Ortada yenecek tek bir pasta dilimi varsa, onu yeme hakkını kendinde gören iki kişi arasında çatışma ve rekabet kaçınılmazdır.

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş çok uzun zamandan beri aynı pasta dilimi için rüya görüyor.
Aynı pasta dilimi için ekip topluyor.
Konu cumhurbaşkanı adaylığı değil aslında...
Asıl konu CHP'nin cumhurbaşkanı adaylığı...
Yoksa, Mansur Yavaş da, Ekrem İmamoğlu da çok rahat 100 bin imzayı toplar...
Bunu onlar da, onlara gönül verenler de çok iyi biliyor...
CHP'nin kitlesel desteğini almayan bir adayın o rekabetten sağ salim çıkmasına imkan yok.
Aralarındaki fark ne?
Ekrem İmamoğlu üzerine gelenin ne olduğunu çok iyi bildiği için önlem almak zorunda hissediyor kendisini.
Acelesi ve Özgür Özel'i koşturması bu yüzden.
Mansur Yavaş ise bu sürecin kazanaya en yakın adayı olarak köşesine çekilip beklemenin keyfini sürüyor.
Aslında en iyi yaptığı işi yapıyor, hiçbir şey yapmıyor...
İmamoğlu'nun 23 Mart sandığından çıkmasına itiraz etmeyerek, CHP'de kalacağının altını çizen mesajlar vererek Yavaş, yavaş yavaş o çok istediği pasta dilimine uzanmak üzere.
Mansur Yavaş'ın Erdoğan'ı alt edebileceğine inanan ve güvenen milyonlarca insan olduğu kuşkusuz.
Ben, o kalabalığın içinde değilim...
İyi insan olmakla, siyasi kıvrak zekaya sahip olmak arasında fark var...
Yaşadığı tek kriz olan Ebru Gündeş konserinde süreci yüzüne, gözüne bulaştıran bir Mansur Yavaş var benim gözümde...
Siyasi duruşunu, görüşünü, tavrını, söylemini beğenmiyor olabilirsiniz.
Ancak, Erdoğan'la baş edebilecek tek ismin İmamoğlu olduğu gerçeğini kabul etmek zorundasınız.
Ve çok açık bir şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun farkında gibi görünüyor...