, gözümüzü arabeskin kraliçesi, buğulu sesiyle gönüllerimizde taht kuran Güllü'nün hayatını kaybettiği haberiyle açtık.
Gün ilerledikçe, sosyal medyada Güllü'nün basit bir balkondan düşme ya da dans ederken camdan düşme gibi olmadığını, işin içinde farklı şeyler olduğunu belirten videolar ve ifadeler yer almaya başladı.
Vee bu olaylar, hafta boyunca aynı şekilde devam etti. Hangi kanalı açsanız, hangi sosyal medyaya baksanız Güllü videoları hakkında konuşulan programlarla karşılaştık.
Peki ne oldu? Koca bir hiç... Reyting, merak konusu olan durumu kullanma.
Büyüklerimizin bir lafı vardır, herkes bilir bence "Vay gidene..."
Giden gitti, Türkiye o güzel sesten oldu.
Oğlu mu, kızı mı, asistanı mı? Kim bilir, kim... İzlediğimiz videoya göre o gece orada ne oldu bilen üç kişi var biri kızı, biri kızının arkadaşı, diğeri ise gerçek hayata göç etmiş Güllü.
Bunu güvenlik güçleri çözecek, Umarım adalet yerini bulacak.
Peki vefa nedir?
Vefa... O da ne? Yenir mi, içilir mi? Yoksa gerçekten İstanbul’da bir semt mi?
Hiç biri değil...
Türkiye'de adını kanıtlamış bir şarkıcı ölüyor ve televizyonlarda izlediğimiz görüntülere göre bazı ünlü isimlerin ablası, kardeşi, bacısı, en samimi arkadaşı hatta dostu. Normal bir ölüm yaşanmamış trajedik bir durum var. Cenazade 10 tane ünlü isim yok. Bu mudur vefa, bu mudur arkadaşlık adı neyse aranızdaki samimiyet?
Ben bir Güllü hayranı olarak oluşan tabloya aşırı üzüldüm. Niye kimse gelmedi, niye yoklardı aşırı merak ediyorum. Ve yalandan da olsa kimse bir açıklama yapmadı şu sebepten yoktum olmak çok isterdim diye. Mikrofon uzatılan herkes üzüntüsünü dile getiriyor ya da konserlerinde bir Güllü köşesi yapıyor.
Sessizce geldi, 30 yıl boyunca şarkıları dinlendi. 30 yıl önceki şarkısı hala dillerde. Geldiği gibi, sessizce aramızdan ayrıldı.
Mekanın cennet olsun güzel insan, Türkiye seni iyi ki tanıdı.