Bugün sabah saatlerinde mezarlık ziyaretlerimizi yapmak için ailecek yolla çıktık.
Yollar bomboş İzmir terkedilmiş gibi trafikte bir araba bile yoktu. Her yerde çöpler uçuyor, poşetler, kağırlar sokaklar leş gibi bir an dejavu yaşadım, belediye çalışanlarının grevi bitmişti hatta en düşük maaş 66 bin kusur olmuştu. "Acaba ben mi yanlış hatırladım?", "grev devamı mı ediyor?" bilmiyorum diye düşünürken en iyisi arabadakilere sorayım dedim onlarda "evet evet bitti" dedi, "acaba bayram mesaisi vermemek için mi çalışmıyorlar?" kafamda böyle deli sorular varken mezarlığa geldik.
Normalde bayramdan önce görevliler mezar temizliği yapardı ve biz habercilerde "İzmir'de mezarlar bayrama hazır" haber başlıkları ile haber yapardık.
Mezarlar çöpten geçilmiyordu her yer kağıtlar, beşlik su şişeleri, mezar sahipleri mezarların üzerindeki yabancı otları temizlenmiş ot dağcıkları ben utandım az biraz kendim temizlemeye çalıştım sağı solu ama tek başıma yapmam imkansız tabii ki...
Biz halk olarak ne zaman bu kadar duyarsız olduk bilemiyorum mezarların üstünü temizleyen otu çöpü aralara atmış sabah sabah bir kez daha dedim "insanlık gerçekten ölmüş"
Mezarlıkta işimiz bitti yola çıktık saat: 10.30 gibiydi hava sıcaklığı artmaya başlamış güneş tepeye çıktıkça İzmir'in dereleri ve körfezinin o keskin kokusu bütün İzmir'i sarmıştı.
Yazının başlığına da konu olduğu gibi Dünya'nın üçüncü büyükşehri, iyot kokulu canım İzmir'ime bu eziyeti yapmayın bu sorunu kim çözmesi gerekiyorsa çözsün artık, belli ki tonlarca kullanılan kireç bir işe yaramıyor.
Artık İzmir'in adı iyot kokolu İzmir değil.
Mutlu, huzurlu nice sağlıklı bayramlar dilerim...
Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın.