Bu başlığa ünlem işaretini niçin koydum, kısaca aktarayım. 

Geçen yıl yani 2022 yılı içinde Sağlık-Sen'in raporuna göre 422 sağlık emekçisi kardeşimiz şiddete maruz kaldı. Bu rakamı Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş açıkladı ve özetle şunları dile getirdi: "Aralık ayında yaşanan 15 şiddet olayıyla birlikte 2022 yılında toplamda 249 şiddet olayı yaşandı. 2021 yılında bu rakam 190 idi. Yıl boyunca yaşanan 494 saldırganın neden olduğu 249 şiddet vakasında 422 sağlık çalışanı şiddet kurbanı oldu. 1 doktor ve 1 güvenlik görevlisi ise görevi başında hayatını kaybetti. Şiddet olaylarının 210’una hasta ve hasta yakınları neden olurken, 35’ine kendini bilmez kişiler sebebiyet verdi. 4 olaya ise idareciler neden oldu. 249 şiddet olayının 216’sı hem sözlü hem fiili, 32’si sözlü, 1’i mobbing şeklinde cereyan etti. Sağlıkta Şiddet Yasası’na rağmen saldırganların adli mercilerce serbest bırakılması, her zaman olduğu gibi sağlık çalışanlarını yaralarken, failleri de cesaretlendirmiştir. Bu nedenle, hâkim, savcı ve kolluk kuvvetlerine önemli görevler düştüğünü hatırlamakta fayda var. Elbette sağlık yönetimine de önemli görevler düşmektedir. X-ray cihazlarının hastanelere yerleştirilmesi hızlandırılmalıdır. Güvenlik görevlilerine hem eğitim verilmeli hem de yetkileri arttırılmalıdır. Hasta ve hasta yakınlarının hastanede bekleme alanları ayrı tutulmalıdır. Şiddet olaylarının yoğun yaşandığı özellikle acil servislerde ilave güvenlik tedbirlerine yer verilmelidir.” 

Ayrıca ve en önemlisi de son 20 ayda 9 bin hekimin istifa ettiği açıklandı. Üzücü, üzücü olmaktan öte Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından da acilen ele alınması gereken bir gelişme bu yaşanan süreç… Gelelim başlıkta eklediğim ünlem işaretine… 14 Mart Tıp Bayramı yazdım ve (!) ünlem işareti koydum? Ünlem işareti Türkçe sözlükte “sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya ibarelerin sonuna konur” diye ifade ediliyor. Şiddet nedeniyle sağlık emekçileri “Acı, korku ve şaşma” gibi duyguları yaşadıkları için “bayram” kelimesinin yanına ünlem işaretini ekledim. Çünkü son 10 yıldır kontrolsüz göç kültür yapımızı bozduğu gibi, toplumsal ilişkilerimizi de tepe takla etti. Buna ülkemizdeki yönetim hataları ile ülkeyi yönetenlerin hakarete kaçan söylemleri de eklenince, şiddet eylemleri ne yazık ki sağlık emekçileri başta olmak üzere kamusal hizmet ağı içinde birçok sektörde yaşanmaya başladı. Bugün aslında tıp alanında çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği özel bir gün olarak adlandırılıyor. Bu kutlamalara doktor, hemşire, ebe gibi tüm sağlık çalışanları katılıyor. 

Gelin 14 Mart Tıp Bayramı’nın tarihçesine bir göz atalım. 14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'ndaki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul ediliyor. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak kutlanıyor. İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart'ında, işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşmiş. Tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmışlar. Onlara devrin ünlü doktorları destek vermiş. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamış. 1929-1937 yılları arasında ise 12 Mayıs günü Tıp Bayramı olarak kutlanmış. Bu tarih, Bursa'daki Yıldırım Darüşşifası'nda ilk Türkçe tıp derslerinin başladığı tarih olarak kabul edildiği için Tıp Bayramı yapılmış. Ancak zamanla bu uygulamadan vazgeçilmiş ve yeniden 14 Mart Tıp Bayramı olarak günümüze kadar kutlanmış. 1976'dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart'ı içine alan hafta boyunca kutlama yapılıyor ve bu hafta, "Tıp Haftası" olarak kabul ediliyor. 

Ne kadar yazsak ve ne kadar konuşsak sağlık emekçilerinin haklarını asla ödeyemeyiz. 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle doğduğumuz andan yaşlanıp yaşama veda edeceğimiz güne kadar sağlıklı yaşamak için kapılarını aşındırdığımız tüm sağlık emekçilerimizin bugününü kutluyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bir de çağrıda bulunuyorum; sağlık emekçilerimize lütfen sahip çıkalım, onları hastalandığımız günlerin dışında, mesela anneler ve babalar günlerinde de ziyaret edelim…