Son Mühür / Yağmur Daştan- DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Aybar Uygur, kent siyasetinin seyrini ve yerel yönetimlerin performansını masaya yatırarak dikkatleri çekecek açıklamalarda bulundu. Göreve geldiği günden bu yana teşkilatı yeniden ayağa kaldırmak için yoğun çaba harcadığının altını çizen İl Başkanı Uygur, özellikle İzmir’deki yerel yöneticilerin hizmet anlayışı hakkında çarpıcı yorumlarını paylaştı. İzmir’in sosyal demokrat değil, ‘demokrat bir kent’ olduğunu savunan Uygur, önümüzdeki günlerde Genel Başkan Ali Babacan’ın da katılacağı büyük rozet törenini de duyurdu.
‘Şu anda en iyi kadrolar bizde”
DEVA Partisi’ne ilk olarak kurucu il başkan yardımcısı olarak göreve başladığını hatırlatarak açıklamalarına başlayan Başkan Uygur, “Daha sonra Buca İlçe Başkanlığı görevine getirildim ve yerel seçimlerde bir belediye başkan adaylığı sürecim oldu. Seçim süreçlerinin ardından partimizden CHP’ye geçişler olmasının ardından bana il başkanlığı görevi tebliğ edildi. İl başkanlığı görevine gelmemden üç ay gibi bir süre geçti. Tabii biraz yorgun bir il başkanlığı devraldım. Bir genel seçime girememiş ancak her ne hikmetse CHP ile birlikte yol almasına rağmen görünürlüğü tamamen yok edilen bir DEVA söz konusuydu. İzmir’den de bir milletvekilimizin CHP’ye geçmesinin ardından teşkilatımızda deyim yerindeyse bir ölü toprağı vardı. Kolay değil, Türkiye’nin en genç siyasi partilerinden biriyiz. Bir siyasi partiyi ayakta tutmak da ülke şartlarında pek kolay değil. Ne iktidardan ne de yerel yönetimlerden beslenen bir partiyiz, daha çok kendi ekmeğimizin kazandığı ile yola devam ediyoruz. Bu bizim bir yandan rahat konuşmamızı sağlıyor ama belediye ya da kamu desteği almadığımız için zorluklarla da karşılaşıyoruz. Ancak neye varacağımızı ve ne yapacağımızı çok iyi bilen bir partiyiz. Ben de bu konuda çok iddialıyım. Türkiye siyasi hareketinin şu andaki en iyi kadroları bizde. O yüzden de DEVA Partisi’nde olmaktan çok keyifliyim” dedi.
“Her şeyin diploması var, siyasetin yok”

“Göreve geldiğimde il yönetimi tamamen dağılmıştı hemen akabinde 60 kişilik yönetim kurulu kurduk” sözleriyle devam eden İl Başkanı Uygur, “Aramıza katılan çok sayıda yeni arkadaşımız da var. Siyasette artık tecrübeli diyebileceğim bir yaşa ve geçmişe sahibim. İlçelerde taban siyasetini de çok iyi bilirim. Eğer ilçelerde siyaset damarını yakalayamazsanız orada başarılı olma şansınız yok. Bir il başkanlığının en büyük gücü ilçelerdir. Eğer doğru hamleler, iletişim ve ısrarla bir ilçede siyasetin damarını yakalarsanız güçlü olursunuz. Mümkün oldukça yeni açılan ve kapanıp da tekrar devraldığımız ilçelerde buna özen gösterdim. Kimi yerde diploma gücüne kimi yerde de yerelin tanıdığı isimlere ihtiyaç duyuyorsunuz. Önemli olan bu ihtiyacı yakalayabilmekte. Geçmişte daha çok diploma ve CV özellikli bir siyasi kadro peşindeydik ancak her şeyin diploması var ama siyasetin diploması yok; onun yaşam başarısı var. O yüzden sokaktaki vatandaşa hitap edebilecek siyasi kadroları partiye kazandırma konusunda ciddi çaba sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Siyaset bireysel bir mertebe alanı değil”
14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde İzmir 1’inci seçim bölgesinde CHP listesinden milletvekili seçilen Seda Kaya Ösen’in DEVA Partisi’nde istifa ederek parti değiştirmesi hakkında düşüncelerini paylaşan İl Başkanı Uygur, “Kırgınlığınız ya da kızgınlığınız var mı?” sorusuna da yanıt verdi. “Siyasette bunlara alışkınım, herkesin bireysel iradesine de saygı göstermek gerekiyor” sözleriyle düşüncelerini paylaşan Uygur, “Ancak şunu da kabul etmek lazım, yeni bir siyasal hareketin çok önemli bir döneminde partinin kurulmasına yardım edip genel başkanın iki dudağının arasında milletvekili olduktan sonra bir mitingte ‘Baba ocağına döndüm’ gibi bir kelime kullanıp CHP’ye geçmesi biraz üzücüydü. Teşkilatımızın o milletvekilliğinde çok ciddi bir emeği, alın teri var. Sokak sokak, pazar pazar gezildi. O arkadaşlarımızın tamamı partimizde, bir tek kendisi yok. Arkadaşlarımızın emeğine çok büyük saygısızlık olarak görüyorum ve insanların asıl kırılganlığının da burada başladığını düşünüyorum. Siyaset bireysel bir mertebe alanı değil. Parayla pulla ya da birini tanıyarak milletvekili olabilirsiniz ama siyaset, insanın yüreğinde kalmaktan geçer. Bugün, bunu başarabilmiş kadın siyasetçilerimiz var. O yüzden milletvekili ya da belediye başkanı olunması bir siyasetçi için çok da önemli bir alan değil, toplumun gözünde ve yüreğinde iseniz milletvekilinin daha fazla saygınlık görürsünüz. Bugün yüzde 50 artı 1’lik cumhurbaşkanlığı sisteminde muhalefet milletvekilliği memuriyetten öte bir şey değil. O yüzden siyaset yüreklerde yapılır, makamlarda değil” mesajı verdi.
“Üçüncü bir yol olmak bizim için zor değil”
Şu anda DEVA Partisi’nin Türk siyaseti içinde nerede konumlandığı hakkında da açıklamalarda bulunan Başkan Uygur, şunları söyledi:
“Artık 6’ncı yılımıza girdik. Bu süreçte Türkiye ortaya çok önemli siyasal refleksler koydu. Bu reflekslerde yüzde 51’lik bir cumhurbaşkanlığı sistemi doğdu ve açıkçası bu doğrultuda hareket etmek gerekiyor. Yüzde 51’lik sistemde ya partinin ya da ülkenin geleceğini düşünmeniz gerekiyor. Bizim de ülkenin geleceğini düşünen bir aklımız var. Olan sıkıntıları daha iyi çözebileceğimizi düşünüyorum. En son seçimlerde de aslında kendi adaylarımız hazırdı. Ancak CHP’nin daha çok milletvekili çıkarma çabası ve ikna süreci bizde de karşılık buldu. O süreçten bugüne kadar gelindiğinde kendi tamamına hitap edemeyen bir siyasi parti konumundaydık açıkçası. Demokrat bir alanı doldurmaya çalışıyoruz, böyle olunca da kendi tabanımıza hitap edecek bağımsız bir hareket başlatma arzusuyla tekrar yola koyulduk. Bu yüzde 51’lik sistem bizi nereye taşır, konuşmak çok mümkün değil. Siyaset rasyonel bir iş, duygusallık her zaman kaybeder. Yüzde 51’lik sistemin dengesi neyi gerektiriyorsa ona göre yol alacağız. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bu ülkenin sorunlarını çözebilecek ve bunları da eylem planlarıyla ortaya koymuş bir isim. O yüzden bir üçüncü yol olarak ortaya çıkmak bizim için zor değil.”
“CHP’nin gücü değil; karşıtlık koalisyonu”

“İki yelpaze olarak baktığınızda “CHP’ye oy vermezseniz kime oy verirsiniz?” diye sorulduğunda DEVA önemli bir alan doğuruyor. Aynı zamanda AK Parti için de bu durum böyle” sözleriyle devam eden Uygur, “Aslında toplumun genelinde bir saygınlığımız var, bu çok kıymetli bir şey. Bu noktada, eğer buradan İzmir’e dönersek; kentimizin sosyal demokrat bir kent olduğunu düşünmüyorum. Geçmiş siyasal tecrübem İzmir’i okuma konusunda bana artık yeterince bir veri veriyor. İzmir’in sosyal demokrat olduğunu asla kabul etmiyorum, İzmir demokrat bir kent. Bireyin kendi yaşamı üzerindeki özgürlüğünü çağın gerekliliği ile birleştirip bir yandan da kendi toprağına bağlılığı ile de geçmişini yakalayan bir anlayışa sahip. Bu hareketi yakalayabilecek ve en önemli gücü elde edebilecek illerden birindeyiz. Burada yıllardır iktidara karşı baskın karşıtlıkla bir koalisyon oluşmuş. Bunun gücü asla CHP gücü değil; bu karşıtlık koalisyonu. Bu koalisyonun içinde eğer doğru bir yer edinebilirsek DEVA Partisi’nin çok sağlam bir kök salabileceğini düşünüyorum. Bu noktada da ciddi çabalarımız var” dedi.
“Bu dönem kadar İzmir’i çaresiz bırakan bir yönetim görmedim”
İzmir’de yerel iktidarın yaptığı hizmetlerden değil karşıt duruştan kaynaklı mevcudiyetini koruduğunun da altını çizen Uygur, “Yoksa İzmir’de şu anda bir belediyecilik anlayışı yok. 1990’lı yıllardan biri bu kenti yakından takip ediyorum. Türkiye’de en kopuk, en ilçesine hakim olamayan belediye başkanları İzmir’de. İlçe belediyeleri ve büyükşehir arasında ciddi kopukluk olan bir İzmir’den bahsediyoruz. Yaşanan sıkıntılar göz önünde. Bu dönem kadar İzmir’i çaresiz bırakan bir yerel yönetim anlayışı görmedim. Bu da beni çok üzüyor. Odunu koysak seçtiririz mantığının getirdiği sıkıntılar bunlar… Artık insan sağlığını bile sıkıntıya sokabileceğiniz bir çöp sorununu dahi çözmekten aciz durumdalar. Sadece kongre salonlarının doldurulması ve kongrenin alınması ile ilgili belediyeye alınan işçilerin getirdiği bir belediyecilikle karşı karşıyayız. Eminim ki şu anda ilçe belediyeleri 500 ila 600 kişilik kadrolarla çok rahat çalışırken şimdiki kadroları 2 bin 500 3 bin bandında. Personel giderlerinin belediye bütçeleri üzerine kattığı ciddi yükle yatırım yapılması zaten mümkün değil. Karşıt siyaset anlayışıyla İzmir’de ‘Yaptırırız’, ‘Yaptırmayız’ anlayışı da çok hakim. Ben ortak aklı ve İzmirlilerin yaşam kalitesini artıracak her türlü diyaloğun yanındayım. Bunda asla parti gözetilmemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Doğru politikaları alkışlamaktan çekinmem”
İzmir’de çok net bir şekilde particilik yapıldığı eleştirisini de dile getiren Uygur, “Ben bu konuda asla lafımı esirgemem. Hiçbir kaynaktan beslenmiyorum, kendi işimi yapıyorum. O rahatlıkla yerel yönetimlerin yanlışlarını da iktidarın yanlışlarını da dile getiririm. Çok önemli bir susuzluk yaşıyoruz, bütün eleştirilerimizi sıraladık ve çözüm önerilerinde de bulunduk. Gördes’ten besleniyoruz, yakında Manisa Ovası’nı kurutacağız. Siyasi parti olarak her parti ile eşit mesafedeyiz. Kim doğru politikaları hayata geçirirse de alkışlamaktan çekinmem. Uzattığımız eli tutana ‘Hayır’ demeyecek, tutmak istemeyene karşı da görevimizi yapmış olacağız. Kim ne derse desin, sonrası onların sorunu” dedi.
Babacan İzmir’e gelecek: Yaklaşık 600 kişilik rozet töreni!
Son olarak, DEVA’nın insanlara umudu vaat ettiğini söyleyen İl Başkanı Uygur, “Kamuoyunda görünmememiz adına bizi belli bir oranda tutmaya çalışıyorlar. Ancak henüz genel bir seçime girmememize rağmen yerel seçimde aldığımız oylarla orantılıyorlar. Bu da çok büyük bir haksızlık. Bir defa kendi tabanımızı oluşturma konusunda ciddi ısrarcı olacağız. Halkın siyaset ferasetine çok güveniyorum. Bu halk bir patlamayla tüm siyasal dengeleri alt üst edecektir. Yeni çıkacak siyasal konjenktürde en önemli aktörlerden biri DEVA Partisi olacak. Türkiye’nin sorunlarıyla ilgili 20’nin üzerinde eylem planımız var. Bu çalışmalarımızın hepsini iktidar olduğumuzda hızlı şekilde uygulamaya dökecek gücümüz de var. Gelecekte siyaseti en çok kararsızlar grubu etkileyecek. Buna eklenecek olan yeni kuşak seçmenlerimiz de var. Bu kesmi yakalayabilecek en yakın siyasi parti biziz. Görünürlüğümüz arttığı sürece kalitemiz de ortaya konacaktır. İzmir bizim için çok kıymetli. Eski Doğru Yol ve ANAP çizgisini İzmir’de yakalayabiliriz. Bunun için de ciddi çabalarımız var. Sokağa indiğimizde gerçek kitlemizle kucaklaşacağız. Geçmişten bugüne bu kitleyle haşır neşir olan insanlarla birlikte kendimizi anlatmaya çalışacağız. Partimize ciddi bir teveccüh de var ancak siyasetin genelinde sorunlar var. Önümüzdeki günlerde Genel Başkanımız Ali Babacan’ın da katılımıyla 500 ila 600 kişilik bir rozet takma törenimiz olacak. İzmir’in dikkatini oldukça çekeceğiz” diye konuştu.





