Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem...
7.7 ve 7.6 dünyayı sarsıyor...
11 il enkaz altında kalıyor... Herkes yardıma koşuyor. Sadece insanlarımız değil can dostlarımız da binaların altında kalıyor. Asrın felaketi... Kıyametin provası sanki... Bitmiyor..
4700 artçı...
Neredeyse 4 dakikada bir deprem oluyor. Bazıları İzmir depremi büyüklüğünde... Depremde yüreğim... İçimiz ağlıyor, yaralıyız... Çaresiz kurtulmayı bekleyen canlar... İçlerinde umut yakınlarının mucizesini bekleyenler... Evleri yağmalayan insan olmayanlar... Yardım maskesi takarak dolandıranlar... Ceplerini doldurmaya çalışanlar... Enkazdan çıkan parayı yetkililere iletenler... Her kurtulan can ile yüzleri gülenler... Allah büyüktür diye nara atanlar... 

ACILARA TUTUNMAK... 

12 günü geride bıraktık... 39 bin 672 kaybımız... Gökyüzündeki tüm yıldızlar bir anda söndü... 108 bin yaralımız var. Kendi kurtulup ahırın altında kalan ineğini, moloz yığınlarının arasından geçip, besleyen kadının, yetkililere seslenip, onun kurtulmasını sağlaması... Birgül Tuncay'ın günler sonra Birican ile kavuşmaları... Diğer 2 ineğini, keçilerini, tavuklarını kaybeden Tuncay, Birican'ı yaşasın diye mücadelesi... 

İYİLİK YARIŞI DEVAM EDİYOR... 

Tüm insanlar tek yürek... Ülkeler, partiler, sivil toplum kuruluşları, gönüllüler... Kurtulan çocukların su, sarı kola istemesi... Mucizeler... Dünyanın seferber olması... Yardım kampanyaları... Yaralar kanıyor ama çocukların gözlerindeki ışıltı hepimize umut oluyor. Savaş halinde olan Rusya ve Ukrayna ekipleri bile elele kurtarma çabasına giriyor. Komşumuz Yunanistan her zaman dostumuz olduğunu gösterdi. Acıyı paylaşıyoruz. Kimi zaman üzüntüden kimi zaman umutla gözlerimiz doluyor. Gönüllüler orada yapızedelere elini uzatıyor, tek düşünceleri huzurlu ve mutlu günlere yeniden dönmeleri için onların yanında olmak... Yardımlar ulaştırıyorlar. Bu uğurda yaşanan kazada kaybettiklerimiz de var. Can olmak için canını veren canlar... Tarifi mümkün olmayan bir acı... Acılara tutunup, şükredenler... Tekrar küllerinden doğmaya çalışanlar... Çadır ulaşamamış yerler, soğuk havada ateş yakıp ısınmaya çalışanlar... Tuvalet yok. Bazılarının ayakları çıplak ama nefes alıyorlar çok şükür. Gidebilenler başka şehirlere gitti ama umutla bekleyenler... Canını kurtaranlar mallarını yağmacılardan kurtarmaya çalışıyorlar. Hep beraber başaracağız... 

12 GÜN BEKLEYİŞ...

Hatay Akademi Hastanesi...
Mustafa Avcı, kızının doğumunu bekliyor.
Eşi doğum yapınca, hemşirenin getirdiği kızını kucağına alıyor. Umutla bakıyor gözlerine, kokusunu içine çekiyor. Muhteşem bir an... 34 yaşında en mutlu anını yaşıyor. Gurur duyuyor... Gözleri doluyor... Utanıyor... Yavrusunu annesinin kucağına bırakıp, su içme bahanesiyle dışarıya çıkarken, koridorda felakete yakalanıyor. Hastane başına yıkılıyor. 12 gün yeni doğan bebeğinin kokusu ile hayata tutunuyor.  Yanındaki Mehmet Ali Şakiroğulları'na da yoldaş olup, sohbet ederek, espriler yaparak birlikte yaşam mücadelesi veriyorlar. Sağlık personeli olduğu için hayatta kalma yöntemlerinin bilinciyle çiçek, toprak, böcek yiyerek, bir sedyenin altında kurtarılmayı bekliyorlar... Kahramanlar, 12 gün sonra Avcı'ya ve Şakiroğulları'na ulaşıyor. Avcı'nın ilk sorusu kızı ve eşi oluyor. "Ailem yaşıyor mu? Nazlımın sesini duyabilir miyim?" Eşi ve kızının hastane odasından burunları bile kanamadan çıktığını öğrenince yüzü gülüyor.  Kurtarıcılarının ellerini öpüyor. Aklına ilk gelen numarayı aratıyor. "Allahu Ekber" sesleri... Gözlerimizden birkaç damla yaş... Mustafa, ailesinin yaşadığını hissederek, yaşama tutunduğu zor saatler gözünün önünden geçiyor. Yoldaşı Mehmet Ali ile yıkılan hastaneden Sahra hastanesine götürülüyor. Acısını unutup, biran önce yaşam kaynaklarına kavuşmak istiyor... Bir kez görüp, kokladığı, kokusunu yüreğine işlediği, 12 günlük kızına ve yarine Mersin Şehir Hastanesi'nde ki odasında kavuşuyor. İşte mutluluk bu... O dakikalar hepimizin umudunu arttırıyor. Yüzümüzde kocaman bir tebessüm... Hayat her şeye rağmen devam ediyor...

13.GÜN... 

Enkaz aramaları bitti. Numuneler toplandı. Şimdi enkaz kaldırma çalışmaları yapılıyor. Çok dikkatliler... Belki bir mucize daha yaşarız. İçimizde bir umut... Hükümet hızla yeniden planlama yapıp, daha sağlam yuvalar yapılacak, yıkılmamış hasarlı binalardan eşyalarını toplamaya çalışıyorlar. Yastıkaltı birikimlerini kurtarıp ayakta durabilmek çabasındalar. Evlere korkarak giriyor birkaç parça eşya alıp çadırlara dönüyorlar. Korkuyorlar, korkmalarına rağmen katlanıyor hayata devam ediyorlar. Afet bölgesinde yer alan 11 ile Sivas'ın Gürün ilçesi de ekleniyor. Şehirler toz bulutu kaplı, geniş yarıklar var köylerde... Yaşam yeniden başlıyor. O yıkık dökük şehirler daha önce ki hallerine döndürülecek. Reis, "1 sene..." diyor. İnşallah... Şehirler boşaltılıp, komşu illere göç edecek. İzmir'e 1 milyon 500 bin kişi geleceği ön görülüyor. Başımızın üstüne... Kimi evinin bir odasını, kimi boş olan evini açıyor. Tunç Başkanın yaktığı kıvılcım Bir kira bir yuva uluslararası bir kampanyaya dönüşüyor. birkirabiryuva.org adresinden siz de ayrıntıları öğrenip, destek olabilirsiniz... Yazıyı yazarken 296.saatte Hatay'da biri çocuk, üç kişi daha kurtarılıyor... Mucize devam ediyor. Şükür Allah'a... 

KAYAN YILDIZLAR...
39 bin 672 kayan yıldız ile hayatımız kabusa dönüşmüştü zaten... Bu hafta İzmir için çok özel yıldızlarda söndü...

Güngör Mengi...
Duayen gazeteci... Yeni Asır... Sabah... Vatan...
Keyifle okunan yazılar... Ders niteliğinde bir yaşam tarzı... Gazetecilerin örnek aldığı, topluma yön veren, doğru bildiğini korkmadan yazan bir kişi... Allah rahmet eylesin...

Metin Gençol...
Orman Mühendisi... Toprak insanı... Ülke daha yeşil olsun, gelecek kuşaklar orman yok demesin diye mücadele eden Ağaçların Efendisi... Ege Orman Vakfı'nın kurucu Genel Müdürü... Yıllarca aynı çatı altında çalışıp yemekhanemizde onunla sohbet ederek yemek yedik. "Naber Tunç..." sesi kulaklarımda... Radyo Ege'de Salı günleri 'Yeşilmişik' programıyla mikrofon başına geçer, İzmir’in yemyeşil olmasını sağlamaya yönelik bilgiler verirdi. Dün sonsuzluğa uğurladık. Oldukça sağlıklıydı. Bayrağı Perihan Hanıma devretse de Ege Orman Vakfı'nı hiç yalnız bırakmadı. Şimdi ormancılar ile birlikte huzur içinde... İyi ki seni tanıdım ağabeyim. Sert görünümün gülümseyince sıcacık olurdu. Bir ağaç gibi sarardın hepimizi... Ruhun şad olsun...

Sıtkı Kürüm
Karabağlar Belediyesi Kurucu Başkanı... İnşaat Mühendisi... Kurt siyasetçi... 50 yıldır CHP'de her görevi yapan hizmet adamı... 2009 yılında Konak ikiye bölünüp yeni bir ilçe yaratılıyor. Diğer tarafta da Karşıyaka bölünüp Bayraklı oluşturuluyor. Bu yeni ilçelerin AK Parti tarafından kazanılacağı düşünülüyor. Konak İlçe Başkanlığı ve Konak Belediyesi Meclis Üyeliği yapan Sıtkı Kürüm aday gösteriliyor. Karşısında Sıddık Topaloğlu var. Kürüm, çalışmalara başlıyor... Ege Tv'de yayın öncesi ve sonrası kahkahaların eksik olmadığı, yayında da espriler yapan bir başkan adayı var. Karşısında ise daha bürokrat bir isim... Şehri birkaç kez geziyor, dokunmadığı el yok... %45 ile seçimi kazanıyor.  Zafer, Ege Tv'de kutlanıyor. Korna sesleri ile bahçemize geliyor. Şampanyalar patlatılıyor. Seçmenine sihirli penceremizden sesleniyor... Yeni bir belediye, eksikleri çok olan bir ilçe... 5 yıl güzel projelere imza atıyor.Tartışılan Nasrettin Hoca simge haline geliyor. (Tabii burada Muhittin Selvitopu'nun yaptığı bilim merkezi ve yüzme havuzunu unutmamak gerek...) Anılarımız çok... Bir toplantıda karşılaşmıştık sağlık problemleri vardı. Onu kaybetmek çok üzücü... Nur içinde yatsın.
Başın sağ olsun Türkiye'm

İKTİSAT KONGRESİ YENİ MİSYONU İLE...
Deprem nedeni ile ertelenen kongre 15 Mart günü yapılacak. 1923'de Türkiye'nin geleceğini planlayan kongre, 100 yıl sonra ülkeyi yeniden inşa etmek için buluşacak. Afet yönetimi, afetlerin  toplumsal etkileri, doğaya uyumlu yapılar, dirençli şehirler de konu başlıkları arasında... İşte İzmir'in daveti...

“Türkiye, 17 Şubat 1923’te İzmir’de başlayan İktisat Kongresi’nin yüzüncü yıldönümünde tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliği ile düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi 6 Şubat’taki büyük deprem felaketi nedeniyle ertelenmişti. Kongrenin yeni tarihi 15-21 Mart 2023 olarak belirlendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, geleceğin Türkiyesi’ni inşa etmek için İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin tüm paydaşlarını 15-21 Mart’ta dayanışmaya davet ediyor.”

Ülkece yeniden gülümseyeceğimiz günlere...