Son Mühür/Gamze Eskiköy- İzmir’in Bayraklı ilçesinde yer alan bir ormanlık alan, 31 Ağustos 2024 tarihinde yayımlanan 8903 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılaşmaya açılmak üzere orman statüsünden çıkarıldı.
Kararın ardından, çevre örgütleri ve bireysel başvurucular tarafından, bölgenin doğal yapısının ve ekosistem dengesinin bozulacağı, orman varlığının tahrip edileceği ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle dava açıldı. Süreç kapsamında Danıştay, bölgeye keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi. Ancak bu işlemlerin gerçekleştirilebilmesi için davacılardan 180.000 TL tutarında avans ödenmesi talep edildi.
"Adalete erişimin önünde duvar"
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medya x hesabından tepki gösterdi. Soyer, “Adalete erişim sadece zenginlere tanımlanmış bir hak değildir. 180.000 TL'lik ücret ücreti adelete erişimin önünde duvardır. Paran hakkın da yok olması demektir… Ağustos ayında İzmir'de hepimizi üzen bir orman yangını yaşadık. Daha patlamanın üzerinden 15 günlük geçmişti ki “yangından mal kaçırırcasına” 31 Ağustos 2024 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Bayraklı'da bir bölüm patlama alanı, toplam 375 hektarlık alan orman bölgesini çıkarmak istenmişti. Sivil toplum ülkeleri ve İzmirliler olarak bu karara dava açmıştık . Geçtiğimiz mahkeme işlemlerinin süresinin ve bilirkişi incelemesinin yapılmasını kişisel olarak tebliğ etti. Davanın sağlıklı, adil ilerleyebilmesi için bir gereklilik olan bu işlem ve bilirkişi incelemesi için tarafımızdan talep edilen tutar: “180.000 TL” . Bu fahişin tamamının ödenmesi mümkün değildir. Bunu ne anlıyorsun?” diye belirtti.
“Ormanları korumak devletin sorumluluğudur”
Soyer şöyle devam etti:
“Bilirkişi ücretlerinin fahişliği, özellikle gerçekleştirilecek veya sivil toplumların devletle veya büyük sermayeyle karşı karşıya kaldığı davalarda yargıya erişim yetkisi fiilen yok ediyor . Asgari kullanılmayan çalışan bir kişinin 9 aylık emeği bilirkişi ücreti olarak talep ediliyor. Yani bir ormanı savunmak için çok paranızın olması gerekiyor. Kamunun yararını gözeten yurttaşlar, bu fahiş getirileri sayesinde paranın karşılığını vermiyor. Bir insan hakkı olan adalete erişim kuralları veya. Ormanları korumak Devletin sorumluluğundayken ormanları talan etmeye kalkışanlar değil, onların üyelerinin üyeleri ödüllendiriliyor. Bu mesele yalnızca teknik bir hukuk sorunu değil; Aynı zamanda adaletin uygunluğu, eşitliğin sağlanmasının konulmuş bir engeldir. Bu davanın hepimizin ortak yaşam koşullarında, elimizde bırakacağımız doğa durumudur. Kamu yararını gözeten kişilerin ve yaşam haklarını savunanların önünde hak aramayı imkansız kılan maddi engellemelerin durdurulması kabul edilemez”





