Ülkemizde çözüm bekleyen birçok önemli mesele varken, iktidar ve muhalefetin toplumu önemsiz konularla meşgul etmesi kamu yararına aykırı olmasının yanı sıra ciddi bir sorumluluk ihlalidir.

Eğer toplumsal barış ve dayanışma sağlanmak isteniyorsa, öncelikle çözülmesi gereken temel problemler üzerinde uzlaşı sağlanmalıdır. Ortak akılla hareket etmek, sağlam kararlar almak ve bu doğrultuda projeler üretmek büyük önem taşımaktadır.

Ortak bir karar ve dayanışma ruhu içinde acil olarak ele alınması gerektiğini düşündüğüm, bazı önemli konuları şu şekilde özetleyebilirim:

* Ülkede "tek adam" yönetim sistemine dayalı bir sorun bulunmaktadır. Her şeyin bir kişinin kontrolünde olduğu bu sistem çökmüş durumdadır. * Parlamenter sisteme geçiş şarttır. Halkın temsilcileri gerçek anlamda etkili ve yetkili olmalıdır.
* Ekonomik kriz, TL’nin sürekli değer kaybetmesi gibi sorunlar çözüme öncelikli olarak ihtiyaç duyan meselelerdir.
* Yüksek enflasyon, halkın alım gücünü hızla düşürerek derin ekonomik sıkıntılar yaratmaktadır. Makyajlanmış olarak açıklanan %33,52'lik enflasyon oranının gerçekte %65,75 seviyelerinde olduğu açıkça ortadadır.
* Memur, emekli, işçi ve dar gelirli ekonomik olarak çöktü içinde borçla yaşıyor. Rahat bir yaşam sürdürmeleri için gelirlerinin arttırılması.
* Açlık ve yoksulluk, sosyal adaleti zedelemekte ve insan onurunu tehdit etmektedir. Türkiye’de açlık sınırı 26 bin TL, yoksulluk sınırı ise 89 bin TL düzeyindedir.
* Toplumda ahlaki değerlerin giderek zayıflaması, sosyal yapıyı ciddi ölçüde sarsmaktadır.
* Eğitim ve sağlık alanında yaşanan aksaklıklar, geleceği şekillendirecek genç nesiller üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler bırakmaktadır.
* Hukuk, adalet, yargı , özgürlük ve eşitlik eksikliği, bireylerin sisteme olan güvenini sarsıcı bir şekilde azaltmaktadır.
* Üretim azlığı ve işsizlik, ekonomik kalkınmanın önündeki en kritik engellerden biri olarak durmaktadır.
* Kamu sektöründe yolsuzluğun ve hırsızlığın artışı, kaynakların verimsiz kullanılmasına sebep olurken halkın devlet kurumlarına olan güvenini iyice azaltmaktadır.

Bu sorunlar, her biri ayrı ayrı ele alındığında bile ülkenin geleceğini doğrudan etkileyebilecek kritik "beka meseleleri" olarak görülmelidir. Durum o kadar kötü ki birkaç istisna dışında, ülke adeta görüldüğü gibi bir yangın yerine dönmüş durumda.

Ülkeyi yönetenlerin bu kritik sorunlara çözüm üretmek adına derhal harekete geçmesi ve köklü reformlar gerçekleştirmesi hayati önem taşımaktadır. Şayet kalıcı ve uygulanabilir çözümler geliştirilmezse, bu sorunlar daha da derinleşerek içinden çıkılmaz bir hal alabilir.

Bu iş yalnızca AKP’nin tek başına üstesinden gelebileceği bir mesele değil; eğer yapabilseydi, 23 yıllık iktidar sürecinde bunu gerçekleştirirdi, ne yazık ki başarılı olamadı.

Bu yüzden, iktidar, muhalefet ve toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelmesi, uzman bir ekip rehberliğinde ortak bir platformda bir arada çalışması gerekiyor. Burada meseleler detaylı şekilde ele alınmalı ve çözüm odaklı kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirilmelidir.

Ancak bu büyük meydan okumaların üstesinden gelebilmek için toplumun tamamının güçlü bir iş birliği ve kararlılık sergilemesi kaçınılmazdır.

Unutulmaması gereken şu ki: Eğer bu bina çökerse altında kalan hepimiz oluruz.