Havanın havale geçirdiği, mevsim normallerinin üstünde yaşayan sıcaklık ve yeniden artan korona vakaları bu haftaya damgasını vurdu. Her gün yılın en sıcak gününü yaşıyoruz... Dikkatli olmak lazım aşırı sıcaklar özellikle kalp krizi vakalarını tetikleyebiliyor. Kalp krizi çok sevdiğim bir Can’ı aldı.

BAŞIN SAĞ OLSUN ÇİĞLİ… 

O Çiğli’nin yıldızıydı. Avukattı… Çiğli Belediyesi’nde başkan yardımcılığı görevini sürdürürken, Başkan Ensari Bulut’un vefat etmesi sonucu yapılan seçimde, partisi öngörmese de radikal bir karar vererek aday olduğunu belirtip, tüm engellere rağmen “Kafama sıkarım ama adaylıktan vazgeçmem” diyerek, Ak Partili meclis üyelerinin de desteğiyle üçüncü turda başkan seçilmişti. Beş yıl önce haciz ettiği koltuğa, önce başkanvekili olarak oturmuş, sonra da sahibi olmuştu. (Menderes seçimleri sırasında bol bol kulakları çınlatılmıştı. Menderes Belediyesi Başkan Yardımcısı Mustafa Akın’ın da, Metin Solak gibi davranabileceği düşünülmüştü. ) Başkan olduktan sonra küslükler bitmiş, hizmet dönemi başlamıştır. Çiğli’de çok sevilen Solak, Başkanlığı süresince birçok eser bıraktı. Eserleriyle kalbimizde yaşayacak. Onunla çok güzel anılarımız var, daima gülümseyen yüzüyle televizyona geldiğinde kahvaltı sofrasında, doyumsuz sohbetlerimiz unutulmaz… Yaz başlangıcında Tuzla tesislerinde düzenlediği piknik etkinliğinde ailecek uçurduğumuz uçurtmalar, her basın gününde beni unutmayıp gönderdiği mesajlar, kalemliğimde yer alan ismi yazılı kalemler…  En güzel eseri, Akvaryum Cafe’de altınızda balıklar yüzerken yediğimiz yemek… Seni dualarla, alkışlarla, türkülerle uğurladık. Hoşça kal Metin Başkanım. “Her ölüm biraz erkendir” ama sen çok erken gittin. Daha yapacak çok işimiz vardı. Tüm dostların ve partililer seni yalnız bırakmadı.

YÜCEL BASMANE’DE…

Geçtiğimiz ay, Kılıçdaroğlu’nun İzmir’de rozet taktığı Milli sporcu Münir Tunç’un daveti üzerine Basmane’ye gelen Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Deniz Yücel, Mardinlilerle buluştu. Çiğ köfte ve ayrana ikramı ile başlayan sohbette, sorunlar dinlendi. Çözüm önerileri paylaşıldı. Yarınlar konuşuldu.

YAZIK OLDU YARINLARA…

Yarınlar bizim demiştin. Yazık oldu yarınlara…  Anlasana…  Olanlar olmuş… Konuşamıyorum… Söyleyecek çok söz var… Konuşursam gözyaşlarım beni boğacak… Bizi bırakıp gitti. Sadece bir müzik insanı değil bir filozofu kaybettik… Senin şarkıların ışığımız oldu, sevgiyle yolumuzu bulduk. Bazen neşe bazen kederli günleri geçirdik... Çok küçük yaşlarda şarkılarınla tanıştım. Almanya’dan gelen Münir Dayımın arabasında keşfettim ilk olarak. Amcamla beraber oturduğumuz arabada, Ankara yolculuğumuz boyunca sürekli onun şarkılarını dinlemiştik. 5-6 yaşlarındaydım. Bitmeyen kaset yapmıştı sanki meğer ön yüzü çaldıktan sonra arka tarafını da çalan bir teknoloji yapmış Almanlar… Kaseti birkaç kez çaldıktan sonra değiştirelim dedik. Torpido gözünden bir başka İrem kaseti ile irem bağını kuvvetlendirmiştik… Çocukluğumun kahramanlarından biriydi. Halkın içinde olup yalnız yaşayan bir yapısı vardı. Anlamlı sözler, sizi alıp götüren bir melodi… Ruhumuzu dinlendiren şarkılar söylerdi Romantik Prensimiz… Onun şarkılarıyla büyüdüm. O da büyüdü daha felsefi, evrensel sevgi yüklü, mistik sözler söyledi. Başka evrenler, yaşamlar… Gökyüzüne doğru yolculuğa çıktı. Bir ümit uğruna yaşamıştı. Mutlu bir hayat sürdü. Dört yıldır böbrek yetmezliği problemi yaşıyordu. Dün gece başım çatlayacak şekilde ağrırken cep telefonuma gelen bildirimle, Onu kaybettiğimizi öğrendim. Bir gün önce onun şarkılarını konuşmuş. Bir radyo programı hazırlayalım demiştik. Hemen fizy’e girdim birkaç şarkısıyla uğurlamak istedim ustayı… Ancak sadece iki albümü vardı. Neyse youtube vardı ona sarıldım. Dokunmayın bu akşam, gözyaşıyla doluyum…  İlhan İrem sonsuzluğa uğurluyoruz seni… Uçun kuşlar uçun yıldızlara doğru… Bir yıldız daha kaydı… Sağlığında hiçbir bestesini vermemişti. Kimse benim şarkılarımı vermek istediğim duyguda veremez diye düşünüyordu. Birkaç Best Of albüm yapıldı ama bugünün Z kuşağı bu yıldızı ne kadar tanıyor? Keşke bir tribute albümü yapılabilse… Uzun saçları ve küpesi nedeniyle TRT veto etmesine rağmen asla taviz vermeyerek, kendini kabul ettirmiş bu dev sanatçımıza ışık ve sevgiyle uğurluyoruz. Mutlu olmak için sadece birbirimizi sevmenin yeterli olduğunu vurgulayan, aşkın her halini bulduğumuz şarkıların, yoldaşımız olmaya devam edecek. İyi bir Fenerbahçe taraftarıydın. Tribünlerde de birçok şarkın söylenmiş; nice zaferlere imza atmıştı.

FENERBAHÇE’YE YAKIŞMADI.

Aylarca hazırlan, yeni teknik direktör, transferler yap ama yine ön elemeye takıl ve Şampiyonlar Ligi’ne katılama… Bunlar olabilir ama kendini bilmez birkaç taraftarın yaptığı anlamsız tezahürat yakışmadı Fenerbahçe’ye… Geçmiş olsun… Umarım Avrupa Ligi’ne katılırız. Yoksa binip gemimize evimize döneceğiz.

ÖLÜM GEMİSİNİ İSTEMİYORUZ…

Hangi para halkın sağlığından daha önemli olabilir ki! Bir gemi sökümü için ülkemize, kentimize, Aliağa’ya gelecek. Henüz yola çıkmadı. Hareket edince 45 gün sonra burada olacak. Hiç kimse istemese de Çevre Bakanımız “Bir gelsin bakalım ne olacak?” diye biliyor. Yıllardır seçmenin “Du bakalem ne olccek” demesi gibi… Konu ile ilgili MMOB, Baro, Tabipler Odası, İzmir Büyükşehir Belediyesi ortak basın toplantısı düzenledi. Tunç Başkanın “Çevreyi, Çevre Bakanından korumak çok üzücü bir tablo, bakanlığı sağduyuya, basirete, çevre duyarlılığına davet ediyoruz” sözü hala kulaklarımda çınlıyor.  O gemi İzmir’e gelmemeli…

İLGİNÇ BİR SERGİ…

Tarihi Bıçakçı Han ilginç bir fotoğraf sergisine sahne oluyor. Sefa Erdoğan Soma Yüzleşme Sergisi’ni kaçırmayın. Bir haykırışın sessizliği yaşayacaksınız. Baretinizi takıp, sergiyi gezdikten sonra sandalyede oturan Erdoğan ile tanışıp duygularınızı paylaşacaksınız.

RENGARENK MECLİS…

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi çok renkli oluyor ve fırsat buldukça takip ediyorum. EBSO Meclisi’ne ilk defa gittim burası da rengarenkmiş. Renkli minderlere oturarak sanayicileri dinlemek çok keyifliydi. Patronlarında sıkıntıları var. Ekonomi böyle giderse üretim duracak. Biran önce çözüm üretilmeli… Gitgide karanlığa doğru sürükleniyoruz. Meşaleye ihtiyaç var.  

AÇIN RADYONUZUN SESİNİ…

Radyo Ege’de İlhan İrem söylüyor… “ANLASANA” Denizli’den Osman, Bodrum’dan Canan, Çeşme’den Burhan, Seferihisar Ayhan, Manisa’dan Gökhan istemiş. 

Senden ayrı günlerimi
Sana nasıl anlatsam ki?
Mevsimsiz çiçekler gibi
Yarım kaldım inan ki

Sensizliğin acısını
Sen nereden bileceksin?
Sen hiç sensiz kalmadın ki
Mevsimleri saymadın ki

Yıllar var ki ben böyle
Bekliyorum özleminle
Anılarım, umutlarım, kaldı bende
Anlasana
Anlasana
Anlasana
Anlasana
Biraz daha gerçekleri anlasana