Geçen 26 Mayıs’ta kaybettiğimiz İlhan Şeşen’in...
Yıllanmış bir şarkısı vardır...
Bi’zamanlar herkesin dilindeydi ve yıllardır hiç eskimedi...
İki satırla hatırlatalım:
“Neler oluyor bize yine neler oluyor?”
Neler oluyor sana bana neler oluyor?”
Bu iki mısra...
Güzel Türkiye’nin bugünkü “anlık” halini anlatıyor...
Sokakta... Evde... Kafede... İş yerinde...
Hiç fark etmiyor...
Mutluluklar gölgeleniyor; sıkıntıdan kabuslar çöküyor!
*
Su gibi akıp giden şu “vicdan sızlatan” olaylara bakar mısınız?
Evinin balkonundan aşağı düşen ünlü şarkıcıyı...
Kızının ittiği iddia ediliyor...
Neden, niçin? O da belli değil!
*
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, bahis soruşturmasını hatırlatırken, “Milyonlarca lira transfer ücreti alan bu insanlar, bu işin içerisine nasıl bulaşır, nasıl girer?” diyor... Çok haklı ancak, şu soru an itibarıyla durumumuzu acayip bi’şekilde özetliyor:
“Çok mu çok açgözlü olduk acaba?”
*
Bolu Kartalkaya’daki otelde çıkan yangında 36’sı çocuk 78 vatandaşımız can verdi; 133 kişi yaralandı... Aralarında otel sahiplerinin de olduğu 11 kişiye müebbet verildi... Ya otelin denetiminden sorumlu olanlar? Vatandaş, onlar için de “Bu dünyada olmasa bile mahşerde hesap verecekler!” diyor... Beddua gibi sanki!
*
Bakın çarşıya / pazara... Başta yiyecek / içecek olmak üzere her şey ateş pahası... An itibarıyla “asgari ücret” gündemin zirvesinde... İyi de, “Etiketler aşağı çekilmeden maaşlar artsa ne yazar?”
*
Peki...
Güzel Türkiye...
“Her alanda tertemiz, yepyeni bir sayfa açamaz mı?”
Çok mu zor bunu gerçekleştirebilmek?
*
Mesela...
“Uyuşturucu ve sanal kumar suçlarında infaz indirimi yapılmasın!” diyenler haksız mı?
Ve, yine mesela...
Kısa adı “BBP” olan...
Büyük Birlik Partisi’nin Genel Başkanı Mustafa Destici...
Cumhur İttifakı’nın ortağı olmasına rağmen...
İktidar Partisi’ni “tırnak ucuyla” da olsa eleştiryor...
Hayli ilginç ve bir o kadar da dikkat çekici bir final yapıyor:
“Öcalan’ın artık sözünün geçtiğine de inanmıyorum... Yani (Silah bırakın, kendinizi feshedin!) diyecek de silah bırakılacağına, feshedeceğine de inanmıyorum...”
Bu da nereden çıktı diyeceksiniz ve haklısınız!
Çünkü...
Dünyanın parmakla gösterdiği bir Türkiye’yi hepimiz özledi...
Sakin... Huzurlu... Başı dik...
Ne var ki...
Hala bu güzel ülkenin sorunları kucak dolusu...
En acıklısını geçen hafta kaleme almıştık...
Türkiye’nin an itibarıyla...
Toplam 304 bin kapasiteli 402 cezaevinde 420 bin mahkum...
Hürriyetine kavuşacağı tarihi bekliyor...
Normal mi bu durum?
Yorum size kalsın!
Nokta...
Hamiş: Pahalılıktan bir nebze olsun kurtulabilmek için mesela bir “hane geçim rakamı” tespit etmek gerekiyor... Ankara’da, İstanbul’da, Erzurum’da, Gümüşhane’de, Sinop’ta ya da Edirne’de “3-4 kişilik bir aile asgari kaç liraya geçinebilir?” onu ortaya koymamız lazım... Tabii, bu gayreti gerçekleştirebilirsek!..
Sonsöz: Cumhurbaşkanı Yardımcısının gündeme getirdiği “vatandaşlık maaşı” asgari ücretin altında... (Örneğin; belirlenen rakamın 20 bin lira olması halinde ailenin geliri 16 bin lira ise devlet aylık 4 bin liralık ödeme yapacak...) Nasıl geçinilir bununla?