Babalarımız, anne kadar değerli, anne kadar sevdiğimiz hayatımızın baş köşesine koyduğumuz en sevdiğimiz varlıklarımız.

Babalar yani bizler bir anne kadar sevgimizi gösterip sarıp sarmalamasak da evlatlarımızı, bir anne kadar severiz. Bizdeki sorun sevgimizi gösterememek yani erkek milletinin ortak sorunu. Örneğin benim rahmetli babamda sevgisini gösteren biri değildi ama çok eminim ki bizi severdi. Çünkü benim babamın sevgisiz olması imkansız, şeker gibi bir adamdı bana ve ağabeyime bir ters bakışı bile olmadı hayatı boyunca ve arkasında hoş seda bırakan nadir insandı.

Çocuklar evde ne görürse onu yapar der ya büyüklerimiz, ben evimde annem ve babamın şakalaşmaları dışında hiç ses yükselmesi görmedim ya da duymadım biz görmeden olduysa da babam annemle mutlaka dalga geçip konuyu kapatmıştır.

Baba çocuğa dürüstlüğü, doğruluğu, çalışkan olmayı öğretir, yazının başında da dediğim gibi baba da anne gibi koşulsuz ve şartsız sever. Sessizce sever fedakar ve mücadeleci varlıklardır hayatımızda.

Baba olmak bu hayatta fedakarlık demektir. Çünkü güçlü olmak ailesini dik tutmak zorundadır. Hayatın bütün zorluklarının karşısında durur ve mücadeleyi elden bırakmaz.

Babalar gününde bizler babamıza sadece bir hediye alıp gününü kutlayarak geçirmeyelim. Ona bize verdiği emek için teşekkür edip sevgimizi gösterelim. Bugün hayatımızda kocaman yeri olan babalarımıza sarılma zamanı, sarılamıyorsanız mutlaka mezar ziyaretlerine gidin ve ona minnet duyduğunuzu ve sevdiğinizi söyleyin.

Babalar bir evin temeli gibidir. Baba giderse ev sessizleşir ve eski neşesi kalmaz.

Yazının sonunda Fatih Kısaparmak'ın “Bu adam benim babam” şarkısının sözleriyle bitirmek isterim…

"Benim babam mert adamdı
Mangal gibi yüreği, yufka gibi kalbi vardı
Hayatım boyunca ona özendim
Fedakârdı, bir dikili ağacı belki
Ama kendisi onuruyla yaşayan koskoca bir çınardı
Üstümdeki kol kanat, sırtımı yasladığım dağ gibiyken
Ben babamın oğluyum, tepeden tırnağa Anadoluyum"

Tüm babaların Babalar Günü kutlu olsun…

Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın.