Bayram günü komşular ziyaret edilir. Alt kattan başladık. İlknur Sultan, annesini özlemiş, Ercan Baba ve Komşu Kızı ile Karaburun'a gitmiş evde sadece Badem var. Miyavlayarak köyü tarif ediyor. Onunla bayramlaşıp, mecburen, biz de çantamızı kapıp, Tülin Sultan ile Karaburun yoluna çıktık. Arda dişim ağrıyor bahanesiyle gelmedi. Minik'in pek niyeti yoktu zaten. Bu aralar komşu kedilerle baş başa kalmayı tercih ediyor. Mordoğan'ı geçince "inecek var" dedim şoför amca bizi İnecik köyünde bıraktı. Şirin bir köy... Biraz eğlence olsun hocam derseniz Eğlen Hoca  yukarıda kalıyor... Sağımıza solumuza bakarken ağacın altından İlknur gözüktü. Her zaman güler yüzüyle karşılar bizi komşum. "Ev alma komşu al!" bu dönemde ev almak zor bari iyi komşularımız olsun. Üç komşumuz da çok şükür çok iyiler... Akraba gibiyiz adeta... Neyse... Ercan babada bizi kapıda karşıladı. Köpek Muti ile selamlaştık. Tüm aile ile bayramlaştık. Komşu kızı, miskin kedi misali hala uyuyor. “Hadi bize müsaade dedik.” “Olur mu buraya kadar gelmişsiniz bir kahvaltı yapalım bari” dediler. Tülin Sultan çantaları çaktırmadan odaya koydu zaten. Bavulları koyarken Komşu Kızı, dürtülüp uyandırıldı. 

Köy Kahvaltısı…

Kahvaltıya oturduk. Valide sultan kendi elleriyle yetiştirdiği ürünleri sundu. Bal, reçel, domates, biber, yeşillik, hıyar, hurma zeytin, peynir, bol zeytinyağlı börülce salatası, kabak çiçeği kızartması, dillere destan pişi... Köy Kahvaltısının lezzetine doyum olmuyor. Bahçe yemyeşil... Çevresi üzümle kaplı, farklı cinslerde üzüm var. Zeytin, armut, mürdün eriği, erik, elma, şeftali, incir, nar, limon, yenidünya, hünnap, keçiboynuzu, ejder meyvesi bile var. Dalından koparıp meyve yemeyi özlemişim... Ağaç aralarında ise çeşit çeşit sebzeler... İki de kedi var… Kundal ile Kırpık bacaklarımın arasında dolaşıyorlar. 

Cami avlusunda kahve…

Yemek sonrası köy meydanına gidiyoruz. Tarihi camiinin avlusunda kahve içmek büyük keyif, yanında çocukların huzurla oynayabileceği park var. Manzara anlatılmaz yaşanır cinsten... Burada yaşasam şair olurdum… Mavi ve yeşil insana yazma isteği veriyor… 87 km geldik ama Mordoğan'ın en güzel köyünü gördük. Karaburun'a kadın elinin değdiği belli her yer pırıl pırıl... Yüreğine sağlık İlkay Başkanım... 

Hayatın dikenli yolları…

Kahvemizi içince diğer köye gidelim diyoruz. Dağları, dikenli yolları aşarak ulaşıyoruz. Derim kösele olduğu için dikenler pek zarar vermedi. Ama Tülin Sultan öyle mi... Her zaman olduğu gibi, hayatın dikenli yollarında önden giderek bana yol açıyor. Bir de karşımıza çıkan köpekler. Neyse sonunda Kösedere'ye ulaştık. Karnımız acıktı. Gözleme söyledik. Bir kaç saat sonra gözleme geldi. İyi ki öküz köftesi istememişiz. Öküzü bul kes akşama ancak gelirdi. 

Köyde yaşam…

Köyde yaşamak keyifli, temiz hava bol güneş... Biraz rüzgarlı, serin bir hava... Ağustos böcekleri senfonisi, doğanın sesi huzur veriyor insana... Biz artık gidelim diyoruz bırakmıyorlar. Zaten bavulumuzla gelmiştik. Yarın deniz planı yapıyoruz. Çok güzel koylar var. Tekrar eve yürüyoruz. Çok tatlı bir köpek bize eşlik ediyor. Koruyor adeta… Kapının önüne gelince kuyruk sallayarak ayrılıyor bizden… Açıkmışız gözlemeden eser kalmamış. Valide sultanın lezzetli ellerinden çıkan dolmayı yiyoruz. “Henüz pirinç üretemedim; diğer her şey bahçeden…” diyor. Hadi köye yürüyelim. Meyveye yer açalım diyerek köye yürüyoruz... Gece fotoğrafı derken uykumuz geliyor. Serin huzur veren bir hava var. Evde ter içinde kaldığımız ortamdan eser yok. Yıldızlar pırıl pırıl… Ay dolunay… Kurt adam çıkar mı? Evde çay zamanı... Çay içerken gözlerimiz kapanıyor. Temiz hava yordu galiba… Sabah erken kalkıp koyların tadına bakmak lazım…

Horozla güne başlamak…

Horoz, telefonun alarmından önce uyandırıyor. Güneşin doğuşunu izliyorum. Ebru Gündeş Demir Attım şarkısı takılıyor dudağıma “Güneşin doğuşu batışı farksız, Nasıl yaşanırsa yaşadım ben aşksız…” Burada bir başka doğuyor güneş… Her şey doğal bakkalımız yok. Herkes ürettiğini tüketiyor. Ya da birbirlerinden alıyorlar. 

Hayat sevince güzel…

Birkaç sezon önce Fox Tv’de yayınlanan “Hayat Sevince Güzel “ dizisi bu güzel mekanı doğal plato olarak kullanmış. Pek uzun süreli olmasa da Ege masalı anlatan güzel bir diziydi. Burası çok güzel, insanları çok sevecen, herkes ile sıcak diyalog kurmaktalar. Ege gibi… Kurban Bayramı’nın iki günü burada geçirmek çok güzeldi. Yeşil ile mavinin buluştuğu bu güzel köye mutlaka uğrayın. Dolmuşa binin “İnecik” deyin indirsinler…

Ferdinand’a kardeş geldi.

Annemler Mersin Erdemli’de bizi çağırıyorlar ama bir türlü gidemiyoruz. Hatırlarsınız, birkaç bayram önce Rize’den Trabzon’a yüzen dana Ferdinand, Haluk Levent tarafından sahiplenip Kemalpaşa’ya gönderilmişti. Bu bayramda Erdemli’de, kurban edilmekten kurtulmak için denize kaçan, keçi 600 m yüzdü. Yine Haluk Levent imdadına koştu. Karakız’ı kurtararak, Kemalpaşa’ya Ferdinand’ın yanına gönderdi. Biz Erdemli’ye gidemedik, Karakız buraya geldi. Hoş geldin Karakız…

Aynı manzara…

Bir Kurban Bayramı daha geride kaldı. Yine acemi kasaplar hastaneye koştu. Kaçan kurban kovalandı. Trafik kazaları, dönüş yolunda oluşan kuyruklar… İsimler değişti olaylar aynı… Kalabalık ortamlar nedeniyle Covid vakalarında artışlar da başladı. Mesafe, maske, hijyen yine gündemde… Dikkatli olmak lazım… Böyle giderse hastaneler yine dolacak…

Euro mu Dolar mı?

Euro ve dolar arasında başa baş mücadele devam ediyor. Euro burun farkıyla önde… TL sadece seyrediyor… Bu eşitlik ekonomimizi nasıl etkileyecek?

İyi ki doğdun Kraliçem…

Minik Serçe… Popun Kraliçesi… Sezen Aksu… İyi ki doğdun. Şarkılarınla hayatımızı daha yaşanır hale getirdin. Şahane bir şey yaşamak… Ben sen de Tutuklu kaldım. Ne kavgam bitti ne sevdam. Aşk için yanmalı aşk o zaman aşk… Hadi gülümse… Her şeye rağmen… Yolumuzu aydınlatmaya devam et… Seni sahnede izlemeyi de çok özledik.

Açın Radyonuzun sesini…

Kraliçem söylüyor. Bodrum’dan Ahmet, Seferihisar’dan Celal, Denizli’den Lale istemiş. “Geri Dön”… Hıncal Ağabeyime gönderiyorum…

Alışırım zannettiğim yokluğundan acılanmam
Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından
"Dön" demeye utanırım, zavallı korkularımla
Arkasına saklandığım gururumdan

Geri dön, geri dön
Ne olur geri dön
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır, diyemem, ne olur geri dön

 

 

Daima gülümseyin…