Emeklilikte yaşa takılanların emekli olması çok konuşuldu. Hala da konuşuluyor. Ancak ödenen prim sayısında sadece kotanın belirlenmesi ve fazla günü olanların bile minimum maaşı alması bir tezat değil mi? Şöyle ki; eğer primler yüksek yattıysa yüksek maaş alabiliyorsa neden prim günü fazla olanlara farklı bir uygulama gelmiyor?Sonuçta oradaki prim de SGK'nın kasasına girmiyor mu? Bence ilerleyen günlerde bu düzeltme yoluna gidilmeli ve hak sahiplerine geçmiş hakları da verilmeli... 

Aksine çalışmaya devam edenlere bile farklı işlem yapılması da ayrı bir durum. Zaten emekliye verilen bu maaş yeterli olsaydı onlarda çalışmaya devam etmezdi. Emekli, gençlerin önünü açmalı katılıyorum ama öyle bir hakkaniyet konuşulacaksa önce 10.000 TL ile hem kirasını hem de yaşamını nasıl sürdürecek bunu da aynı adil bir kararla aydınlatmak gerekmiyor mu?

Kiraların  maaştan yüksek olduğu bu durum da bunu istemek de haksızlık olmaz mı?

Eğer bir kemer sıkılacaksa bu da adil olmalı? Sadece makam araçlarını ve bir kaç tasarruf ile buna önlem alındığı düşünülecekse yerinizde sayarız. Eğer düzenleme, bakın zam demiyorum,  yapılamıyorsa serbest piyasa fazlaca serbest bırakılırsa yaşamak için nasıl bir ihtimalimiz kalabilir?

İstersek doları 20 lira yapabiliriz dolar almazsak zaten bu olacaktı diyorsa Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek aynı ihtimalle hiç hastalanmazsak demek ki ilaç fiyatları da düşebilir. Gerçekten çözüm tüketimdeyse bu da kesinlikle sadece denetlenmemeli bizzat ihtimaller dahilinde serbest piyasanın dışında tutulmalı.Tatil, eğlence sektörü, içki ve sigara gibi keyfe keder olan tüketimi de bunun hadi dışında tutalım. Öyle ya artık tatil bile yapmak lükse girer oldu. Üretimi durdurursak ve acil tedbirler denetimleri kanun gibi kabul edilip bir an evvel uygulamazsak vay halimize... 

Emekli dendiğinde artık çalıştığı ve ödediği o kadar primden sonra hiç de lüks sayılamayacak şeyleri bir kenara bırakalım yaşam için en ihtiyaç duyduğu şeyleri bile bu şekilde karşılayamaz oldu. Asgari ücret ile EYT'yi eşitlemeyi değil hayatta kalmak için en acil gıdadan başlayarak tüm fiyat etiketlerini yeniden düzenlemek gerek. Bunun yolu da başta devlet olarak tarım ve hayvancılıkta  gereken destekle olur. Dışa bağımlılığı minimimize ederek olur ancak...

Temmuz ayı içerisinde maaşlara gelecek tek kuruş zam bile fırsatçıların bize yansıtacağı etiketlere yansımaya devam edecektir.Bu ezberi bozmanın tek yolu bu...

Zam olsa da hep duyduğumuz şey işte akaryakıta zam yapıldı yine herkes yollarda yine trafik felç, öyle bakmaya devam edersek ve suni bir kaç kendi çapımızla boykotlar yapsak da gördüğünüz gibi hiçbir şey değişmiyor.Bizim boykota değil adil bir biçimde yönetilip insani en temel ihtiyaçlarımızın etiketlerinin kontrolüne acilen ihtiyacımız var. Caydırıcı cezalar ile bunun önüne geçebiliriz.

Bir emekli toplu para ile hiç değilse bir evi ve ayağını yerden kesecek bir aracı olsun diye konuşmamız gereken yerde hayatta kalma mücadelesini konuşuyoruz.

Şimdi soruyorum bu bir sınav mı yoksa kimin ayıbı? Emekliler sadaka değil sadece hakkını istiyor. Zam değil hayatını idam ettirecek bir fiyat skalası bekliyor. Böyle bir zaman da ayak da ve hatta hayatta kalmanın tek çözümü bu.

Bunu hem hükümet hemde muhalefet bir olup başarabilir.

Emeklinin istediği tek şey adil bir yaşam...