Son Mühür/Merve Turan- Son Mühür TV’de Sıcak Bakış programına katılan Prof. Dr. Kâmil Okyay Sındır, Tunç Erciyas’ın sorularını yanıtladı.
“Parti içi yarış, demokrasinin doğal bir gereği”
CHP’de geçmiş dönemlerde “iki başlılık” görüntülerinin ön plana çıktığından bahseden Sındır, mahalle delege seçimlerinde yarışan çoklu listeleri siyasetin doğası olarak şöyle nitelendirdi:
“Mahallede birden fazla kişinin delege olmak istemesi, ilçe ya da il yönetimlerinde görev talep etmesi, partinin farklı kademelerine adaylık arzusu demokrasinin gereğidir; yeter ki kavga olmasın! Bu durum, bir bölünme değil, siyasetin doğasında bulunan bir yarış olarak görülmelidir. Bu çerçevede çoklu listeler, partiyi daha iyiye götürecek rekabeti temsil eder. Bu tür yarışlarda kazanan ya da kaybeden yoktur; kazanan partimiz, ülkemizin ve halkımızın geleceğidir”
“CHP dimdik ayakta, kavga lüksümüz yok”
CHP’nin Türkiye için taşıdığı tarihi önemi hatırlatan Sındır, sözlerine şöyle devam etti:
“CHP’nin kavga ya da parçalanma lüksü yoktur. Bütün baskılara rağmen dimdik ayakta duran, Cumhuriyet’in ve Atatürk ilke ve devrimlerinin savunucusu olan tek parti CHP’dir. Bizim mücadelemiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır’ şiarını yaşatmak içindir”
“Atilla’yla rekabet değil, yol arkadaşlığımız var”
Yerel basında çıkan “Atilla’nın listesi, Kamil’in listesi” yönündeki haberlere değinen Sındır, bu iddiaları reddetti:
“Sevgili Atilla benim abim, dostum, yoldaşım. Yıllardır birlikte yol yürüdüğümüz, vekillik ve başkanlık dönemlerinde omuz omuza olduğumuz Atilla ile ilişkimiz rekabet değil yoldaşlık ilişkisidir. Partililiğimiz ve parti programına bağlılığımız değişmez”

“YSK kararları kesindir, sürüncemede bırakılmamalı”
Parti içi süreçlerin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) denetiminde yapıldığını söyleyen Sındır, “YSK kararları kesindir.İtiraz süreleri kanunla belirlenmiştir. Nasıl ki cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği ya da yerel seçim sonuçları kesinleşince değiştirilemiyorsa, parti içi seçimlerde de aynı hukuk prensibi geçerlidir. Bu nedenle bazı başvuruların sürüncemede bırakılması ve süreçlerin siyasi araçsallaştırmaya konu edilmesi üzücüdür” dedi.
Kurultayın eylül ayına ertelenmesine de değinen Sındır, “9 Eylül, partimizin kuruluş yıldönümü. Bu nedenle ertelenmesini doğru buluyorum ancak kararın sürüncemede bırakılmasının reddedilmesi gerektiği kanaatindeyim” diye konuştu.
“Adaletin temeli vicdandır”
Türkiye’deki adalet sistemine eleştirilerde bulunan Sındır, “Adalet mülkün temelidir; fakat adaletin de temeli vicdandır. Vicdandan yoksun bir hukuk düzeni, toplumsal güven üretmez. Böyle bir ortamda insanlar kendilerini güvende hissetmez, bir korku iklimi doğar. Yıllarca iddianame olmadan tutuklu kalan insanların olması, ‘Ben suç işlemedim ama başıma iş açılır mı?’ endişesini büyütür” dedi.
Hukuk devletinde yargının bağımsız olması gerektiğinin ve siyasetin yargı üzerinde nüfuz kurmasının kabul edilemez olduğunun altını çizen Sındır, “Bir kişinin tutukluluğunun sona ermesi için yürütmeden medet ummak; hukuku ve adaleti yok saymaktır.Kişileri ve tekil olayları tartışmanın ötesinde, demokratik hukuk devletinin temelini sağlamlaştırmak zorundayız” diye ekledi.
“Komisyon çalışmaları demokratikleşme fırsatıdır”
Meclis’te yürütülen komisyon çalışmalarına da değinen Sındır, bu sürecin yalnızca bir anayasa değişikliği tartışması değil, Türkiye’nin demokratikleşmesi için fırsat olduğunu ifade etti:
“Kuvvetler ayrılığı, denge-denetim mekanizmalarının işlerliği ve yargının bağımsızlığını güçlendirecek bir demokratikleşme fırsatı olarak bakıyoruz. Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun daha özgür ve bağımsız kalması yıllardır savunduğumuz temel ilkeler arasındadır. Aksi halde ülke kaotik bir sürece sürüklenme riskiyle karşı karşıya kalır. Buna izin vermemeliyiz; yalnızca CHP değil, bu ülkenin tüm yurttaşları ve siyaset kurumları ortak sorumlulukla hareket etmelidir”
“Türkiye’nin en acil sorunu ekonomi”
Türkiye’nin gerçek gündeminin ekonomi olduğunun altını çizen Sındır, halkın en büyük beklentisinin ekonomik sıkıntıların çözümü olduğunu söyledi:
“Halkımızın en acil sorunu işsizlik, yoksulluk ve gelir adaletsizliğidir. Elbette demokrasi ve hukuk önemlidir, ama yurttaşlarımızı en çok zorlayan konu ekonomidir. Siyasetin görevi, bir yandan demokrasiyi ve hukuku tahkim ederken öte yandan ekonomik çıkış yollarını somut çözümlerle ortaya koymaktır”
“CHP dimdik ayakta, kavga lüksümüz yok”
CHP’nin Türkiye için taşıdığı tarihi önemi hatırlatan Sındır, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“CHP’nin kavga ya da parçalanma lüksü yoktur. Bütün baskılara rağmen dimdik ayakta duran, Cumhuriyet’in ve Atatürk ilke ve devrimlerinin savunucusu olan tek parti CHP’dir. Bizim mücadelemiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır’ şiarını yaşatmak içindir”





