Vergiler, devletin kamu harcamalarını finanse etmek amacıyla ekonomik bireylerden zorunlu ve karşılıksız şekilde toplanan gelirlerdir. Toplanan bu gelirler bütçeye kaynak olarak aktarılır.
Ancak Türkiye'nin mevcut vergi sistemi ciddi adaletsizlikler barındırmaktadır. Bu durum, vergi sisteminin günümüzün gereksinimlerine ve teknolojik gelişmelere uygun, daha adil ve modern bir yapıya dönüştürülmesi gerekliliğini doğurmaktadır.
Mevcut sistemde vergi dağılımı hakkaniyetli bir yapıya sahip değildir. Ne yazık ki, az kazananların daha fazla vergi yükü altında olduğu bir tablo ortaya çıkmıştır. Örneğin, işçi ve memurların ödediği vergiler ile halktan alınan tüketim vergileri toplam vergi gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
Son dönemlerde vergi denetim oranlarında kısmî bir artış gözlemlense de bu yeterli seviyede değildir. Vergi kaybı ve kaçakları hâlâ yaygın şekilde devam etmekte, bu sorunun çözümü için köklü reformların yapılması gerekmektedir.
Ayrıca, sık sık çıkarılan vergi afları ve yapılandırma düzenlemeleri, yandaş büyük firmaların vergi borçlarını silme toplumda olumsuz bir algı oluşturmakta, vergisini zamanında ödeyen bireylerin bile bu uygulamalardan etkilenerek “ben de erteleyebilirim” düşüncesine kapılmasına neden olmaktadır.
Vatandaşların ödedikleri vergilerin doğru yerlere aktarıldığını ve kamu harcamalarının denetlendiğini bilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu konularda şeffaflık sağlanmalı ve yönetime duyulan güven güçlendirilmelidir.
Günümüzde halkın önemli bir kısmı toplanan vergilerin yandaşlara yap-işlet-devret projeleri için verilen garantili sözleşmeli işlere ve alanlara aktarıldığını bilmekte ancak bu harcamaların etkinliği ve adil kullanımına dair şüphe duymaktadır. Bu güvensizlik, bazı bireylerin vergi yükümlülüklerinden kaçınmasına yol açmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Maliye Bakanlığı'nın açıklamalarına göre tahsilat oranları oldukça yüksek olup, vatandaşların genel olarak borçlarını zamanında ödediği belirtilmektedir.
Ancak, bu başarının sürdürülebilir olması için vergi yasalarının güncellenmesi, kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilmesi kritik önem taşımaktadır.
Modern teknoloji ve yapay zeka sistemleri devreye alınarak servetinde anormal artışlar görülen veya sebepsiz zenginleşenlerin mali hareketleri takip edilmelidir. Kara para aklama ve vergi kaçırma gibi yasa dışı faaliyetlerin önüne geçilmesi için daha etkin denetim mekanizmaları kurulmalıdır. Devletin tüm kurumları veri paylaşımına açık olmalıdır. Ve koordine içinde çalışmalıdır.
Servet beyanı zorunluluğu ve "nereden buldun" gibi otokontrol mekanizmalarının hayata geçirilmesi caydırıcılığı artırabilir. Bunun yanı sıra ağırlaştırılmış cezalar getirilerek yasal düzenlemeler güçlendirilmeli, adil ve sürdürülebilir bir vergi sistemi oluşturulmalıdır.
Önemli bir konu olarak Maliye Bakanlığı, teknolojiyi en üst düzeyde verimli bir şekilde kullanarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Ancak, mevzuatlarda neredeyse her gün yapılan değişiklikler, uygulamayı gerçekleştiren fedakar mali müşavirlerin iş yükünü ciddi anlamda artırmakta ve onları adeta bir angarya döngüsüne çekmektedir. Bu durum, mali müşavirlerin üzerindeki stres ve sorumluluk düzeyini artırırken, iş süreçlerini de daha karmaşık ve yorucu bir hale getirmektedir.
Sonuç olarak, vergi bilincinin artırılması ve vergiyi kültürünün toplumun geniş kesimlerine yaymak amacıyla, ilkokuldan başlayarak yaşam boyu devam edecek eğitim programları ve bilgilendirme etkinlikleri düzenlenmesi gerekmektedir.
aliye Bakanlığı'nın yalnızca Maliye Haftası kapsamında yılda bir kez etkinlik düzenlemesi bu konuda yeterli değildir.
Diğer bir önemli konuda vergi kanunların günün koşullarına uygun, iyi bir dille net ve anlaşılır şekilde, yeniden yazılarak uygulamaya konulmasıdır.
Bu vesile ile Kurban Bayramınızı kutlar iyi ve sağlıklı geçmesini dilerim,