“Hayat hesapla değil, (*)nasiple yaşanır...” diyenler... Yerden göğe haklı...

Yarın neler yaşayacağımızı kim bilir ki?

*

Takvimler...
1985 yılını gösteriyor...
An itibarıyla...
Güzel İzmir’de...
Tam 40 yıl öncesine gidiyoruz...
Yer, Basmane Garı...
Ayakkabı boyacılarının dizildiği köşe...
Aralarında...
Lise 3’e geçen delikanlı “Bilal” de var...
Öğlen saatleri...
İri yarı biri ayağını uzatıyor Bilal’in boya sandığına...
Delikanlı için...
İlk iş günü... İlk tecrübe...
Ayakkabı nasıl boyanır onu bile bilmiyor...
Ama uğraşıyor...
Bi’kaç dakika sonra “Tamamdır abi” diyor, müşterisine...
Adam...
Bir ayakkabılarına bakıyor, bir de Bilal’e...
Aniden...
Bir tekme vuruyor delikanlının ekmek sandığına...
Her şey dağılıyor; liseli Bilal bile yere yuvarlanıyor...
Gözpınarlarındaki yaşları elinin tersiyle siliyor ama...
Yaşadığı acıyı kalbine atıyor ama hiç unutamıyor...
Sonra düşünmeye başlıyor:

“Benim suçum ne? Ekmek parası kazanmak suç mu? Babam bir sandık almıştı, hayatı öğreneyim diye... Hiç ayakkabı boyama eğitimi almamıştım ki... Sırf babam hayatı öğreneyim diye beni hazırlıyordu... O’a minnetim sonsuz...”

*

Bu özgün öykünün kahramanı...
İzmirli iş insanı ve siyasetçi Bilal Saygılı’dır...
Asker babanın oğludur...
Doğal olarak
İlkokulu, ortaokulu, liseyi ve hatta üniversiteyi...
Hep farklı şehirlerde tamamladı...
Son diplomasında...
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin...
Makina Mühendisi unvanı yazıyordu...
Babasının kurduğu “Saygılı Rulman” şirketinin başına geçti...
Ama...
Eğitim yıllarının basamaklarını hiç unutmadı...
Babasını ise...
Hep şu cümle ile taçlandırıyor:

“Baba; evladına nefes, yüreğine güç olur... Dağları aşar da hep yanında durur...”

*

İşte...
İzmir’de hayata ayakkabı boyacısı olarak “merhaba” diyen...
Gencecik mühendis Bilal Saygılı...
Türkiye’nin öncü firmalarından olan “Saygılı Rulman”ı...
50 metrekarelik bir dükkândan...
10 bin metrekarelik bir tesise taşıyarak...
Uluslararası pazarın güçlü bir marka olmasını sağladı...
Sosyal yaşamı hiç ihmal etmedi ama...
İçinde hiç sönmeyen bir “siyaset yapma” heyecanı vardı...

*

Genç MÜSİAD İzmir”in kurucusu ve İzmir Şube Başkanlığı görevini üstlendi... Otomobillere meraklıydı; o merakı hiç bitmedi... Ticaret hayatındaki başarılara “milli otomobil sporcusu” unvanını da ekledi... 55 yaşının tadını çıkarıyor; hayırseverliği ile tanınıyor ve dua alıyor...

*

Şahane bir ailesi var...
Eşi Şahika Hanım ve üç evladı ile çok mutlu...

*

İktidar partisinin İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı...
Siyaset yapmayı seviyor...
Bu konuda kararlı, dengeli...

*

Gençlere harika bir mesajı var...
Diyor ki:

“Bir konuya hedeflendiğinizde anlık problemler gördüğünüzde lütfen hedefinizden, gayenizden, disiplininizden sakın uzaklaşmayın... Gerçek hedefinizden şaşmayın... Kazanan hep siz olursunuz...”

*

Siyasi eleştirileri İzmir Büyükşehir Belediyesi üstünde düğümlense de...
Tamamı “Keskin Bıçak”...
Mesela...
En taze seslenişi şöyle:

''Cemil Tugay, İZBAN’ı hizmet aracı değil, TCDD ile siyasi bilek güreşi sahası olarak görürken, kurumu teknik iflasa sürüklüyor... İZBAN’ı “90 dakika” uygulamasından çıkararak, İzmir’i 90’lı yıllara döndürdü..."

AK Parti’nin kıdemli İzmir İl Başkanı Saygılı’nın bir niyazı var bu güzel memleket için...
Diyor ki:

“Milletimizin hasretini çektiği büyük ve güçlü Türkiye’ye kavuşmamıza çok az kaldı... Zulümle, krizle, çatışmayla boğuşan coğrafyamızda barış rüzgârlarının esmesine inanın çok az kaldı…”

*

Bitiriyoruz...
Ne demiştik başlarken?
İşte o cümle, “SonSöz” olsun:

“Hayat hesapla değil, (*)nasiple yaşanır...”

Nokta...