Yazımıza konu olan tekerlemeyi aramızda bilmeyen yoktur.
Şimdi ben bu tekerlemeyi yazıya göre değiştireceğim.
" O köşe cennet bahçesi, bu köşe çöp, evsel atık, ne ararsan var köşesi, ortada Ege Mahallesi..."
Şimdi ben neden bu tekerlemeyi değiştirdim, girizgahı daha fazla uzatmadan konuya geliyorum.

Sevgili komşum Konak Belediye Başkanımız Nilüfer Çınarlı Mutlu, Ege Mahallesi'nin çıkışındaki İZBAN ve metro istasyonuna giden yolda bulunan köprü altına harika bir düzenleme yapmış. Mübalağa yapmıyorum, gerçekten çok güzel olmuş. Paragrafın başındaki fotoğraflarda sizlerin de gördüğü gibi peyzajı, oturma bankları ile çok iyi görünüyor. Ben bizzat kendin takip ettim, yapılıp bırakılmadı, bakımı sulanması ve temizliği yapılıyor, her yer tertemiz.
Fotoğrafları çekerken bir kaç vatandaşla karşılaştım. Tatlı üç tane ton ton teyze Tepecik pazarından dönüyorlardı. Bana yaklaşarak "yavrum neden fotoğraf çekiyorsun?" dediler. Ben de, "Son Mühür gazetesinde köşe yazıyorum, köprü altı çok güzel olmuş" dedim. Dememle birlikte teyzeler konuşmaya başladı. Yine vatandaşa bir dokunduk bin ah işittik.
Her Pazar günü bu yolu kullanarak pazara gittiklerinden bahsettiler. Kendileri merdiven çıkmadıkları için yürüyen merdiven ve asansör kullanmak istediklerini söylediler.
Bir dipnot, bu diyalog geçen hafta Pazar günü gerçekleşti. Geçtiğimiz hafta içi metroya gittim, asansör ve yürüyen merdivenler çalışyor. Umarım dün vatandaş pazara gidip gelirken asansör ve yürüyen merdiven kullanarak daha rahat gitmişlerdir.
Ben de, "Gelin röportaj yapalım, isteklerinizi kendi ağzınızla dile getirin" dedim.
"Aman oğlum bu yaştan sonra bizim başımız belaya girmesin, Sen bizim ağzımızdan yaz dilek, istek ve şikayetlerimizi" dediler.
Cennet köşesi, Konaklı vatandaşlarımıza hayırlı olması dileğiyle, geçelim çöp, evsel atık, ne ararsan var köşesine.
Biliyorsunuz ki geçtiğimiz aylarda Sümerbank arazisi ve çevresinde bulunan çöpleri köşe yazılarımda birçok kez dile getirdim. Hatta Umurbey mahallesi muhtarıyla röportaj yaptık.
Gelin görün ki aynı Konak Belediyesi aralarında sadece 500 metre olan mahallenin bir başını cennetten bir köşeye çevirirken, bir başı ise hala çöplük, hala kocaman fareler cirit atıyor. "Bu ne yaman çelişki?" demekten kendimi alamıyorum.

Bir de şuna çok kızıyorum, vatandaşı enayi yerine koyuyorlar. "Nasıl yani?" der gibisiniz, çöpler yola kadar çıkıyor, kepçe geliyor ve çöpü Sümerbank arazisinin iç kısmına atıyor. Yani toplamış gibi yapıyor.
O tarihe kafa tutan, bir zamanlar milyonlarca kişinin ekmek kapısına saygısızlık yapılmaya devam ediliyor.
Demem o ki, koca belediye çöpünü atacak yer bulamıyor. Ve ben oradan her geçtiğimde, gülüyorum ağlanacak halimize...
Ortadaki Ege Mahallesi mi? Kaderine terk edilmiş, milyonluk binalar ve inşaat şantiyelerinin arasına sıkışmış vaziyette duruyor.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Belediye başkanının seçim çalışmasında, seçim gezilerinde bire bir kendi ağzından dökülen şu sözlerini bir kez daha hatırlayalım...
"Sevgili komşularım mimarım, Mimarlar Odası'nda yıllarca görev yaptım, kentsel dönüşümü iyi bilirim" dedi. Sonrası mı? Ne arayan var, ne de soran...
Ege Mahallesi, sorunları, unutulmuşluğu ve kaderine derkedilmişliğiyle İzmir'in en güzel semtlerinden biri olan Alsancak'ın orta yerinde atıl vaziyette duruyor.
Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın.