Anıtkabir rekor ziyaretçi ile buluşacak…
Bu benim iddia ettiğim bir konu, tarihi ve ayrıntısı bugünkü köşe yazımın da ana konusu. Yaz mevsiminin aşırı sıcaklığını yaşadığımız şu günlerde bu başlığı niçin attım, size ayrıntısıyla aktaracağım. Önce ülkemizin didiklene didiklene delik deşik edilen eğitim sistemimizde bir eğitici olarak biraz kendimden söz edeceğim. Ben ilkokulu Afyon’da tarihi Kadınana İlkokulu’nda, daha sonra restore edileceği için kapatılan ve aynı öğretim yılı ortasına taşındığımız yeni binamız olan Atatürk İlkokulu’nda Köy Enstitüsü mezunu, sınıf olarak annemiz kadar sevdiğimiz ve saygı gösterdiğimiz ilkokul öğretmenim Hatice Özatay’ın yetiştirdiği, “Pekiyi” ile ilkokulu bitiren bir öğrenciydim.

Gerek ilkokul, gerek ortaokul ve sonrası liseler ile üniversitelerde 1940’lı, 1950’li ve 1960’lı yıllarda okuduğumuz dönemlerde tüm öğretmenlerimiz bizi, 1915’li yıllardan 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanına kadar, Anadolu ve Trakya’yı işgal eden ülkelerin, içimizdeki hainlerle birlikte bu topraklarda yaşayan halka neler yaptıklarını, ne eziyetler çektirdiklerini anlatarak bizi yetiştirdiler. O yıllarda branşları Tarih ve Devrim Tarihi olmayan coğrafya, jeoloji, psikoloji, felsefe, matematik, fen bilgisi, beden eğitimi, resim, müzik, fizik ve kimya olan öğretmenlerimiz bile Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun asker arkadaşları ile bu topraklarda yaşayan halkın bugün yaşadığımız bu vatanı “düşman” olarak algıladığımız işgalcilerden nasıl kurtardıklarını bizlere aktardılar. Aslında yukarıdaki bölümde daha yazacak çok önemli ayrıntılar var ama ben size bizim eğitim dönemimizden bir özet yaptım. Çünkü attığım başlıkta bugünkü eğitim sisteminde yaşadığımız üzücü olduğu kadar çirkin çarpıklıklardan bir kaçını içine alan bir kararı açacağım. Bana göre bu karar, toplumu “aptal” yerine koyarak ve aba altından sopa gösterilerek alınan bir karar.

Şimdi başlıkta verdiğim iddiamı açayım. 10 Kasım 2025 Pazartesi günü Atatürk’ün kabrinin bulunduğu Anıtkabir tarihimizin en büyük ziyaret rekoruna ulaşacak. Nasıl mı yaşanacak? 50 yıllık bir eğitimci olarak hiç ama hiç sevmediğim ve ülkenin geleceği olan bir nesli teslim ettiğimiz Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i alkışlıyorum. Neden mi, açıklayayım. Milli Eğitim Bakanlığı, Bakan Yusuf Tekin’in de onayladığı ilk ve orta öğretim kurumlarının 2025-2026 Eğitim ve Öğretim Yılı takvimini açıkladı. İlk ve orta dereceli okullar 8 Eylül 2025 Pazartesi günü yeni öğretim yılına başlayacak ve 26 Haziran 2026 Cuma günü eğitim yılı tamamlanacak. İlk dönemin ara tatili 10-14 Kasım 2025 tarihleri arasında uygulanacak.

Yarı yıl tatili 16 Ocak 2026 Cuma günü başlayacak, 30 Ocak 2026 Cuma günü sona erecek. 2025-2026 Eğitim ve Öğretim Yılı ikinci dönem de okullar 2 Şubat 2026 Pazartesi günü açılacak. İkinci dönem ara tatili de 16 Mart 2026 günü başlayıp 20 Mart 2026 Cuma günü sona erecek. Gelin şimdi 2025-2026 Eğitim ve Öğretim Yılı’nda uygulanacak ara tatil günlerine bir göz atalım.10 Kasım ile 18 Mart tarihlerini Atatürk’ü sevmeyen ve halkına “Geri zekalıya anlatır gibi anlatıyoruz, anlamıyorlar” diyecek kadar seviyesiz olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ara tatilleri özellikle seçmiş ve iki ara tatilde ülkemiz tarihi ve halkı için iki önemli günü yok sayarak öğrenci ve öğretmenleri evlerine göndermeye göz yummuş.

Bakan Tekin ilk dönem ara tatilini, Ülkemizin Kurucu Lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete kavuştuğu gün olan 10 Kasım 2025 Pazartesi günü başlatıyor, yani öğrenciler 8 Kasım 2025 Cuma günü ara tatile girerek evlerine gidiyor. Ne mi oluyor? Öğrenciler ülkemizin kurucu lideri Atatürk’ün ebediyete kavuştuğu gün olan 10 Kasım’da atalarını anamıyor.O gün ne olacak biliyor musunuz; ülke genelinde Atatürk sevgisi ve saygısını yüreğinde taşıyan tüm halk öğrenci çocuklarını da yanlarına alarak Anıtkabir’e gidecekler.

Başlığı işte bu nedenle dile getirdim ve MEB Yusuf Tekin’i böyle bir süreci yaşattığı için alkışladım. Gelelim 2025-2026 Eğitim ve Öğretim Yılı ikinci dönem ara tatiline. Milli Eğitim Bakanlığı yani Bakan Yusuf Tekin ikinci dönem ara tatilini 16 Mart 2026 ‘da başlatarak ilk ve orta dereceli okullardaki öğrencilerin 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma günü gibi tarihimizin çok önemli bir gününü göz ardı etmiş ve ettirmiş oluyor… Sevgi ve saygılarımla…