”Yapayalnızım, ama kentin üzerine yürüyen bir ordu gibiyim.”

(Bulantı-Jean-Paul Sartre)


 

Cezayir Fransa’nın işgali altındadır. 1954 yılı  sonbaharıdır.

İşgale karşı başlayan ayaklanmalar giderek bir bağımsızlık savaşına dönüşür.

Neredeyse 8 yıl sürer bu savaş. 

Bir buçuk milyon Cezayirli öldürülür.

**** 

Charles de Gaulle süreçte Fransa'nın lideridir.

Cezayir sorunu karşısında çaresizliğe düşmüştür. 

Gazeteler üzerine gitmektedir...

Çağdaş Fransız felsefesinin varoluşçuluk ve fenomenoloji alanlarında akla ilk gelen isimlerinden Jean-Paul Sartre da

Paris sokaklarında bu haksız işgali ve de Gaulle'ü kınayan bildiriler dağıtmaktadır.  Protesto gösterilerinde başı o çekmektedir.

****

Fransa Hükümeti, Sartre'dan rahatsızdı.

Tutuklanmasını öneren bazı yöneticiler mevcuttu, de Gaulle'e bunu  dillendirdiler.

Bazıları kurşuna düzelmesini bile istediler...

Charles de Gaulle şiddetle reddetti öneriyi.

Ve tarihe geçecek o ünlü sözünü söyledi; 

"Sartre, c’est aussi la France’  – Sartre, Fransa’nın ta kendisidir.” 

****

De Gaulle bu durumu daha sonra bir mektupla soran vatandaşına şöyle açıklar;

"Böyle bir şey bütün dünyanın gözünde Fransa’nın saygınlığını büyütür.

Daha önce ifade etme fırsatım oldu: Kendi dönemlerinde Villon, Voltaire ve Romain Rolland’ın da yaptığı gibi Sartre da yönetimleri rahatsız etti, ama devlet yasalarına uymak ve ulusun bütünlüğü ile çatışmamak koşuluyla aydınların düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğüne saygılı olmak zorunludur.

Sonuç olarak, benimle olan ilişkileri sizi ilgilendirdiği anlaşılan filozofa karşı duygularımın kapsamını ayrıntılı olarak açıklamaksızın, size kısaca şunu söylemek istiyorum: Başkanı olduğu Stockholm Mahkemesi hakkında bana yazdığı ilk mektuba cevap verirken de kendisine 'Değerli Üstadım' diye hitap etmiştim. Bu onun hoşuna gitmedi."

****

Sartre asla kişiliğinden ödün vermedi.

Ona göre, "dünyanın bilgisine sahip olmak demek, dünyaya sahip olmak" demekti…

O hep çevresine şunu demiştir;

"Hayatımla ilgili olarak bildiğim her şeyi, kitaplardan öğrendim gibime geliyor."

****

Hep takdir edilen saygıyla anılan bir muhalif yazar ve filozof olarak kaldı Sartre.

Fransa’nın en büyük devlet nişanı olan “Legion d’honneur” verilir, elinin tersiyle itmiştir.

Nobel veriliyor, işte tepkisi: 

“Bu ödülü bana teklif etme fikri, kapitalistlerin benden intikam alma isteğinden başka bir şey değil”. 

Nobel de gerisin geriye tabii...

****

15 Nisan Sartre'ın 43.ölüm yıldönümü. 

Sartre'ı; 

ünlü sözlerinden biriyle analım;

"İnsan özgür olmaya mahkûmdur, zorunludur!"