İzmir’in kendine özgü hafif rüzgârı, bu yıl sanki biraz daha başka esiyor. Daha yeni yılın ışıkları yakılmamış, pazarlar henüz kurulmamış olsa da şehirde bir kıpırtı, bir hazırlık telaşı çoktan hissediliyor. Sanki sokaklar, daha Aralık bile gelmeden yeni yılın umut dolu sayfasını çevirmeye hazır. Mekanlar süslemelerini planlıyor, ışıklandırma ekipleri iş başında, vitrinlerin hayal ettiği temalar belli olmuş durumda. Kısacası, İzmir yeni yıl heyecanını çoktan içinde taşımaya başladı.
Yeni yıl pazarlarının takvimleri duyuruldukça sosyal medyada bir hareketlilik başlıyor. Henüz tezgâhlar kurulmamış, sıcak çikolata kokusu sokaklara yayılmamış olsa da İzmirli, o pazarların geleceğini bilmenin huzuruyla şimdiden keyifleniyor. Bu pazarlar, el emeği hediyelerden tasarım ürünlerine, minik atıştırmalıklardan yılbaşı ruhunu taşıyan süslemelere kadar pek çok şeyi bir araya getirecek. Şehrin meraklı bakışları ise şimdiden “Bu yıl ne alacağım?” sorusuna odaklanmış durumda.
Workshop takvimleri de yavaş yavaş duyuruluyor. Seramikten yılbaşı çelenklerine, kokulu mum yapımından yeni yıl temalı resim atölyelerine kadar birçok seçenek İzmirliyi bekliyor. Soğuyan havalara rağmen bu atölyeler, içeri adım atıldığında insanın içini ısıtan keyifli bir mola gibi… Hem el oyalayan hem de ruha iyi gelen bu etkinlikler, yeni yıla yaklaşmanın en sakin ve en huzurlu yollarından biri haline geliyor.
Şehrin ritmini belirleyen koşu kulüpleri de bu dönemde ayrı bir enerji yayıyor. Sabahın erken saatlerinde sahilde koşan grupların yanından geçerken insanın içi açılıyor. Yeni yıl hedeflerinin konuşulduğu, tempoyla birlikte umutların da arttığı bu buluşmalar İzmir’in dinamizmini belki de en güzel anlatan anlardan biri. Denizin hemen yanından geçen bir koşu rotasının verdiği özgürlük hissi ise yalnızca bu şehre özgü.
Ve tüm bunların ortasında İzmir, hazırlıklarla dolu yumuşak bir geçiş içinde… Ne tamamen yılbaşı modunda ne de gündelik hayatın sıradanlığında. Ama bir şey kesin: Şehrin her köşesinde sessiz, sakin ama umut veren bir yenilenme duygusu dolaşıyor. Sokak lambaları biraz daha parlak yanıyor sanki, kahvecilerin kapısından çıkan sıcak koku biraz daha içe işliyor, insanlar biraz daha gülümsüyor.
Yeni yıla daha bir ay var, ama İzmir çoktan yeni yılın ritmine kapılmış durumda. Ve belki de en güzeli, bu hazırlık döneminin aceleye gelmeyen, kendiliğinden oluşan, İzmir’e özgü o doğal sıcaklıkla yaşanıyor olması…
Ben yılbaşı alışverişine çıkıyorum.
Haftaya görüşmek üzere... Sevgiyle kalın...