Türk Sanat Müziği’nde...
Zeki Müren öncesinin...
Gelmiş, geçmiş “en özel, en anlamlı” yıldız sesi olarak...
Tarihe adını yazdırdı...
Allahı var...
Billur gibi sesiyle...
Dinleyeni, izleyeni başka alemlere taşıyan...
Bir “Safiye Ayla” geçti bu dünyadan...
Temmuz’da doğdu...
Ocak’ta veda etti...
Araya...
Bildiği gibi (kafasına göre) yaşadığı “81 yıl” sıkıştırdı...
Ömrü yetseydi...
Bir asrı geride bırakmış olacaktı...
*
Rivayete göre...
Türkiye O’nu, müthiş sesine karşın...
Pek gösterişli olmayan (bazılarına göre çirkin) bir kadın olduğu için...
Atatürk’ün...
O’nu perde arkasından dinlediği(!) palavrasını...
Yıllarca seslendirdiler...
Ne var ki...
Safiye Ayla...
Bu “ayıp yakıştırma”yı tarihe gömen bir star olarak saygıyla anılıyor hala...
Hatta tam tersi...
Atatürk boş zamanlarında “Safiye” ile sohbet eder...
Aralarında iddialı tavla maçları geçermiş...
*
Gazeteci – yazar Murat Bardakçı’ya göre...
Ne annesini ne babasını...
Hatta doğum tarihini bile bilmiyor...
Bilinen tek ayrıntı...
Safiye Ayla yetimler yurdunda büyümüş...
Mısır doğumlu...
*
Türkiye İşçi Partisi’ne üye olmuştu fi tarihinde...
Partisinin mitinglerine...
Konserlerde kullandığı ses sistemlerini yolluyordu...
İlginç bir iddiası vardı geçmiş zaman dilimlerinde...
Şöyle yakınıyordu herkese:
“Kenan Evren solcu olduğum için beni Devlet Sanatçısı sıfatından mahrum bıraktı!”
*
Yaşlanmayan bir yıldızdı!
Daima kalbinin sesini dinleyen bir özelliği vardı...
Hayli ileri yaşlarda bile flört ediyor; ilişkilerini saklamıyordu...
Dostlarına sorarsanız...
Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma “pırlanta”dan farksızdı...
*
Unutulmaz özel bir ayrıntı daha...
Taaa, sahnelerin yıldızı olduğu günlerde...
Cezaevinde olan Nazım Hikmet ve arkadaşlarına...
Sürekli erzak ve giyecek yardımı yapıyordu...
Emniyet teşkilatı bundan rahatsız olduğu için...
Bir gün Safiye Ayla'yı gözaltına alırlar...
Komiser, “Ne işiniz var bu komünistlerle?” deyince...
Safiye Ayla’dan şu karşılık geliyor:
“Sizin için komünist olabilir ama onlar benim arkadaşlarım ve buradan çıktığımda yine arkadaşlarıma yardım edeceğim...”
*
Safiye Ayla’nın...
Neden böyle dediğini daha sonraları...
Ölümsüz yazar Yaşar Kemal şöyle anlatıyor:
“Ayla hanım öksüz ve fakir yetiştiği için partimize sürekli destek verir, bunun nedenini sorduğumda; "Siz de fakirlerin haklarını gözetiyorsunuz, ben de fakir ve öksüz büyüdüm, o yüzden size destek vermek ve katılmak istiyorum...” karşılığını vermişti...
*

Bitiriyoruz...
Gazetecilik mesleğinde...
Bana çok emeği geçen “Tayfur Göçmenoğlu” ağabeyimizin...
Yıllar önce Safiye Ayla ile yaptığı röportajın bir bölümünde şu satırları bugüne taşımıştı:
“İçimde gençlik ateşi var... Tıpkı Kleopatra gibi... Hep genç kalmak istiyorum... Yılandan bu yüzden korkarım... 62 yaşında bir kadın, bu isteği taşıyorsa bunun başka izahı olur mu?”
Nokta...
Hamiş: Safiye Ayla, “Çile Bülbülüm” ve “Ah Bu Gönül Şarkıları”nı ünlendiren ve kendisinden başka hemen her seslendireni etkisi altında bırakan bir sanatçıydı... Vefatının üstünden tam 27 yıl geçti ve ne kendisini ne de seslendirdiği ölümsüz şarkıları hala unutulmadı; dillerde...
Sonsöz: Safiye Ayla, sanat yaşamı boyunca başta İstanbul Radyosu olmak üzere Türkiye radyolarında sayısız konser verdi, beş yüzden fazla plak doldurdu... O plaklar satış rekorları kırdı... Büyük beğeni toplayan sesiyle ünü yurt sınırlarını aştı...