Devleti yönetme ve siyaset sahnesinde İnönü, Korutürk, Sezer ve Nehrozoğlu aileleri benim için apayrı bir öneme sahip. Onlar benim kareasım!
Sinemada Ediz Hun, Türk Sanat Müziğinde Mediha Şen Sancakoğlu, futbolda ise Lefter Küçükandonyadis, Metin Oktay ve Metin Kurt, Maradona.
Aydın deyince de hep iki ad geliyor usuma. Giardano Bruno ve Aziz Nesin!
Çeşidi belirsiz hayvan var canlılar dünyasında. Hayvan sevgisinde ise tercihim önce köpek, sonra kedi.
Tas kebap, köfte, kuru fasulye, pilav, makarna, tarhana ve kelle paça çorbası da yiyecekler dünyasından vazgeçemediklerim. Tabii ki yanlarında roka tabağı…
İçki deyince ilk tercihim hep Captain Morgan! Sonrası ise Jack Daniels ve rakı.
Süpangle, kazandibi, aşure ve dondurma vazgeçemediklerimden…
Gazete deyince de önceliğim hep Cumhuriyet!
Büyükler hep küçüklere sorar ya: ‘’ Anneni mi seviyorsun babanı mı?’’
Yanıtımın ‘ annem ‘olduğunu herkes bilir.
Gelelim şehirlere…
Doğduğum toprak, Manisa iline bağlı bir köy. Eski Borlu. Çocukluğum Eski Borlu ve Köprübaşı’da geçti. İlk gençliğim ise Salihli imzasını taşıyor.
Beni çok etkileyen dört kent, sırasıyla İzmir, Muğla, Antakya, Mardin.
İzmir’in de yaşadığım ilçe olan Karşıyaka’sı ve Basmane’si çok etkiliyor beni. Bir de Küçükyalı…
İkide bir Basmane sokaklarında dolaşmazsam olmaz!
Sorduklarında ‘ SaBerİz’li olduğumu söylerdim. (Salihli, Bergama, İzmir)
Sonra ‘KarBerAy’ demeye başladım. Karşıyaka, Bergama, Ayvalık.
Artık Salihli’yi unuttum gibi…
Yaşamım; Karşıyaka, Bergama ve Ayvalık’ta geçiyor.
Aşkım Bergama’m, Canım Ayvalık’ım… Onlarsız yapamam!
İzmir’e dışarıdan gelip yerleşenlerin ‘’ Bizim oralar ‘’ deyip bana akşam sabah Tunceli Urfa, Mardin’i anlatmaları ise tuhaf gelir. Hele hele gettolaşmaları!
Günün birinde de Bergama’nın Kozak Yaylası’ndaki Hacıhamzalar’da etnoğrafya müzesi gibi bir ‘ Rasime Şeyhoğlu Kültür Evi’ açma projem var. Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Mehmet Atilla adlı odaları, Yaşar Kemal bahçesi olan…
Emekli öğretmen maaşıyla nasıl olacak bu?
Umut tükenmez ki…
Kırmızı karanfil, kırmızı gül, papatya ve nergis…
Ihlamur, çınar ve çam…
Bunlar da favori çiçeklerim ve ağaçlarım.
Bach, Beethoven ve Vivaldi’nin hiç eksik olmadığı bir ortam…
Keyfimin gıcır olduğu zamanlarda bangır bangır Ruhi Su!
Tabii ki Aretha Franklin, Gloria Gaynor, James Brown, Tina Turner…
Tabii ki Tom Jones, Elvis Presley, Nada, Dorona Alberti, Shirley Bassey, Whitney Houston.
Edith Piaf, Mireille Mathieu, Jose Feliciano…
Onları dinlemeden yapamam ki…
Doğrusu bu ya… Arada bir de James Bond filmleri izlemek isterim o cennette.
Avram Ventura, Yekta Güngör Özden, Öcal Uluç, Mehmet Atilla, Kemal Anadol, Saygı Öztürk, Ardahan Totuk, Feyza Hepçilingirler, Salim Çetin, Seydi Önder, İsmail Çetinkaya ile telefon görüşmeleri tabii ki işin olmazsa olmazı!
En güzeli ise kızım Deniz ve oğlum bildiğim damadım Barış ile olan telefonlar. Onların ve dünürümün sesi bana adını bilmediğim bir hormon aşılıyorlar adeta.
Yazılarımı paylaşmayı ihmal etmediğim; Ahmet Topuz, Cem Üsküp, Antikacı Sabahattin, Terzi Eşref, Hüseyin Savacı, Tamer Yıldırım, Şeyh Bedrettin Öbeği, Selim Karyelioğlu, Lütfi Ünsal, Mehmet Büyükçelik, Mehmet Özçataloğlu, Özcan Durmaz, Müjdat Çalış, İsmail Durmaz, Yakup Akyol, Suat Kaçak…
Televizyonda spor programı mı? Hiç açmam, kim kimi yenmiş merak bile etmem.
Yakınım ya da uzağımda birinin ne düğününe ne nişanına ne de sünnetine giderim. Kimseler de darılmasın bu yüzden. Benim kütüphaneler için alınacak kitaplarım var çünkü. Bağışlasınlar beni!
Ezcümle…
İnsan tercihleriyle bir bütün!