Son Mühür / Yağmur Daştan – Erkan Doğan- CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıllardır tartışma konusu olan askeri sağlık sistemine ilişkin çarpıcı uyarılarda bulundu. Askeri hastanelerin kapatılmasının yarattığı boşluğun hala doldurulamadığını vurgulayan Bağcıoğlu, hem muharebe sahasında hem de personelin günlük sağlık hizmetlerinde derinleşen sorunlara dikkati çekti.
“Kademeler içinde bütünlük sağlanmalı”

Askeri sağlık sisteminin tekrar getirilmesi gerektiğinin altını çizen Bağcıoğlu, “Kıtalar, gemiler, birliklerdeki birinci basamak sağlık merkezi, askeri hastaneler, bölge askeri hastaneleri, uzmanlığına göre değişen uçuş tabibinin olduğu, dalış tabibinin olduğu ihtisas sahibi askeri hastanelerse ikinci basamak. En sonunda da ismi GATA ya da Gülhane olur bir askeri tıp akademisi. Bu akademilerin içinde eğitim personelinin ve sağlık personelinin yetiştirilmesi lazım. Arkasından bir mükemmeliyet merkezi olmalı. Muharip ve sağlık personelinin arasındaki uyum, kurumsal kültür ve aidiyet çok önemli. Dolayısıyla sadece askeri hastanelerin açılması kesinlikle yetmez. Söylediğimiz kademeler içinde bütünlük sağlanarak askeri sağlık sistemi oluşturulmalı” dedi.
“Biz yine sıfırdan başlayacağız”
Beş saniyede atılan bir imza ile askeri hastanelerinin kapatıldığını hatırlatan Bağcıoğlu, “Aylardır yerine bir şey konulmaya çalışılıyor. Arada basına açılacağı söyleniyor ama hala bir ilerleme yok. Milli Savunma Bakanlığı bir çalışma hazırlıyormuş, envanter çıkarılıyormuş ama hakikaten gecikiliyor. Dünyada bu kadar hareket temposuna sahip olup askeri sağlık sistemi olmayan başka bir silahlı kuvvetler yok. Herkes kendini geliştiriyor; bizim harp ve muharebe kabiliyetimizle mukayese dahi edilemeyecek İsrail, dronlarla cephe hattı gerisine kan ve ilaç tedariği yapıyor. Amerika, İngiltere, ilk cephe hattında yaralananlara destek vermek için organizasyonlar kuruyor. Onlar kat be kat süratle kendilerini geliştirirken biz yine sıfırdan başlayacağız. Şu anda düğmeye basılsa dahi en iyi tahminle 8 ila 10 sene sürecek bir çalışma” ifadelerini kullandı.
“Hangi partiden gelirse gelsin destekleyeceğiz”

Bu durumun özellikle şehit aileleri ve gazileri de derinden etkilediğinin altını çizen Bağcıoğlu, şunları söyledi: “Onların tedavisi çok önemli. Protez için dahi Ankara’ya gitmek zorunda kalıyorlar. Fizik tedavi rehabilitasyon merkezin askeri kuvvetlerin elinden çıkarılması da söz konusu. Aynı dili konuşan insanlarla görev yapıyorlardı şimdi o da ayrı bir zafiyet yaratıyor. Her ne kadar şu anda bir kısmı eskiden kalma personel olsa da onlar da yavaş yavaş ayrılacaklar. Burada sadece şehit aileleri ve gazilerin sağlık sorunları da yok; özlük haklarından tutun da sağlık sorunlarına, terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılamayanlara kadar pek çok problemler yaşanıyor. Bununla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bir çalıştay yapıldı. Orada 18 tane kanun teklifi ortaya çıktı; milletvekillerimiz bu teklifleri sundu ama hala bekliyor. Aynı durumda AK Parti ve MHP ayrı bir çalışma yapıyormuş. Hiç mühim değil; hangi partiden gelirse gelsin biz bunu sonuna kadar destekleyeceğiz. Çünkü bu siyaset dışı bir konu.”
“Bazı suistimaller olabiliyor’
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sağlık hizmeti alma noktasında bir sıkıntısı var mı?” sorusunu da yanıtlayan Bağcıoğlu, “Aynı dili konuşmak, aidiyet ve kurumsal kültür… Kötü niyetli oldular mı… Eskiden askeri hastanelerde bir şekilde disiplin vardı. Şimdi bazı rapor işlemlerini değişik hastanelerden alarak bazı suistimaller olabiliyor. Ancak bunlar bir şekilde çözülebilir ama çözülemeyecek olanlar harekat sahasındaki durumlar. Harp cerrahisi, travmatoloji çözülmez. Eskiden birliklerde bir zincir vardı, askeri personelin bağlı olduğu askeri hastanesi vardı. Bir mikrobik vaka, bir salgın ya da olumsuz durum olduğunda o hastane ile koordine edilip gerekli tedbirler süratle alınırdı. Şimdi öyle bir şey yok. Kimi revirlerde Sağlık Bakanlığı’nca görevlendirilen geçici personeller var. Bunlar çok ince ve detaylı düşünülüp telafi edilmesi gereken sorunlar. ‘10 tane sivil gönderdim, 20 tane acil tıp teknisyeni gönderdim’ diyerek çözülecek konular değil; ayrı bir kültür gerek” dedi.
Tabipler Birliği’nin yazısını hatırlattı
Tabipler Birliği’nin Milli Savunma Bakanlığı’na bir yazı gönderdiğini belirten Bağcıoğlu, “Tabipler Birliği ‘Üs bölgelerine sivil tabip gönderiyorsunuz ancak o kişilere askeri eğitim verilmesi lazım’ diyor. Yani muharebe sahasında ve terörle mücadele bölgesinde ne yapılacağına dair eğitim verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Hakikaten çok sıkıntılı bir durum yaşanıyor” mesajı verdi.
Orman muhafaza memuru ve orman işçisi için flaş öneri
Son olarak Bağcıoğlu, “Türk Silahlı Kuvvetleri personeli zaten tüm vatandaşımızın içinde bulunduğu zorlu ekonomik koşullarda yıllardır maaşlarına taahhüt edilen iyileştirmelerin yapılmaması nedeniyle büyük sıkıntı çekiyorlar. Emekli askeri personelin tamamı yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Emekli as subaylar, bir kısım emekli binbaşılar ve ayrılmış olan emekli erbaşlar ise açlık sınırının altında maaş alıyor. Düşünün, onlarca yıl dağda, bayırda, denizde görev alacaksınız, en modern uçakların bakımının yapacaksınız emekli olduktan sonra açlık sınırının altında maaş alacaksınız, o kadar yorulduktan sonra yine evine ekmek getirebilmek ve hayat mücadelesine devam edebilmek için başka yerlerde çalışmak zorunda kalacaksınız… Bu kabul edilemez. Dolayısıyla özlük haklarındaki düzenlemelerin mutlaka yapılması lazım. Uzman erbaşların, ayrılanların ve sözleşmeli erlerin kanunla korunmuş hakları var; bu da yerine getirilmiyor. Örneğin, sizin vasıtanızla somut bir teklif yapayım: Orman yangınları diyoruz, afetler diyoruz… Orman muhafaza memuru ve orman işçisi için o kadar kadro açığı var, işte bu uzman erbaşlardan yararlanabilirler. Sözleşmeli erlerden de yararlanabilirler. Bu insanlar fiziken yeterli ve tim kültürleri var. Bu insanların dikkate alınmasını talep ediyoruz. Son cümle: Ne kadar modern silah sistemlerine sahip olursanız olun bunlara can veren, hayat veren insandır. Bu insanları aidiyeti, moralini ve motivasyonunu yüksek tutmazsanız o silah ve sistemlerden arzu ettiğiniz faydayı alamazsınız” diye konuştu.





