Bu ay kısa bir aranın ardından yeniden birlikteyiz. Zamanın nasıl geçtiğini anlamakta zorlanıyorum mart ayını ortaladık bile…

Son günlerde Türkiye gündemi siyaset olsa da, bana göre gündemin ilk sırasında “deprem” var. Deprem bölgesinde insanların yaşam şartları ivedilikle iyileştirilmeli. Ve bizler yardımlarımızı deprem bölgesine göndermeye devam etmeliyiz. Hızla yaptığımız yardımlar yine aynı refleksle normal hayatımıza dönerken bölgeyi unutmamalıyız. Bölgenin ihtiyaçlarını kurum ve kuruluşlar tarafından takip etmeliyiz.

Biraz siyaset…

Son günlerde Altılı Masa Cumhurbaşkanı adayını açıkladıktan sonra gündemimiz siyaset oldu. Önce Altılı Masa’da bir kriz, daha sonra krizin çözümü. Tabii kafalarda iki soru oluştu. Bunlardan ilki; “Acaba altılı masa daha ilk anlaşmazlıkta kriz yaşayıp ayrıldı ve kriz büyüdü, anlaşamadılar mı?” yoksa “Altılı Masa kriz yaşadı ve bunu çok kısa bir süre içerisinde çözdü mü?” Akıllarda bu iki soru… Altılı masanın geçiş sürecinin 12. maddesinde “İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Sayın Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanacaklardır.” deniyor. Bu madde herkes tarafından yorumlandı. Peki bu madde halk nezdinde nasıl karşılık bulacak?

Siyaset bilimciler halkın maddeyle ilgilenmediğini, kurdukları gönül bağıyla hareket edeceklerini söylüyorlar. Bu noktada muhalefetin bu adımının halk nezdinde çok olumlu karşılandığı söyleniyor. Diğer taraftan iktidarın gelişmelere sessiz kalıp yorum yapmaması, deprem bölgesi ile ilgilenmesi de yine aynı uzmanlar tarafından doğru bir strateji olarak değerlendiriliyor. Yaşanan gelişmelerle Türkiye gündemi siyaset ve seçim olsa da asıl gündemimizin deprem olduğunu unutmamalıyız. Ancak görülen o ki 14 Mayıs’a kadar seçim sürecinde gündemimizde siyaset olacak gibi.

Peki sokak ne konuşuyor?

Sokak kıymanın kilosunun 270 TL olduğunu konuşuyor. Sokak 1 kg elmanın 20 TL olduğunu konuşuyor. Sokak her ay su faturalarına gelen zammı konuşuyor. Sokak deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımıza nasıl daha fazla yardım ederiz diye konuşuyor. Sokak depremin daha ilk günlerinde resmi kurumlar tarafından satılan çadırları konuşuyor. Tabii tüm bu konuşulanlar, önümüzdeki iki aylık süreçte insanların nasıl şekil alması gerektiğini de düşündürüyor. Hakkımızda hayırlısı diyelim.

Dayanışma kampanyaları…

Bir önceki sayıda söylemiştim. Tarihde, insanın olduğu her yerde iyilik olduğu kadar kötülük de oluyor. İşte onlardan bir tanesi yaşadığımız büyük felaketin ardından Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü, Gaziantep’in İslahiye ilçesinde görev yapmak üzere çevik kuvvet personeli görevlendiriyor. Bu personelin başında bulunan 4. sınıf emniyet müdürü görevini tamamlayıp Tekirdağ’a dönerken depremzedeler için yapılan yardım malzemelerini yükleyip kendi evine götürüyor. Bu durum ihbar ediliyor ve yakalanıp adliyeye sevk ediliyor. Ancak adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor. Düşünebiliyor musunuz bu kadar büyük bir felaket yaşıyoruz bu felakette güvenmemiz gereken bir kurumun yetkilisi böyle bir olayla gündem oluyor. Eve getirdikleri arasında çadır, bere, bot, kaban, ısıtıcılar, depremzedeler için hayati öneme sahip jeneratör ve daha birçok ürün bulunuyor. Hava koşullarının hala sert olduğu bölgede, insanların bunlara ihtiyaç varken güvenilmesi gereken üstdüzey bir emniyetçinin bu şekilde gündeme gelmesi akıl alır gibi değil. Bir insan depremzedeler için yollanan yardımları çalacak kadar nasıl vicdansız olabilir? Allah’tan savcılık karara itiraz ediyor da şahıs tekrar tutuklanıyor.

Oyuncak yağıyor…

Gelelim gözbebeğimiz Radyo Ege’ye… Radyo Ege ve Son Mühür ailesi olarak bir oyuncak kampanyası başlattığımızı biliyorsunuz. 13 Nisan’a kadar deprem bölgesinde yaşayan çocuklar için oyuncak topluyoruz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızda bölgede olacağız ve toplamış olduğumuz oyuncaklar ile çocuklarımızın yüzünü güldürüp kalplerine dokunmaya çalışacağız. Bu duyuruyu yapınca yağmur gibi oyuncaklar ofisimize gelmeye başladı. Oyuncaklar yanı sıra hikaye kitapları, boya kalemleri, boyama defterleri de geliyor. 

Firmalarda destek olmakta… 

FORBEST ve DİLAN OYUNCAK 3 Koli gönderdi. ÖZEL ŞEYMA ANAOKULU velileri oyuncak bebek yapıyor. Öğrenciler elleriyle paketliyor. İZMİR FIRINCILAR ODASI Başkanı Kemal Sırtı üyeleriyle kampanyamıza katıldı. YELİZ ŞAHİN fahri temsilcimiz gibi komşularından ve dostlarından topladıklarını bize iletiyor. NEBİ SEVER mahalleden toplamış oyuncakları gittik aldık…. Sabah yayınım sırasında dinleyicimiz ALİ ATEŞ geldi. Evdeki peluş oyuncakları yıkayıp ambalajlamış, bir sürü de araba almış kocaman bir koli ile karşımda duruyor. Nasıl sevindim, anlatamam… Dalga dalga büyüyor kampanyamız… Ege Meslek Yüksekokulu İdari Amiri METİN BAYYURT, torununun oyuncaklarını hediye paketi yapmış gönderiyor. Forbest Mağazası Depo Sorumlusu KADİR UÇAR ve Satın Alma Müdürü ÜMİT DERİSTAN tüm çalışanları organize edip fabrika içine koydukları koliye oyuncakların gelmesini sağlıyor. Adını sayamadığım birçok dinleyici oyuncakları gönderiyor…

Çocuklar hep gülsün…

 

Sizlerde bu kampanyaya katılmak istiyorsanız eğer ve kaç adet oyuncak vermek istiyorsanız kabulümüzdür. İsterseniz geçen gün bizi ziyaret eden ÜMİT ÇELİK, METİN BAYYURT, ALİ ATEŞ ve YELİZ ŞAHİN gibi ofisimize oyuncakları bırakabilirsiniz, isterseniz de biz gelip YELİZ ŞAHİN, KADİR UÇAR, aracımızla oyuncakları alabiliriz. Bunun için bize WhatsApp 0 235 463 45 44 numaramızdan ulaşabilirsiniz. Oyuncaklarınız yeni ya da az kullanılmış, yıpranmamış, kullanılabilir durumdaysa bekliyoruz... METİN AYDOĞAN ve ERKAN YILMAZ TIR ayarlıyor. Gönderdiğiniz oyuncakları elimizle çocuklarımıza ileteceğiz…

Çocuklarımız hep mutlu olsun, hep gülsün. Bir dahaki sayıda görüşmek üzere…