Dünyanın en ünlü müzesi sadece 7 dakikada soyuldu. Güvenlik açığı değil, 40 yıllık ihmal konuşuluyor. Paris’in kalbinde, dünyanın en ünlü müzesini soymak yalnızca yedi dakika sürdü.
Louvre Müzesi’nin penceresine dayanan bir merdiven kimsenin dikkatini çekmedi; çünkü o pencerede yıllardır tadilat tabelası asılıydı.
Kısacası, soygunun en büyük yardımcısı hırsızlar değil, ihmaldi.
The New York Times’ın haberine göre müzenin güvenlik kameraları her köşeyi görüyordu ama onları izleyecek yeterli personel yoktu. Modern güvenlik sistemlerinin kurulumu ise yıllardır erteleniyordu.
Fransa Kültür Bakanı Rachida Dati durumu tek cümlede özetledi:
“Bu, 40 yıllık ihmalin eseridir.”
Henüz kimse yakalanmadı. Fransız kamuoyu öfkeli ama sosyal medya çoktan mizaha sığındı.
En yaratıcı paylaşım sosyal medya fenomeni Blair Walnuts’tan geldi. “Sevgilimin bana aldıklarına bakın” diyerek çalınan mücevherlerin fotoğrafını paylaştı.
Bir yorumda “Do you Louvre them?” yazıyordu. Mizah, yine trajediyi solladı.
BİR KAHVE MOLASINDAN KISA BİR SOYGUN

Louvre Müzesi Müdürü Laurence Des Cars, Senato Kültür Komisyonu’nda verdiği ifadede “sorumluluğunu kabul ettiğini” açıkladı. İstifasını sundu ama Kültür Bakanı reddetti. Des Cars, müzenin içindeki güvenlik kameralarının çok eski olduğunu, üstelik hırsızların hedefi olan Apollo Galerisi’ni gösteren kameranın farklı bir yöne baktığını söyledi.
Artık müze içinde bir polis karakolu kurulması bile gündemde.
Soyguncuların çaldığı mücevherlere bakınca, doğrusu estetik zevklerine hayran kalmamak elde değil. Louvre hakkında bir espri vardır:
“Erkekler, sakın karınızla gitmeyin.”
Çünkü oradaki kraliyet mücevherlerini gören bir kadının, parmağındaki tek taşın havası anında söner. Napolyon’un eşleri için yaptırdığı takılar, bütün erkekleri yetersiz hissettirmeye yeter.
MONA LİSA’YI MEŞHUR EDEN DE BİR HIRSIZDI

İçerik üreticisi Rana Yılmaz, bu olaya farklı bir bakış getiriyor:
“Mona Lisa 1911’de çalınmamış olsaydı, bugün önünde kuyruk olmazdı.”
Gerçekten de Leonardo Da Vinci’nin başyapıtı, çalınmadan önce sanat çevreleri dışında neredeyse kimse tarafından bilinmiyordu.
1911’de eski bir müze çalışanı Vincenzo Peruggia, bir gece müzede saklandı, ertesi sabah tabloyu paltosunun altına koyup dışarı çıktı.
Tablo iki yıl sonra Floransa’da bulundu ama o zamana kadar bütün dünyada manşet olmuştu.
Mona Lisa artık yalnızca bir tablo değil, bir efsaneydi.
SANAT HIRSIZLIĞININ UZUN TARİHİ
Rembrandt’ın “Jacob de Gheyn III” tablosu, Guinness Rekorlar Kitabı’na göre dünyanın en sık çalınan sanat eserlerinden biri. “Takeaway Rembrandt” (al-götür) lakabını boşuna almamış.
ABD tarihindeki en büyük sanat soygunu olan Isabella Stewart Gardner Müzesi vakası ise hâlâ çözülemedi.
1990’da polis kılığına giren iki kişi Boston’daki müzeye girip güvenlik görevlilerini etkisiz hale getirdi.
Sadece 81 dakikada Rembrandt, Vermeer, Degas ve Manet’nin 13 eserini alıp kayboldular.
Aradan 35 yıl geçti, hâlâ hiçbir iz yok.
BÖCKER: İSTEMEDEN ÜNLENEN MERDİVEN
Alman asansör üreticisi Böcker, Louvre soyguncularının merdivenini kullanmasıyla bir anda ün kazandı.
Kuzey Ren-Vestfalya merkezli aile şirketi, hafta sonunun en çok konuşulan olayında istemeden “suç ortağına” dönüştü; çünkü seyyar eşya asansörlerinden biri, ünlü soygunda kilit rol oynadı.
Pazar günü, failler Louvre’un önüne platformlu bir kamyon park etti. Bununla terasa tırmanıp zorla içeri girdiler ve yedi dakika içinde 88 milyon euro değerinde mücevherleri çaldılar.
Soygundan sadece bir gün sonra, kimsenin yaralanmadığını öğrenen Böcker, sivri mizahla yüklü bir paylaşımla tepki verdi — ve olayı bir pazarlama fırsatına dönüştürdü.
Şirket yönetimi, olay yeri fotoğrafının üzerine şu sloganı yazdı: “Hızlı hareket etmeniz gerektiğinde, Böcker Agilo hazinelerinizi 400 kilograma kadar, dakikada 42 metre hızla taşır; fısıltı kadar sessiz.”
Kısa sürede viral olan paylaşım, markayı da soygun kadar konuşulur hale getirdi.
Belki de sanatın kaderinde çalınmak vardır.
Çünkü bazı eserler duvarlardan değil, hafızalardan çalınarak ölümsüzleşir.
Louvre’daki soygun, yalnızca güvenlik açığının değil, sanatın cazibesinin de bir göstergesi:
Ne kadar korunursa korunsun, güzelliğin başına her zaman bir merdiven dayanabilir.