Okul zili son kez çaldıysa, öğrenciler için bu üç sadece tatil değil özgürlük, dinlenme, yeniden başlama ve belki de biraz da büyüme zamanı demektir.
Sabah erken kalkma telaşı biter, defterler ve kitaplar rafa kaldırılır.
Deniz kokulu sokaklar
Artık sabahlar deniz kokuldur, güneş odamıza daha bir parlak doğar ve akşamlar daha serindir. Çocukların sesleri sokaklarda yeniden yankılanırken, büyükler için ise özellikle de çalışanlar adına biraz yorgunluk atmak, biraz da kendi içine dönmek için iyi bir fırsattır…
“En son kim kullandı da yenisini koymadı?”
Yazın en güzel yanlarından biri de şüphesiz ki buzdolabındaki o karpuz ve kavun dilimleri… Ne zaman ki buzlukta, buzlar ve sürahilere konulan soğuk sular tükenir işte o zaman evin içinde küçük çaplı bir kriz patlak verir. “En son kim kullandı da yenisini koymadı?” sorusu yaza zaten damga vuran cümle.
Suya bırakılan stresler
Hepimizin ortak hayal ve isteği kendimizi en güzel koya bırakmak, bazılarının ise kendisini kuma gömmek. Belki Ege’nin belki de Akdeniz’in serin sularında… Deniz sadece vücuda değil ruha da iyi gelir derler... Aquaparklardaki kaydıraklardan kayan çocukların kahkahaları ise gün içindeki telaşımızı bir nebze de olsa unutturur. Güneşle kurulan ilişki de kişiden kişiye değişir tabii. Kimisi saatlerce güneşlenip bronzlaşmayı arzu ederken, kimisi beyaz tenini gördüğü her gölgenin altında saklar.
Uzun kuyruklar...
Kışa nazaran daha geç kararan gökyüzü, yaz gecelerini uzatır. Sokak lambaları yanmadan önce balkonlardan serin hava eşliğinde yapılan sohbetlerde kahkaha sesleri yükselir. Yaz tatilinin başlamasıyla birlikte tatil bölgeleri canlanır, yazlık bölgeler resmen bayram yerine döner. Dondurmacı dükkanlarında kuyruklar oluşur, seyyar satıcıların sesleri mahallede yankılanır. Yaz tatili başladığı an özellikle tatil bölgelerindeki esnaflar için alın terinin karşılık bulduğu ciro dönemi başlar.
Dijital çağ
Yaz sadece sahillerde değil artık telefon ekranlarında da yaşanıyor. Gittiğimiz her koy, yediğimiz her dondurma, içtiğimiz her soğuk kahveyi mutlaka takipçilerimizle paylaşırız. Dijital çağda aslında yaz ya da kış fark etmeksizin 'anı yaşamak yerine' daha çok belgeliyoruz... Yaz gelir ve gider. Ama o üç ay içerisinde yaşadıklarımız... Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın.