Türk iş dünyasının önde gelen kuruluşu TÜSİAD'ın başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras, yargı süreçlerine müdahale iddiasıyla yeni bir hukuki süreçle karşı karşıya kaldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, Turan ve Aras'ın kamuoyunda hassasiyet yaratan çeşitli olaylarla ilgili yaptıkları açıklamalar mercek altına alındı. İddianamede, her iki ismin de "zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçunu işlediği öne sürülerek, adli para cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.
İddianamede dikkat çeken olaylar
Savcılığın iddianamesinde, Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras'ın kamuoyunda tartışma yaratan birçok konuda yaptıkları değerlendirmelere yer verildiği belirtildi. Bu olaylar arasında, Bolu Kartalkaya'daki elim yangın faciası, yaşanan deprem felaketleri, Erzincan İliç'teki altın madeni heyelanı, bazı belediye başkanları hakkındaki soruşturmalar, belediyelere kayyum atanması, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile ilgili gelişmeler, menajer Ayşe Barım'a yönelik iddialar ve görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yargı süreci bulunuyor. İddianamede, şüphelilerin bu konularda yaptıkları açıklamalarla kamuoyunda algı oluşturmaya çalıştıkları, toplumda güvensizlik yarattıkları ve devam eden yargı süreçlerinde adil yargılama ilkesine uyulmadığı yönünde söylemlerde bulundukları ifade edildi.
Savcılık: "Bulundukları konumu kötüye kullandılar"
İddianamede, Turan ve Aras'ın, TÜSİAD'daki başkanlık pozisyonlarının sağladığı nüfuzu kullanarak yanıltıcı bilgiler yaydıkları ve bu yolla yargı görevini yapanları etkilemeye çalıştıkları öne sürüldü. Savcılık, şüphelilerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne olan güveni zedeleyici ifadeler kullandıklarını, yargı mensuplarının görevlerini tarafsız bir şekilde yerine getirmelerini engellediklerini ve soruşturma süreçlerinde kanıtların değerlendirilmesini olumsuz etkilediklerini iddia etti. Ayrıca, şüphelilerin, ekonomi alanındaki itibarlarını ve derneğin geniş üye kitlesini kullanarak, gerçeğe aykırı ve yönlendirici bilgileri yaygınlaştırdıkları belirtildi.
"Düşünce özgürlüğü sınırlarını aştılar" vurgusu
İddianamede, Turan ve Aras'ın sözlerinin düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı, haber verme hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği ve kamu barışını bozucu nitelikte olduğu savunuldu. Savcılık, şüphelilerin hukuki konularda yargı görevlilerini manipüle etme amacı taşıdıklarını, gerçeğe aykırı bilgiler verdiklerini ve toplumun hukuki güven duygusunu zedelediklerini ileri sürdü.
Hapis cezası talebiyle bağlantılı aynı mahkemeye gönderildi
Hazırlanan iddianamede, Mehmet Ömer Arif Aras ve Orhan Turan'ın "zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçundan adli para cezasına çarptırılmaları talep edildi. Bu yeni iddianame, daha önce aynı şahıslar hakkında "zincirleme şekilde halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçundan 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle açılan dava dosyasıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Bu durum, TÜSİAD'ın önde gelen isimlerinin yargısal süreçlerle olan mücadelesinin yeni bir boyut kazandığını gösteriyor.
AK Partili isim ziyaret etmişti
AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, geçtiğimiz günlerde TÜSİAD Genel Kurulu'ndaki konuşması nedeniyle hukuki süreçle karşı karşıya kalan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'ı ziyaret ederek dikkatleri üzerine çekmişti. Şubat ayındaki açıklamaları sonrası soruşturma geçiren, gözaltına alınan ve ardından yurtdışı çıkış yasağı ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Turan'a yapılan bu ziyaret, siyaset ve iş dünyası arasındaki ilişkiler açısından merak uyandırmıştı.