İzmir Körfezi’nde yaşanan kötü koku ve balık ölümleri, bölgedeki su altı biyoçeşitliliğin azalmasına yol açarken, genç çevreciler bu soruna bilimsel bir çözüm arayışına girdi. Uluslararası Çevrenin Genç Sözcüleri programı kapsamında, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ne ait araştırma gemisiyle körfeze açılan çevreci ekip, biyoremediasyon yöntemiyle bölgedeki çevre sorunlarının üstesinden gelmeyi amaçlıyor.

Körfez'i eskiye çevirmek

Sürdürülebilir Kalkınma Gençlik Liderleri Eğitim Programı (SÜGEP) Akademi Başkanı Mehmet Umut Dilsiz, İzmir Körfezi’nin eski canlılık seviyesine kavuşması için bilimsel bir yaklaşım benimsediklerini belirtti.

Bu amaçla, biyoremediasyon yönteminin, körfezin ekosistemini korumada anahtar bir çözüm olacağına inandıklarını ifade etti. Biyoremediasyon, doğada bulunan canlı türlerinin bir arada kullanılarak kirleticilerin giderilmesi süreci olarak tanımlanıyor.

Körfezdeki kirliliğin bilimsel araştırması

Ekip, körfezdeki su altı kirliliğini daha detaylı incelemek için laboratuvar çalışmaları yapmayı planlıyor. Dilsiz, körfezdeki kirliliğin sadece gözle görülen yüzeysel etkileriyle sınırlı kalmayıp, denizaltındaki canlıların da bu kirlilikten ciddi şekilde etkilendiğini belirtti. Bu durumu tespit etmek için çeşitli bilimsel araştırmalar yapılacak ve raporlar hazırlanacak.

Deniz marulunun temizlemede faydası var

Biyolog Çiçek Dilsiz, körfezin temizlenmesi için biyoremediasyonun doğada bulunan canlıların kullanılması gerektiğini vurguladı. İzmir Körfezi’nin, evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklarla kirletildiğini belirten Dilsiz, çevrenin sürdürülebilir şekilde yenilenebilmesi için bu atıkların kontrollü bir şekilde arıtılması gerektiğini söyledi. Bu süreçte, deniz marulu gibi canlı türlerinin, kirleticilerin temizlenmesinde büyük rol oynayabileceği ifade edildi.

Biyoremediasyon sürecine katkı sağlamak amacıyla sahada yapılan araştırmalar, genç çevrecilerin heyecan verici bulgularına sahne oldu. Bahçeşehir Kuzey Kampüsü Genç Sürdürülebilirlik Liderleri ve Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi işbirliğinde yapılan araştırmada, körfezdeki 25 metre derinliğe kadar çeşitli canlı örnekleri alındı. Öğrenciler, körfezdeki balık ölümleri ve bu ölümlerin sebepleri üzerine çeşitli incelemeler yaparak, çözüm için önerilerde bulundular.

Bilimsel saha çalışmaları

Genç çevreciler, körfezdeki kötü kokuyu önlemek ve biyoçeşitlilik kaybını engellemek için çeşitli bilimsel saha çalışmaları gerçekleştirdiler. Ada Coşkun, projeye olan güvenini dile getirerek, hem çevresel hem de ekonomik açıdan faydalı bir çözüm ürettiklerini ifade etti.

Derin Hekim ise biyoremediasyonun, doğanın kendi kendini yenilemesine yardımcı olabilecek bir çözüm olduğunu ve bu sayede körfezdeki sorunların üstesinden gelinebileceğini belirtti.

Körfezdeki canlı popülasyonlarının artırılması gerekiyor

İzmir Körfezi’nin su altı ekosisteminin iyileştirilmesi için deniz marulu, midye ve sünger gibi canlı türlerinin popülasyonunun artırılması gerektiği vurgulandı. Bu canlıların, körfezdeki azot ve sülfür seviyelerini dengeleyerek çevresel dengeyi sağlayabileceği ifade edildi. Çalışmalara katılan gençler, bu yöntemlerle körfezdeki plankton ölümlerini engellemeyi ve körfezin eski canlılık seviyelerine kavuşmasını sağlamayı hedefliyor.

SÜGEP Akademi Başkanı Mehmet Umut Dilsiz, yürütülen bu proje ile İzmir Körfezi’nin sorunlarına ilham verici bir çözüm sunmayı ve bu çözümü yerel yönetimlerle paylaşmayı planladıklarını belirtti. Proje sonuçlarının, Türkiye Çevre Eğitim Vakfı ve uluslararası çevre programları aracılığıyla geniş bir kitleye ulaştırılması bekleniyor.

Kaynak: DHA