Sıcak bir Temmuz sabahı... İzmir yanıyor. Poyraz etkisi ile yangın yayılıyor. İzmir'in ciğerleri kömür olmuş durumda yanan ormanlar, yazlık konutlar... Yeşil ve mavinin kol kola girdiği Seferihisar siyaha bürünmüş durumda... Başkan İsmail Yetişkin yaraları sarmaya çalışırken destek çağrısında bulunuyor.
Hayat çok garip Cumartesi Gölcük köyünde jeotermale karşı olan köylülerle beraber olan Yetişkin şimdi yine halk ile elele yangını söndürmeye çalışıyor. Yarın karşımıza ne çıkacağı belli değil.
Bu yıl yaza kötü girdik, yazın habercisi kirazdan da yoksunduk. Ne kulağımıza küpe yapabildik ne de doyasıya yedik. Don olayı nedeni ile ürün vermedi ağaçlar. Şimdi de yanıyor... Bu yangınlar sürerse meyve veren ağaç kalmayacak. Umarım biran önce kontrol altına alınır.
32 YIL ÖNCE DE SICAK...
Bundan 32 yıl önce, 2 Temmuz 1993'de Sivas Madımak otelde fidanlar yanmıştı. 35 kişi katledilmişti. Pir Sultan Abdal Şenliği'ne dönemin Valisi tarafından davet edilen canlar, etkinliğin ilk günününün bitiminde otellerine dinlenmeye gitmişlerdi.
Bir süre sonra otelin altında kalabalık toplandı. Birilerinin kışkırtması sonucu galeyana gelen kişiler başta Aziz Nesin olmak üzere konukları protesto etmeye başladılar. Olumsuz tezahürat ve tekbir sesleri birbirine karışıyordu. Otelde kalanlar tedirgin ama umutlu, güvenlik güçlerini kendilerini kurtarması bekliyorlar. Beklenen yardım ne yazık ki gelmedi. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Başbakan Tansu Çiller, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu o canlar için gerekli müdahaleyi yapamadılar.
İlk taş atılıp cam kırılınca içeride konuklar daha da panik oldu. Sonra "yakın" sesi sessizliği bozdu. Perdeler yanmaya başladı. Ateşin sıcaklığına dumanın boğuculuğu eklendi. Artık kurtulamayacaklarını düşündüler ama birkaçı kaçabildi. Hidayet Karakuş ve Aziz Nesin de kurtulanlar arasındaydı.
İkisi otel çalışanı olmak üzere 35 cana mezar oldu. Madımak Otel... Tıpkı ateşe veren canilerin dediği gibi... Sürü halinde katliam yapıldı. Kaybettiklerimiz eserleri ile yanımızda, kalbimizde yaşıyor...
Ciğerimiz hala yanıyor. UnutMADIMAKlımda!
OKU, DİNLE VE İZLE...
Hidayet Karakuş'un "Şeytan Minareleri" kitabını okuyun. İnsanların nasıl acı çektiğini ve yaşadığı travmanın etkilerini görün. Birkaç filmde var onları da izleyin. Bugün ile ilgili şarkılar, türküler dinlerek acıyı paylaşın. Acı paylaşılarak diner... Sevmek ise her yaraya merhem olur.
DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK!
Tarihten ders almıyoruz Hala içimizdeki provakatörlere inanıyor. Yapılmaması gerekenleri yapıyoruz... Protesto hakkı tabii ki var ama linç etmek, mekan basmak ne demek acaba? Aklı Selim insan olmak lazım gerisi boş...
Haftaya görüşmek üzere...