Biz ne ara böyle olduk. Nasıl uzaklaştık bu kadar yakınken şefkat havuzundan. İnsanlar arası bağlardan, zaten pamuk ipliğine bağlıyken tüm duygu paylaşımları. Paylaşmaktan uzaklaştık sevgiyi, ilgiyi. Her davranış kendi eksenine döndü acımasızca. Sıcaklık buz kesti, mevsimler yaz olsa da. Eskiden hep bahardı buralar. Çocukken karşı komşuya koşardım salça ekmek istemeye, kapılar hep açıktı karşılıklı. Zaman gelir üst komşuya uğrardık, ben geldiiiimm diye seslenip girerdik içeri. Birbirimize yaslanabilirdik korkusuzca, gün geceye dönse de. Derin karanlıktan bir ses gelse de korkmazdık gecenin bir yarısı. Karşı komşu vardı, üst komşu, alt komşu. İnanırdık birbirimize, koşulsuz güven vardı dile getirilmeyen açık kapıların ardında.

Biz de değiştik değişen zamanla. Bazıları sıcak olsa da değişiklerin bir çoğu puslu bir hava gibi oldu. Gördükçe insanlığın içindeki benci davranışları, kopardık zamanla incelen bağları. Çoğu zaman birbirimize, bazen de kendimize kaybettik güveni. 

Artarak gelen...

Aslında çokta şaşılacak bir şey değil, değil mi? Birbirimize daha az güveniyor olmamız. Daha az diyorum ya, benim hala inancım var insanlığa, dostluğa. Hala inancım var birbirimize olan sevgiye. 

Şöyle bir düşününce, insanlar arasındaki güvensizlik, insanlık tarihinin çok eski dönemlerine kadar uzanmaktadır. İlk insan topluluklarından itibaren, kaynakların paylaşımı, rekabet, güç mücadelesi ve farklılıklar gibi faktörler güvensizlik duygularının ortaya çıkmasına yol açmış olabilir. Tarih boyunca savaşlar, hırsızlık, aldatma ve diğer olumsuz olaylar da güvensizliği artıran etkenler olmuştur. Ama görüyoruz ki güvensizlik duygusu tarih boyunca değişiklik göstermiş ve farklı toplumlar farklı şekillerde ortaya çıkmıştır. 

Biraz düşündüğümüz zaman, insanlığın birbirine olan güvensizliğinin en büyük kanıtı, ne zaman ve nerede kullanıldığına dair kesin bir bilgi olmasa da, Mısır, Mezopotamya ve Antik Çin gibi eski medeniyetlerde başlayan kilit kullanımıdır diyebiliriz. Bilinen en eski kapı kilidi, yaklaşık 4000 yıl önce Mısır'da kullanılan ahşap kilittir. Mezopotamya'da da bunlardan kullanıldığı bilinmektedir.

Görüyoruz ki insanlığın birbirine olan güvensizliği eski çağlardan bu yana artarak yol almış. Çeşitli sebeplerden dolayı kullanılmaya başlayan kilit ihtiyacının en temel nedeni, değerli eşyaların korunması ve güvenliğin sağlanması idi. Ayrıca kilitler, özel mülküyetin korunması, hırsızlık ve izinsiz girişlere karşı önlem alma gibi amaçlarla kullanılmıştır. Kilitler; kapılar, sandıklar, kasalar ve diğer eşyaların güvenliğini sağlamak için kullanılan araçlar olarak günümüze gelmiştir. 

Şimdiki zamana bakarsak, kapımızda bir kilit yerine üç kilit var. O da yetmiyor sürgü ya da zincirli kapı kilidi. O da yetmedi alarm sistemi. Hayır biz kimseye güvenmiyoruz artık, bir de kamera güvenliği olsun. Artık işte bu kadar güvenmiyoruz kimseye. Kullandığımız teknolojide bile kilitler var. Telefonumuzda bir asma kilit simgesi, sosyal ağ hesaplarımızda kilit simgesinde bir dizi güvenlik adımı. Her yer kilitli. Önce kapılarla başladık, şimdi ise her yeri sakladık. Zaman geldi düşüncelerimize bile kilit vurduk. 

İlerleyen yıllarda nasıl bir değişim olacağını merak etmek bile istemiyorum.

Sevgiyle güvende kalın...