Ara sıra, “Off, of…” çekerek…
“Mazi kalbimde yaradır…” diye (*)hayıflansak da...
Geçmişin güzelliklerini hapsederek içimize...

“8 bin 500 yaşındaki Prenses İzmir”...

Önemli bir kültür, sanat, turizm ve ticaret merkezi olarak anılır...
Bu topraklarda doğup, yetişenler için...
Hep “gözbebeği” olarak anılır...
Her ne kadar...
Asırlar boyu, lacivertten turkuaza...
Mavinin tüm renklerine hakim koyları ve plajlarıyla...
Artık turizme davetiye çıkarmakta zorlansa da...
Yine de...
Bu topraklarda doğanlar ve ekmeğini yiyenler için...

İzmir, “canımız - ciğerimiz” olarak kabul görür...

*

Önce, önemli bir tespit…
Ege'nin tüm illerini, ilçelerini dolaşın…
Trafiğe açık hiçbir yol…

İzmir'in “Varyant”ı kadar keyif vermez…

Eşrefpaşa'dan Konak'a doğru inerken…
Sizi…
Olağanüstü güzellikte bir “İzmir panoraması” karşılar…
Peki…
Kıymeti biliniyor mu Varyant'ın?
Geleceğiz, oraya…

*

Takvimler…
1950'nin ilk aylarını gösterirken…
Vali Halil Rıfat Bey dönemi yaşanıyor Ege’nin incisinde…
Belediye Başkanı da Rauf Onursal...
Güzel İzmir'i yönetenler şuna karar veriyor:

“Konak Meydanı'nı Değirmendağı'ndan Eşrefpaşa, yukarı mahalleler ve yeni açılan Hatay Caddesi'ne bağlayan varyant bir yolun açılması şart olmuştur…”

Bu arada…
Aklınıza mutlaka takılmıştır…
Ya da…
Acaba merak eden olmuş mudur?
İzmir'i yönetenler bu şehir içi yola neden “Varyant” demiş?
Çünkü…
Bir yol şebekesi üzerinde, belli bir noktadan ayrılarak başka bir noktada aynı yolla yeniden birleşen ikinci derecedeki yola, Fransızlar (varyant) diyormuş… Biz de oradan almışız… Türkçe değil ama n'apalım?
Önemli olan…
Aslanlar gibi hala ayakta o “yakışıklı” yol…

*

O tarihlerde…
Özellikle Büyük Menderes Havzası ile…
Aydın, Denizli ve Konya yönünden İzmir'e gelenler…
Alternatif olmadığı için…
Son derece dar olan…
İkiçeşmelik Caddesi'ni kullanmak zorunda kalıyorlardı…
Dik bir yokuş halindeki bu yol…
Hiç kullanışlı değildi…
O zaman anlaşıldı ki…
Acilen bir “Varyant” yaratılacaktı…
Başka çare yoktu…

75 yıl önceki vizyona bakar mısınız?

*

O tarihlerde işler Allah’ı var (eski teknolojiye rağmen) hızlı ilerliyormuş…
Çalışmalara…
1949 yılının son aylarında (76 yıl önce) başlanmış…
Önce…

“Bu yolun adını koyalım” önerisi masaya gelmiş…

Henüz yol filan yok; hatta projesi bile yok ama…
Milletçe “fiyakalı bir yıl isim” için öneriler havada uçuşmaya başlamış!
Nitekim...
Süratle “Varyant”a bir isim buluvermiş İzmir’i yönetenler:
Törenle yolun adını yakıştırıvermişler...

“Birleşmiş Milletler Yolu”…

Nereden çıktı bu “BM Yolu” diyecekseniz, hatırlatalım…
Birleşmiş Milletler…
O sıralarda henüz dört yaşındaydı ve…
İzmir'i yönetenler…
Uluslararası kuruluşa jest yapmak istemişlerdi…
Gelgelelim…
74 yıldır…
Kimseler buraya “BM Caddesi” demedi, hala demiyor…
Sadece…
Varyant'ı tırmanırken…
Karşıdaki duvara çivilenmiş…
Geçmişi yad etmek adına…
“Birleşmiş Milletler Caddesi” levhası var…
Taaa…
Törenle ilk kez trafiğe açıldığı “28 Aralık 1952” gününden beri…
Size, bize, hepimize hizmet veriyor…
Yüksünmeden…
Üstelik...
Tablodan farksız görüntüsüyle…

*

İnanır mısınız?
Başlangıçta köprü ayaklarının arası…
Dükkan olarak kullanılsın diye boş bırakılmış…
Sonra…
Bi'daha düşünmüşler…
Ardından...
Şu soru gelmiş akıllara:

“Ya beton ayaklar köprünün ağırlığına dayanamazsa?”

Planı değiştirmişler…
Bugünkü gibi ayakların arasını doldurmuşlar…
Yalnız toprakla değil…
Sağlam olsun diye…
Karafatma Dağı’ndan getirilen kayalarla…
Minik bir ayrıntı…
Varyant'ın bi'özelliği daha var:

“İzmir'de floresanla aydınlatılan ilk cadde…”

Başınızı kaldırıp, Konak tarafından baktığınızda…
Sanki…

Işık saçan UFO’lar tepenizde!

Ne kadar havalı değil mi?
Tarihi bi'daha hatırlatalım…
Tüm bunlar 70 küsur yıl önce yaşanıyor…

*

Bitiriyoruz…
Bir gün mutlaka…
İzmir'in Çatısı'na…
Varyant'tan…
Eşsiz bir manzara eşliğinde…
O daracak, beyaz korkuluklu kaldırımdan yürüyerek…
Eşrafpaşa'ya kadar…
Çevrenizi yeniden keşfedin…
Yılan gibi kıvrılan o yol üzerinde…
Yavaş adımlarla ilerlerken…
Arkeoloji, Etnografya ve Oyuncak müzelerini selamlayarak…
Çok mutlu olacaksınız…

*

Minik bir tüyo…
Tatar Mahallesi'nin ara sokaklarındaki…
Çi börekçilere (Halk arasında çiğ börek) uğramayı unutmayın…

*

Bir önemli ayrıntı daha...
Yolunuzun üstündeki…
Bir zamanların devasa öğrenci yurdunu hatırlayacaksınız…
Bugünler için çoktan işlevini tamamladı; yerinde yeller esiyor…
Aslında...
Fi tarihirde neden inşaat edildiğini bir bilseniz…
Meğer…
İzmir'in yöneticileri…
O günün teknolojisiyle…
“Ucuz Halk Apartmanı” yaratmak istemişler…
Ucuz dedikleri de…
İnanılmaz bir körfez manzarası ayaklar altında bir “teras kent”…
Bi'tane bile talipli çıkmamış…
Allah, Alllah! Neden acaba?

Nokta…

(*)Hayıflanmak: “Üzülmek...”

Hamiş: Öğrencilerin barınma krizi derinleşirken 1,5 yıl önce kısa adı “KYK” olan Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun Varyant’taki yıkılan alanı hala boş duruyor... Konumu itibarıyla kentin en güzel manzaralarından birine sahip alan bu alan için son iki seçimde de herhangi bir proje vaadinde bile bulunulmazken otel iddiaları gündemde... (Cumhuriyet Gazetesi / 27 Eylül 2024)

Sonsöz… “Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım… / Necip Fazıl Kısakürek – Şair, romancı, oyun yazarı ve İslamcı ideolog…”