SON MÜHÜR - OSMAN GÜNDEN / İzmir-Karşıyaka’da, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işlerinden ihraç edilen öğretmenler ve kamu emekçileri, 315. hafta boyunca süren oturma eylemine devam etti. Karşıyaka Çarşı girişinde yapılan eylemde, katılımcılar, "İşimize geri döneceğiz!" sloganlarıyla haklarını talep etmeye devam etti. Eğitim-SEN ve KESK üyeleri, ellerinde "Oturma eylemi 315. haftasında", "İhraç tecrittir. Tecrit insan hakları ihlalidir. Hak ihlallerine hayır. İşimize geri döneceğiz." yazılı pankartlarla, hukuksuz ihraçlara ve yaşadıkları mağduriyetlere dikkat çekti.
Eyleme katılım yine yoğundu
Eyleme katılanlar, 315. hafta boyunca seslerini duyurmak için Karşıyaka Çarşı girişinde toplandı. Eylemde yer alan Eğitim-SEN ve KESK üyeleri, haklarının iade edilmesi için mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Katılımcılar, aynı zamanda eğitim ve kamu hizmetlerinde yaşanan sorunlara da dikkat çekerek, "Hukuksuzluğa hayır!" şeklinde ortak bir mesaj verdiler.
Birgül Şengül’den güçlü açıklama
Eyleme katılanlar adına açıklama yapan Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Kadın Sekreteri Birgül Şengül, şu ifadeleri kullandı:
"Basına ve kamuoyuna,
315. hafta, direnişimiz için tekrar alanlardayız. Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamayı haksızlıklara karşı adaleti savunmaya devam etmek için yine buradayız. Sosyal ve kamusal yaşamdan tecrit edilmeye çalışılan arkadaşlarımızın, ulusal ve uluslararası hukukun en temel ilkeleri ayaklar altına alınarak yapılan ihraçların çoğunun somut hukuki delillerden çok siyasi oyunlar yöntemiyle yapıldığını çok iyi biliyoruz."
Şengül, eylemlerinin gerekçelerini detaylandırarak, hukuksuzlukları ve adaletsizlikleri vurguladı. Türkiye’nin son 23 yıldır AK Parti ve ortağının yönetiminde olduğunu hatırlatan Şengül, "Değerli basın mensupları, 23 yıldır bu ülkeyi yöneten AK Parti ve ortağı, emeğin, emekçilerin, demokrasinin, hukukun, adaletin, barışın karşısında durup, biz emekçilere sömürüyü, sefaleti, hukuksuzluğu dayatmaya devam etmektedir." dedi.
KHK ile ihraç edilenler için iade talebi
Şengül, KHK ile ihraç edilenlerin derhal görevlerine iade edilmesi gerektiğinin altını çizdi ve şöyle devam etti:
"Bizler, haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm arkadaşlarımızın bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmelerini istiyoruz! Güvenceli iş, güvenli gelecek talebimizden vazgeçmiyoruz! Örgütlenme özgürlüğü hakkımızdan vazgeçmiyoruz! Barış içinde yaşama talebimizden vazgeçmiyoruz! Şiddetsiz bir yaşam, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, barış, mücadelemizden vazgeçmiyoruz!"
Unutulmaz isimler de anıldı
Ayrıca, Ocak ayında kaybedilen gazeteci Uğur Mumcu, akademisyen Necip Hablemitoğlu ve gazeteci Hrant Dink gibi önemli isimler de anıldı. Şengül, "Ocak ayı içinde kaybettiğimiz Uğur Mumcu, Hablemitoğlu, Hrant Dink ve nice değerlerimizi faşist saldırılarla kaybettik. Bugün buradan arkadaşlarımızı bir kez daha anıyoruz. Bu topraklarda bir kez daha benzer olayların tekrar edilmemesi için mücadele etmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Emekçilerin durumu ve hükümetin politikaları
Şengül, hükümetin ekonomi ve emekçi hakları üzerindeki politikalarına da eleştirilerini dile getirdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan yalan rakamlarla, emeklilere, işçilere ve kamu çalışanlarına yapılan zammın emekçilerin insanca yaşamını sağlayacak düzeyde olmadığını belirten Şengül, "TÜİK'in yalan rakamları ile emeklilere, işçilere, kamu çalışanlarına bu ay yapılan zamların biz emekçilerin, işçilerin insanca yaşamasına yetecek bir ücrete karşılık gelmediğini buradan bir kez daha söylüyoruz." diye konuştu.
Bütçe ve iktidarın ekonomik politikaları
Şengül, hükümetin oluşturduğu 2025 bütçesinde emekçilerin haklarına yer verilmediğini belirterek; "Siyasi iktidarın oluşturduğu 2025 bütçesinde bizler yokuz. Bize yok denilen paralar faiz lobilerine, beşli çetelere, yandaş müteahhitlere, sermaye patronlarına ve saraylara akmaktadır. Bu çeteler vergi afları, vergi muafiyeti, teşvikler ile siyasi iktidar tarafından ödüllendirilmeye devam edilmektedir." dedi.
OHAL dönemi ve kayyum atamaları
Ayrıca OHAL döneminde çıkarılan KHK'ların hukuksuz ihraçların başlangıcı olduğuna dikkat çeken Şengül, yerel seçimlerde kaybedilen belediyelere kayyum atanmasını da sert bir şekilde eleştirerek "OHAL döneminde anayasada belirtilen sınırları ihlal ederek de işletilen KHK'lar, hak ihlallerinin başlangıcı oldu. Ayrıca siyasi iktidarın yerel seçimlerde kaybettiği belediyelere kayyum atamaları, halk iradesine darbedir. Kendilerine ait olan hiçbir yandaş belediyeye bunu yapmayan AK Parti, siyasi bir darbe olarak ötekileştirme ve ayrıştırma politikalarını sürdürmesi kabul edilemez." dedi.
İhraçlar ve hukuksuzluklar
Şengül, KHK ile ihraç edilenlerin suçsuz olduklarını ve sadece sendikal faaliyetler nedeniyle hedef alındıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Bizler, haklarında herhangi bir yargı kararı olmayan sadece sendikal faaliyetleri nedeniyle bizleri suçlu gösterme gayreti içinde olan iktidar, bizim öğütlü mücadelemizden korktuğunun belirtisidir."
Şengül, hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan kamu emekçilerinin hem maddi hem de manevi kayıplarının derhal karşılanması gerektiğini ifade ederek "Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları derhal karşılanmalıdır. Mağdur olan ihraç kamu emekçilerinin mağduriyet giderilinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçilerinin görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz." çağrısında bulundu.
Şengül, eyleminin son bölümünde güçlü bir mesaj vererek, "KHK'lılar gidecek, biz kazanacağız. Adalet herkes için bir gün mutlaka gerekecektir. Bugün görmezden geldiğiniz ve uygulamaya koyduğunuz tüm haksızlıkların, hukuksuzlukları hesabını bir gün elbette soracağız. HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!" diyerek sözlerini tamamladı.
Eylemdeki katılımcılar, "Yaşasın Eğitim Sen", "Yaşasın KESK" sloganları ile direnişin devam edeceğini bir kez daha yinelediler.





