Sıcak bir Mayıs akşamı... Gazete hazırlıkları sürüyor. Pelin ile birlikte hummalı bir çalışma içindeyiz. Hangi haberler girecek. Gündemde ne var sürekli plan yapıyoruz. Bugünün işlerini toparlayıp çıkmam lazım. Bir de yarın sabah önemli bir konuk var. Ayşegül'ün izne ayrılışı nedeniyle Sıcak Bakış programını ben sunmaya başladım. Ama öncesinde özel bir gece beni bekliyor.
İzmir'in en güzel ilçesi Güzelbahçe'de İzmir'in Rüyası oyununu izleyeceğim. İzmir Aşkına Derneği bu kez müzikal komedi ile karşımıza çıkacak. Derneğin başkanı Filiz Güleç'in kurduğu hayali gerçekleştirdiğini görmek beni çok mutlu ediyor. Yıllar önce ilk denemesinden sonra çeşitli nedenlerle grup dağılmıştı.
İçindeki Amazon ruhtan güç alarak hiç yılmadı. O dönemde yanında olanların verdiği manevi destekle, daha güçlü bir şekilde yeni bir grup kurdu. Yeni isimlerden oluşan grubu dernekleştirerek daha da kalıcı olmasını sağladı. İzmir Aşkına artık bir bebek değil. Kendi ayaklarının üstünde duran, sponsor olmak isteyenlerin ve derneğe üye olmak isteyenlerin sıraya girdiği bir genç oldu.
İZMİR AŞKINA ÜRETiME DEVAM!
Dört oyun çıkardılar. “RACHEL VE NİKO”, “8500”, “SOKAĞIN KADINLARI” ve şimdi de “İZMİR’İN RÜYASI” Yani grup bir festivale gitse dört gece farklı oyunlarla karşınıza çıkıp, size yeni bakış açıları kazandırabilir. Oyunların ortak özelliği İzmir... Her oyunda başrol Izmir'in... Roller eşit dağıtılıyor. Kimseye torpil yok! Oyuncular oyunculuk güçleri ile ön plana çıkıyor. Oyuncu dedim ama hiçbiri profesyonel oyuncu değil. Farklı mesleklerde başarıya ulaşmış isimler... Haftanın belirli günlerinde buluşup provalar yapıyorlar, kostümleri dikiyorlar, dekoru planlayıp, yapıyorlar boş zaman kalırsa prova yapıyorlar. Ama birbirlerini o kadar iyi tanıyorlar ki çok iyi tamamlıyorlar. Bir puzzle parçası gibi... İçlerinden birisi hasta olursa diğeri onun rolünü devralabiliyor. Filiz her zaman sıcak, sempatik ve yapıcı... Sorunlara pozitif yaklaşan her yolun filizleneceğine inanan güleç biri... Filiz'in bu anlamlı yolda en önemli destekçisi Barış Kınav... Barış aynı zamanda İzmir'in Rüyası oyununun yazarı ve yönetmeni... Filiz, tekste minik dokunuşlarda bulunmuştur mutlaka boğa kadını sonuçta...
SÜRPRİZ DOĞUM GÜNÜ...
Geçen hafta ekip, Filiz için sürpriz bir doğum günü partisi düzenledi. Doyasıya eğlendiler. Ancak pasta yenilemesi gibi bir problem vardı. İki büyük pastayı elinde tutup, üfleyen Filiz, dilek dilerken pastalar yer çekimi kuvvetine dayanamayarak yere yuvarlandı. Elinde kalan pasta dilimleri parmaklanarak tadına bakılabildi. Yani Filiz severler bolca parmaklarını yaladı. Daima gülümseyen dostum Filiz'in bu özel gününde ben de davetliydim ama işyerinde yaşanan bir kriz sonrası migren atağı engel oldu. Tıpkı İzmir'in Rüyası ilk gösterimine çok istememe rağmen katılamadığım gibi...
İZMİR’İN RÜYASI YOLCULUĞU...
Bu düşüncelerle metroya biniyorum. Kaymakamlık durağından Güzelbahçe'ye otobüs, dolmuş ne gelirse... Bu saatte trafik felç, iyi ki metro var. Ege Tv günlerinde yani oniki sene önce falan, Konak’tan otobüse binip bir, bir buçuk saatte anca ulaşırdık Güzelbahçe'ye... Hafta sonu Serkan ile maç seyreder haftayı planlardık.
Güzelbahçe'ye varıyorum. Merdivenlerde dostlarla karşılaşıyorum... Antakyalılar Derneği Başkanı Vecih Fakioğlu ile ayaküstü sohbet ediyoruz. Firması Fateks sponsorlardan biri olmuş. Kostümlerin bu kadar güzel olması onun kumaşlarından ötürü... Barkovizyonun perdesi de onun eseri... Ege Yıldız’ın efsane Pazarlama ve Reklam Müdürü Ercan Özderici de gelmiş. Güzelbahçe’de tiyatro grubu kurmuş, spor, sanat çeşitli faaliyetlerle emekliliğin tadını çıkarıyor. Hiç yaşlanmayan sert görünümlü, yumuşak kalpli bir dostu görmek çok güzeldi. Nasıl pazarlık yapardı bir bilseniz... Ah o günler...
Salondan sesler geliyor. Oyun öncesi son toplantı... Bence oyundan daha heyecanlı... Bakalım tartışmalar, kavgalar var mı? Çaktırmadan içeri sızıyorum. Sahnede güleç yüzlü oyuncular... Sahneye uyum sağlamak için yerlerini belirliyorlar her salon yeni bir heyecan ve bu oyun ilk kez bu sahnede oynanacak. Zaten oyunun ikinci gösterimi... Geçen hafta Konak'ta Atatürk Kültür Merkezi'nde oyunun prömiyeri yapılmıştı. Oyuncular arasında dostluk daha da uyumlu olunmasını sağlıyor. Provalar bu uyumun en çok öne çıktığı yerlerdir. Büyük bir heyecan var. Onlar kocaman bir aile olmuşlar artık... Hiçbir kuvvet bu güzel birlikteliği bozamaz. Gruptan ayrılanlar, yeni gelenler oluyor tabii ki ama gidenin yeri hemen doluyor. Yeni gelenlerde aileye adapte oluyor. Grubun en önemli kaybı tabii ki prensimiz Mercan Reis Çolak gurbet ellerde okuma telaşında keşke o da olsaydı. Ama kalbi burada atıyor... Bu arada geçen oyun sonrasında hafif kilolu diye iğnelediğim genç yetenek Ali Eymen oldukça fit bir delikanlı olmuş. 18 yaşında dev yetenek... Bu oyunda da hünerlerini gösteriyor.
Birbirlerine başarılar dileyerek kulisin yolunu tutuyor. Oyuncular makyaj, kostüm oyunu başlamasına bir saat var. Ben de çıkıyorum. Dışarıda başka dostlarla buluşmaya... Prof Dr Erkan Sevinç geliyor. “Naber Tunç”, “İyidir ağabey koşturuyoruz...”, “Bu oyun 26 Mayıs’ta Bornova’da da oynayacak. Ama ona gidemeyiz Merhaba Buluşmaları var. Su topu Milli takımı kaptanı Kübra Kuş konuğumuz...”, “Yanınızdayım hocam gönlüm İzmir’in Rüyasında olacak ama...”
Oyunu izlemek için salona girmeden Barış’ın yanına geçiyorum. Heyecanlı... İki oyuncu sağlık problemi yaşamış bu oyunda olamayacakmış. Onun için biraz endişeli ama yerini diğer arkadaşlar doldurur diyorum. Evet diyor. O rolleri diğer grup üyeleri paylaşmış. Aile olmak böyle bir şey... Kalabalık bir grup, aynı ortamda ortak bir ruh ile hazırlandıkları için herkes oyuna hakim, biri hastalansa diğeri hazır kıta...
Salona giriyorum. Bir film karşılıyor bizi... Az sonra izleyeceklerimizle ilgili ufak tüyolar veriyor. Filmin sonuna yönetmenden gizli sızmış Mercan da var. İngiltere’den bildiriyor. Kalbi burada demiştim size...
Oyunda belediye başkanlarının çevresinde dolaşan çakallar, dalkavuklar çok güzel gösterilmiş. Geçmiş başkanlar ufak dokunuşlarla anılmış. Mimar İzmir Hanım, İzmir Müzesi’ni kurmakla görevli... Müze için farklı bir mimari düşünülmekte... İzmir Hanım imkansızı başarabilecek mi? Bu güzel rol biraz Barış’ın torpili ile Filiz’e verilmiş. Filiz oyun boyunca sahnenin bir köşesinde yatıp, rüyasını görüyor. Biz izleyiciler keyifle rüyayı izlerken arada telefon çalıyor. İzmir uyanıyor. Tekrar rüyaya dalıyor. Rüya tüm rüyalar gibi karışık gelebilir bazılarına, cam açık İzmir’in üstü açık. Bazı mesajlar ondan olabilir algılarınızla oynamayın. Alınmayında... Belediye başkanları salonlarını bu oyuna açmalı, kendileri ile dalga geçebilen yöneticiler başarılı olur. İzmir’e ayna tutan güzel bir oyun olmuş. Filiz, yan gözle yattığı yerden ekibi izliyor olmalı diye düşünüyorum. Başkan rolünü canlandıran Barış da oldukça başarılı... SİP'i tutan halkın başkanını seçmesi, başkanın projelerini halka anlatması... Belediye Başkanlarının çevresindekilerin basın toplantısında yaptıkları, çalışanların siyaseten farklı görevler yapmak zorunda kalmaları çok güzel vurgulanıyor. İzmir’in tarihi bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçiyor. Danslar harika... Filozofların Pagos tepesinde tuvalette konuşmaları kahkahalarla izleniyor. Ben en çok Amazonları ve Şaman Ayinini sevdim. Filiz, Amazon ruhunu, ekibe üflemiş. Hem gülüp hem de düşüneceğiniz ve eğleneceğiniz bir oyun olmuş. Amatör ruhla profesyonel bir iş çıkmış. Aynı oyunu Anadolu Ateşi ekibi çıkarsa aynı sonuç elde edilir. O derece göz kamaştırıcı... Saat nasıl akıp gidiyor anlamıyorsunuz. Finalde hep beraber, ayakta İzmir Aşkına marşını söylüyorsunuz ve haykırıyorsunuz. "HOMEROS İZMİRLİDİR..." 26 Mayıs’ta Bornova’da... Kaçırmayın... Bu arada İzmir müzesine ne zaman kavuşacak? İzmir’in rüyası gerçek olsun artık...
AÇIN RADYONUZUN SESİNİ...
RADYO EGE’de Bendeniz’in bir klasiği çalıyor. İZMİR...
“Kordon boyu dolanır dolanır dururum
Sana benden bir söz nasihat dostum
Seviyorum dermiş terk edermiş
Olay bu işte son durumum
İzmir'deyim ne haldeyim
Bir yar sevdim dertlerdeyim
Kıymet bilmez yola gelmez
Bu ne sevdadır ki bilinmez
Sabah öğle akşam elimizde biralar
Sallana sallana Alsancak'tan aşağı
Bir Konak'ta Karşıyaka'da
Ben o yâri arar dururum”
İzmir Aşkına daima gülümseyin...