Nisan ayının gelmesi ile birlikte yüreklerde umut tomurcuklanıyor, İzmir’in dağlarında çiçekler açıyor, istemsiz bir coşku yüreklerimizi yeşillendiriyor. Hüzün dolu bir kış ayının yaralarını bahar’ın direnci ve güzelliği ile sarmaya devam ediyoruz. Anadolu halkları olarak ülkemizde yaşanan Deprem felaketini  birlik beraberlik içerisinde tek yumruk olarak gündemden düşürmeme gayreti içerisindeyiz bir yandan da...

Bilenler bilir,  birçok kez dile getirip yazıya döktüğüm İzmir’in Menderes ilçesinde tiyatro çalışmalarımız tüm hızı ile devam ediyor. Birçok depremzedenin Menderes ilçesine yerleşmesinden sonra gerek Menderes Belediyesi’nin gerek sivil toplum örgütlerinin ve partilerin Depremzede dostların yaralarını sarmak için onlara yeni bir hayat oluşturmak için verdikleri çabaya bizzat şahitlik etmiş, kimilerini Ahmetbeyli’de ki tiyatro atölyemizde ağırlamıştık .

Panik ortamının biraz hafiflemesi ve ihtiyaçların netleşmesi sürecinden sonra Tiyatro topluluğu olarak bu çorbada bizimde tuzumuz olsun diyerek, Menderes Belediyesi’nden Tiyatro oyunumuzu sahneleyerek elde ettiğimiz geliri Belediyenin harcamalarına katkı sunalım istedik. Sağ olsunlar Menderes Belediyesi bu isteğimizi memnuniyetle karşılayarak bizden bir ricada bulundular.Tiyatro oyunumuz sonrası toplanan geliri prensip gereği nakit para olarak kabul edemeyeceklerini ama belirlenen bir ihtiyacı bizim karşılayabileceğimizi söylediler. Bu prensipli davranış çokta hoşumuza gitmişti işin açıkçası.Titiz davranışların hastasıyız…  Menderes’de  Ahmetbeyli ve Çile köylerinin birleşmesinden oluşturduğum Ahmetbeyli/Çile köyü Kadın tiyatro topluluğu olarak kolları sıvadık bizde hemen… Ahmetbeyli’de her hafta Çarşamba günleri düzenli derslerimiz ve provalarımızın devam etmesi oyunu ve oyunculuğu pekiştiriyordu. Ahmetbeyli/Çile köyü Kadın tiyatro topluluğu 14 Nisan Cuma günü saat 20.30 da izleyici ile bir kez daha buluşacaktı. Ayrıca 14 Nisan benim doğum günümdü ve böyle anlamlı bir gece ile birleşmesi ayrı bir güzellikti benim için… Bütün sevdiğim dostlarım bu geceyi büyütüp anlam katmak için elinden geleni yaptılar.

D.E.Ü Felsefe bölümü üyesi Prof. Dr. Doğan Göçmen’in sevgili eşi o gün Filo Gazetesi’nin düzenli olarak yaptığı Felsefe konferansına katılması nedeni ile “ben orada olamasam da dostlarımı askıda bilet alarak destek olmalarını sağlarım” diyerek elinden geleni yapması Psikoloji ve Felsefe Uzmanı Prof. Dr. Kamuran Elbeyli hocamın, Doç Dr Osman Sirkeci hocamın rahatsızlığına rağmen Alsancak ve İzmir’in aydınlık ve Çağdaş kadın arkadaşlarını da yanına alarak gelmesi ve “ben seni ne zaman yalnız bıraktım ki Sevinççiğim” şirinliği... İzmir’de çalıştırdığım öğretim görevlileri, öğretmenler ve doktorlardan oluşan İPSD kadın tiyatro topluluğunun çok kıymetli HKP(Halkın Kurtuluş Partisi)Milletvekili adayı Avukat Tacettin Çolak bey’in de eşi ile “biz geldik hocam” demeleri... Oyun öncesi kuliste,tiyatro topluluğumuzun bana yaş günü kutlama sürprizleri, seyircilerin her zamanki gibi bol olup salonu doldurması her şey olabildiğince güzeldi.

 Reji odasında oyunlarımda özellikle bulunmasını rica ettiğim Sinan bey zarifliği ve saygısını da alkışlamadan geçemeyeceğim. Bir ara, kulise fırça atmak için reji odasından hışımla çıktığım sırada ayağımın takılıp, sahneye doğru yuvarlanarak uçmamı hesaba katmazsak her şey olması gerektiği gibiydi.

 Depremzedeler yararına sahne aldığımız bu gecede paramızı da topladık. Bayram sonrası  Belediye Başkanımız Erkan Özkan beyefendinin yanına giderek ne kadar paramız olduğunu bununla ne alabileceğimizi soracak, ihtiyacı belirleyerek nakit olarak değil kendimiz alarak teslim edeceğiz. Daha ne olsun…

Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler ediyor. Kuvayyi Milliye Kadınları  her zaman vardılar, varlar, var olacaklar diyoruz…