Orman yangınlarıyla sınanıyoruz. İçimiz acıyor. Hepimiz elimizden bir şey gelmesini istiyoruz. Bu konuda vatanını seven herkesin eşit yerde olduğuna eminim.

“Only The Brave” filmini izlediniz mi? Bu filmi seyredip de itfaiyecilik ruhundan etkilenmemeniz mümkün değil. Film, ABD’nin Arizona eyaletinde 2013 yılında çıkan bir yangının yayılmasını engellemek için kendi hayatlarını hiçe sayan ve sonunda hep birlikte ölen 19 itfaiyecinin gerçek öyküsünü anlatıyor. Filmin sonunda, hayatını kaybeden 19 itfaiyeciye ithaf edilen jenerikte, filmde onları canlandıran aktörlerin yanı sıra gerçek itfaiyecilerin fotoğrafları gösteriliyor.

Bugüne kadar yaşadığımız her deprem, her sel veya yangın felaketinde yardımımıza ilk onlar koştu. Kuyudan çıkardıkları her köpek, ağaçtan indirdikleri her kedi için onlara şükran duyduk.

Eskişehir Seyitgazi'de devam eden orman yangınına müdahale eden 19 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü alevlerin arasında kaldı ve sonrasında maalesef bir felaket yaşandı. 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü kurtulamayarak yaşamını yitirdi. Ciğerimiz yanıyor. Sözün bittiği yerdeyiz. Başımız sağ olsun.

COLDPLAYLENMEK

Bu hafta -dünyada bu kadar dert, belirsizlik, acı, sıkıntı yaşanırken- basit bir magazin olayı dünyayı ele geçirdi. Oxford ve diğer ünlü sözlükler tarafından 2025 yılın kelimesi seçilirse çok da şaşırmayacağız. ‘’Coldplaylenmek’’. Yanlış zamanda, yanlış yerde, yanlış kişiyle bulunmak.

Aldatırken yakalanma konusunun birkaç saat gibi kısa bir sürede bütün dünyada popüler olması ve ortaya sayısız ve çeşitli içerik üretilmesine kayıtsız kalmak çok da mümkün değil. Başkasının, özellikle de başarılı ve zengin birinin düşüşünden duyulan gizli zevk! De olabilir yaşadığımız topluca.

Sosyal medyada da inanılmaz espriler var:

Mesela ‘Coldplayed’ kelimesini Türkçe’ye şu şekilde çevirmişler:
* Ölüm gibi bir şey olup ölmeme hali,
* Ateşlerin arasında kalmadan yanma durumu,
* Kurşun yemeden beyinden vurulma hali.

Son durum ne derseniz? Şimdi 1.2 milyar dolar değerindeki şirkette soruşturma açılmış. CEO, iki yıldır bu görevde. İK müdürü ise dokuz ay önce bu göreve atanmış. İlişkileri daha eskiye mi dayanıyordu? Bu araştırılıyor. Çiftin konserde birbirlerine aşk dolu şarkılar söyleme ve öpüşme görüntüleri de çıktı. Şimdi onları ne bekliyor? İzleyip göreceğiz. Ve konuyla ilgili üretilen içeriklere tıklamaya devam edeceğiz anlaşılan.

İYİ Kİ DOĞDUN UZAY HEPARI

İYİ Kİ DOĞDUN UZAY HEPARI

Uzay Heparı, 24 Temmuz 1969 tarihinde İstanbul Bakırköy de doğdu. İsminin uzay olmasının sebebi aya ilk ayak basıldığı zamanlarda doğmuş olmasıymış.

Uzay Heparı’yı sevmemiş ve özlememiz boşuna değil. Hep en sevdiğim albümlerde onun adı geçer. Mesela Zühal Olcay’ın Küçük Bir Öykü Bu albümünde piyanoyu Uzay çalar, Sezen Aksu, Sertab Erener, Levent Yüksel ve Aşkın Nur Yengi’nin ilk albümlerinde aranjördür. Gecenin ve bizim çocukların meleği, hep arı kalan…

Yukarıya birkaç albüm yazdım ama ayrıntılı bir listede buldum Uzay’ın çalışmalarının yer aldığı. Onu da alta bırakıyorum. Bu hafta sonu da 90’lar Türkçe Pop dinleyeceğiz anlaşılan…
Serserim benim (söz: sezen aksu / müzik + düzenleme: uzay hepari)

Sakin Ol | Sertab Erener | 1992
Med Cezir | levent yüksel | 1993
Sıramı bekliyorum | aşkın nur yengi | 1993
Deli kızın türküsü | sezen aksu | 1993
Nükhet Duru | Nükhet duru | 1994
Kınalı Bebek | Demet Sağıroğlu | 1994
La’l | Sertab Erener| 1994