Her şehrin bir hikâyesi vardır; ama İzmir’imizin hikâyesi sadece toprağında, taşında denizinde değil, İzmir’de yaşayan ya da İzmir’den uzakta olan ama kalbi bu şehirde atan insanların kalbinde yazılıdır. Bu hikâyenin en güzel sayfası da 9 Eylül’dür.

1922 yılı 9 Eylül sabahında, işgal güçlerinin zulüm ve karanlığında adeta nefesi kesilen İzmir yeniden doğdu. Kordon’dan Konak meydanına insanların sevinç gözyaşları ve çığlıkları, coşkusu, mutlulukları sokaklarında yankılanıyordu. Bugün sadece bir şehir değil, bir ülkenin kaderi değişti adeta.

Biz her yıl aslında yaş alsakta, her yıl gençleşiriz bu şehirde 9 Eylül tarihinde. Bugün her yer kırmızı beyaz bayrağımız ile donatılmış. İzmir’in en gerçek fotoğrafı. Bugün sokaklarda yürürken adeta kendinizi 1922 yılındaymış gibi hissedersiniz. Geçmişi koklarsınız sokaklarda. Bir tarafta bir Anadolu kadını, diğer tarafta bir asker, diğer bir yanda ise Mustafa Kemal’in “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir!” sözü yankılanır. Bizler ise özgürlüğümüzün kıymetini bir kez daha hatırlarız. Bölgemiz coğrafyamızda neler olduğunu, emperyalist güçlerin bölgeyi nasıl şekillendirdiğini yıllardır izliyoruz. İşte Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti bölge ülkelerinden farklı olarak ulus millet bilinci ile bugünlere gelmiştir. Bugünlere gelmesinin altında yine Atatürk’ün ileri görüşlülüğü ile attığı adımlar ve sağlam temel vardır.
İzmir sadece denizi, iklimi, boyozu, gevreği ya da insanıyla hatırlanmaz. İzmir dediğimizde bilinmelidir ki; İzmir yeniden doğuşun simgesidir. Bugün İzmir’in doğum günü olsa da Anadolu’nun düşman işgalinden kurtuluşunun ve bağımsızlığımızın temelinin atıldığı gündür. Bir milletin özgürlük bayramıdır.

Bugün İzmir gururla der ki; “Ben bağımsızlığın şehriyim”
Ve biz de ekleyelim “İyi ki varsın İzmir, iyi ki doğdun.
* * *

GÜLE GÜLE İHTİYAR DELİKANLI...

İzmir Enternasyonel Fuarı 94. Kez kapılarını açtı. Farklı sektörlerin bir araya geldiği ülkemizin ilk genel ticaret Fuarı, geçmişten bugüne dünyadaki yenilikleri Türkiye ile buluşturmaya devam ediyor. Var mı eski fuarlar diye sorsak, cevap bellidir. “Ah nerede o eski fuarlar” diye başladığımız cümleler hep eski fuar günlerine özlemdir. 29 Ağustos’ta başlayan Fuar, bugün son buluyor. Bu sene fuarın bana göre en güzel tarafı gelenekselleşen Çim Konserleri oldu. Eski fuarların tadını ben de arar oldum artık. Fuarın simgesi, çocukluğumuzun anıları Lunapark ise bu sene fuarda olmadı. Taraflar karşılıklı açıklamalar yaptılar. Kim haklı kim haksız aramıyorum. Ancak aradığım Lunapark ile birlikte kalkan çocukluğum ve anılarım oldu. Üzülmedim dersem yalan olur. Her İzmirlinin anılarında yer alan Lunapark ne zaman, nerede bir kez daha anı biriktirmeye başlar bilmiyorum.

Bu sene Fuar alanında kadınlar, çocuklar ve gençler için de özel alanlar vardı. Etkinlikler ve söyleşiler ile herkes kendinden bir şey buldu diyebiliriz. Ayrıca İzmir’in ekonomik kalkınmasında önemli rol oynayan Meslek Fabrikası da çalışmalarını fuar boyunca İzmirliler ile paylaştı. Belediye stantlarına ilgi yüksekti. Lunapark alanına kurulan ye, iç, eğlen bölümü doldu taştı. Şişme oyuncaklar, kurulan sahneden yayılan müzik ve yöresel lezzetler keyifli anlar yaşanmasını sağladı.

Kültür sanat etkinlik kapsamında da çim konserlerinin yanı sıra Atatürk Açıkhava Tiyatrosunda gösteriler düzenlendi. Bunlardan ilki açılışı da yapan Oyun Atölyesinin Hayvan Çiftliği oldu.

Bugün İhtiyar Delikanlı ’ya veda ediyoruz. 95. kez kapılarını açtığında görüşmek üzere diyelim.