Hükümet 2026 yılı bütçesini açıkladı. Yüzeyde parlak ifadeler ve etkileyici rakamlar olsa da işin içine girince aynı senaryo.
Yine açıkla karşı karşıyayız. Yeni Yıl, tam 2,7 trilyon liralık bir bütçe açığıyla başlıyor.
Peki, bu açığın faturası kime kesiliyor?
Tahmin etmek zor değil.
Yine halka…
İşçiye Memura Ne Düşüyor?
Hiçbir şey.
Asgari ücretle geçinen insanlar ay sonunu göremezken ve market fiyatları nefes kesici seviyelere çıkmışken, 2026 bütçesi işçiye ne sunuyor?
Cevap basit: “Sabredin.”
Başka bir şey yok.
Memura ve Emekliye Ne Var?
Memura birkaç yüzeysel düzenleme, emekliye ise “İdare edin” denmekten öteye geçilmiyor.
Gerçek enflasyon ile bütçedeki kurgusal rakamlar arasındaki uçurum büyürken emekliler pazarda filesini dolduramaz hâle geliyor.
Bütçe ise adeta “Paramız yok” diye fısıldıyor.
Çiftçinin Hali Malum;
Tarım sektörü bu ülkenin can damarı ama çiftçinin durumu gerçekten felaket. Destek sıfır, mazot fiyatları inanılmaz derecede yüksek, gübreye ise ulaşmak neredeyse imkânsız.
Çiftçiye bütçede ayrılmış bir pay var mı?
Yine yok.
Üretim gücü elinden alınan çiftçi, tarımdan uzaklaşmaya itilmiş durumda.
Faiz Ödemeleri: Bütçenin Kara Deliği;
Bütçeye en büyük yükü ne getiriyor dersiniz? Ne işçi ne memur ne de emekli için ayrılan kaynak. Asıl kara delik faiz ödemeleri. 2026’da tam 2,8 trilyon lira yalnızca faiz ödemeleri için harcanacak, yani bütçenin %14,5’i bu alana ayrılmış durumda. Her 100 liranın 15’i bankalara ve borç sahiplerine gidiyor.
Bu yükü kim taşıyor?
Yine halk.
İşçinin terinden, çiftçinin ürününden, esnafın kazancından kesilen vergiler faize aktarılıyor.
Devlet tasarruf yaptığı zaman ilk olarak halkın cebine dokunuyor ama faiz ödemelerinde musluklar hep açık bırakılıyor.
Halka düşen sözler aynı: İşçiye “Sabret,” emekliye “İdare et,” çiftçiye “Destek yok” denirken faizlere milyarlar aktarılmaya devam ediyor.
Bu Bütçe Kim İçin?
İşçi için mi yapıldı?
Hayır.
Memur için mi?
O da değil.
Emekli için mi kullanıldı?
Asla!
Çiftçiyi hatırlayan zaten yok;
Esnaf ise ekonomik sıkıntılar içinde ayakta durmaya çalışmaktan başka bir şey yapamaz hâlde.
Bu bütçe kim için mi özenle hazırlanmış görünüyor? Devletin lüks harcamaları, yeni projeler, şatafatlı makam araçları ve göz alıcı binalar için!
Özünde yine aynı düzen: Halkın sırtından kesip, devletin kendi ihtişamlı harcamalarına aktarım sistemi devam ediyor.
Sonuç Belirgin: Aynı Kısır Döngü,
Yeni Bir Hayal Kırıklığı Her yıl aynı hikâye yaşanıyor: Bütçe açıklanıyor, büyük bir medya şovuyla umut vaat eden mesajlar veriliyor ve süslü kelimelerle halkın beklentisi yükseltiliyor… Ama sonuç değişmiyor.
Halk için yine koca bir sıfır!
2026 bütçesi de geçmiş yıllardan farkını ortaya koyamadı. Fakir daha da fakirleşecek, dar gelirlinin yükü ağırlaşacak, emekli çare arayamayacak durumda kalacak, işçi daha fazla yorulacak ve çiftçi borca saplanacak.
Özetle: Bu bütçede de halk için bir şey yok!