Türkiye'de serbest piyasa koşullarının korunmasından sorumlu olan Rekabet Kurulu, ağırlıklı olarak ilaç sektöründe faaliyet gösteren 17 büyük teşebbüse toplamda 237 milyon 126 bin liralık rekor bir idari para cezası uygulama kararı aldı. Kurumun resmi internet sitesi üzerinden yapılan detaylı açıklamada, ilgili şirketler hakkında yürütülen soruşturmanın nihai olarak tamamlandığı duyuruldu.
İhlal gerekçesi: Emek piyasasında rekabetin engellenmesi
Rekabet Kurumu'nun soruşturması neticesinde, söz konusu teşebbüslerin "çalışan ayartmama anlaşmaları (No-Poach Agreements)" yapmak suretiyle veya "rekabete hassas bilgileri paylaşarak" 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili hükümlerini ihlal ettikleri kesinleşti. Kurul, bazı şirketlerin birbirlerinin nitelikli çalışanlarını işe almamaya yönelik zımni ya da açık anlaşmalar yaparak emek piyasasındaki rekabeti kasıtlı olarak bozduğunu tespit etti. Ayrıca, bazı şirketlerin de sektördeki çalışan maaşları, ücret seviyeleri ve sosyal haklara ilişkin ileriye dönük, rekabet açısından kritik öneme sahip bilgileri birbirleriyle paylaştığı ve bu eylemin serbest rekabeti kısıtlayıcı bir etki yarattığı belirlendi.
Şirketlere kesilen cezaların detaylı dağılımı
Soruşturma sonucunda, kanunu ihlal ettiği tespit edilen 17 şirkete uygulanan idari para cezalarının tutarları da kamuoyuyla paylaşıldı. En yüksek cezalardan biri, 79 milyon lira ile Sanovel şirketine kesilirken, diğer önemli cezalar şu şekilde sıralandı: Pfizer PFE'ye 20 milyon lira, Novartis Sağlık ve Novo Nordisk Sağlık'a ise 19'ar milyon lira para cezası uygulandı. Santa Farma'ya 17 milyon lira, AstraZeneca'ya 15 milyon lira ve İlko'ya 13 milyon lira idari para cezası verildi. Diğer cezalar ise Adeka'ya 7 milyon lira, Farmatek'e 7 milyon lira, Berko'ya 10,5 milyon lira, Sanofi'ye 12 milyon lira, Servier'e 8 milyon lira, Amgen'e 4,5 milyon lira, Arven'e 3 milyon lira, Helba'ya 2 milyon lira, Argis'e 639 bin lira ve Merck'e 487 bin lira olarak belirlendi.
Emek piyasasındaki rekabetin önemi vurgulandı
Rekabet Kurumu'nun aldığı bu karar, sadece ürün ve hizmet piyasalarındaki değil, aynı zamanda iş gücü ve istihdam piyasasındaki rekabetin korunmasının da Kanun kapsamında ne denli kritik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha kanıtladı. Kurum, teşebbüslerin gelecekteki olası benzer ihlallerden kaçınmaları ve rekabete aykırı anlaşmalar yapmaktan uzak durmaları konusunda net bir uyarıda bulunmuş oldu.





