Hiç unutamadığım günlerden biri 15 Eylül.

Orhan Kemal doğmuştu o gün Adana’nın Ceyhan’ında. 1914’te.

Romanlarıyla, hikâyeleriyle hiç mi hiç unutamadığım, bana yazma aşkını kazandıran o büyük insanı unutmam mümkün mü?

Ölüm yıldönümü olan 2 Haziran’larda da hep onunlayım.

Bendeki Orhan Kemal sevgisi bir başkadır!

*

Öte yandan 15 Eylül’ün bir başka unutamadığım önemi, Ayvalık’ın kurtuluş günü olması.

Canım Ayvalık’ıma, Ayvalıklılara sevgilerimi gönderiyorum buradan.

Yeşille mavinin her daim aşk yaşadığı/ seviştiği bir başka cennet köşe var mıdır şu dünyada acaba?

Gel gör ki Ahmet Yorulmaz’ı/ Gezi Parkı olaylarını kentin belleğine park olarak dahil eden Ayvalıklı’nın ‘ Türkçenin Kraliçesi ‘ olarak bilinen Ayvalıklı Dilbilimci- Yazar- Emekli akademisyen/ Edebiyat öğretmeni Feyza Hepçilingirler’in adını bir sokağında/ caddesinde ya da parkında yaşatmıyor oluşu da insanı düşündürmüyor değil.

İhmalkarlık mı, bilgisizlik mi, vefasızlık mı?

*

Biliyor muydunuz bilmem, İzmir’de yaklaşık 100 yıldır çalışmaları devam eden Eski Smyrna Bayraklı Höyüğü kazısı, Cumhurbaşkanlığı kararı ile mühürlendi. Arkeologların kazı alanına erişimi engellenirken kazı envanterlerine de el konulduğu öğrenildi.

Araştırmadan, yeni yeni öğrenilecek bilgilerden neden bu denli korkulur ya da bir dönemin ortaya çıkarılması neden Cumhurbaşkanını rahatsız eder, anlamak zor!

Garip şeyler oluyor ülkemizde.

2004 yılında İzmir’in Konak ilçesi/ Yeşilyurt semtinde meydana gelen Levent Ata cinayetiyle birlikte kamuoyunun gündemine düşen, cinayet sonrası olay yerinden kaçmak için kullanılan otomobilin geçmişte Ülkü Ocakları Ege Bölge ve İzmir İl Başkanlığı yapmış olan Abidin Bilgin’e ait oluşu nedeniyle yıllarca hapis yattıktan sonra Devlet Bahçeli’yi ziyaret için yola çıktığını bir benzin istasyonundaki sosyal medyadaki mersedesli fotoğrafından ve ziyaretle ilgili sözlerinden öğrendik.

Vefa duygusu mu, geçmişten gelen bir arkadaşlık ilişkisi mi bildiğim yok.

Bir an için düşünelim…

Cinayetle ilgili bir davadan yıllarca hapis yatmış biri Özgür Özel’i ziyaret edecek olsa…

Bırakalım cinayeti, hangi suçla hapis yattığını bilmediğimiz Selahattin Demirtaş ve ona benzer bir siyasetçi hapisten çıkar çıkar çıkmaz Özgür Özel’i, Ümit Özdağ’ı ya da örneğin Turhan Çömez’i ziyarete gitse ne düşünür sayın ülkücü kardeşlerimiz?

Bu ziyaret, kamu vicdanını yaralar demek istiyorum.

İlginç şeyler oluyor ülkemizde. Gazetelerde okudum.

‘’ AKP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Fatih Aydemir’in evindeki çelik kasada bulunan ve toplam değeri 13,5 milyon TL seviyesinde olan para ve ziynet eşyası 24 Ağustos 2025’te çalınmıştı. Aydemir’in evine giren hırsızın ise oğlu Muhammet Emin Aydemir olduğu öğrenilmişti. İfadesinde soygunu kendisinin yaptığını söyleyen 20 yaşındaki Muhammet Emin Aydemir, babası ile ilgili de dikkat çeken ifadelerde bulunmuştu. Tutanaklara geçen ifadede Aydemir, AKP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı olan babasının rüşvet aldığını kendisine söylediğini anlatmıştı.’’

Soygunu yapan oğulun adının Muhammet olduğuna mı yanalım, rüşvet alan babanın AKP yöneticisi olduğuna mı?

Yoksa, 8 yıllık görevinde 43 ülkeye 140’tan fazla gezi yapan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın gizlice Norveç’e gittiğinin ortaya çıktığına mı şaşalım?

‘’ Unutmayın; Din, fakirleri avutmak içindir.’’ sözünü sosyal medyasının manşetinde kullanan Zemheri 31 imzasının sahibi, mayolu ve bikinili erkek ve kadınların bulunduğu bir fotoğrafı paylaşıp şöyle başlık atmış: ‘’Laikliğin tadını çıkaran Suudi Kraliyet Ailesi! ‘’

Bu tür haberler düşündürüyor olmanın yanı sıra öğretiyor da…

Ama…

Densizlik, terbiyesizlik kokanlar da yok değil.

Yeni Akit Haber Müdürü Murat Alan’ın yaptığı gibi…

Hazretleri, sanıyorum 30 Ağustos’tu. Anıtkabir’de üst araması yapılan subayların gündem olduğunda şöyle yazmıştı:

‘’Hepsinin burnundan getiriyoruz. O hizaya gelmeyen, omzu çatal bıçak seti apoletli generalleriniz var ya, hepsi eşek gibi Erdoğan’ın arkasında saf tutuyor.’’

Haber müdürü olan bu arkadaş, Cumhurbaşkanının basın danışmanı olmak istiyor anlaşılan.

Tek adam rejimi, insanı/ insanları bu duruma getiriyor ey halkım, bunu unutma!

Bugünlük bu kadar!

Bilelim ki bugünler, aydınlık yarınların arifesi.