Son Mühür/Gamze Eskiköy- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden İZDOĞA, İZULAŞ ve İZBETON’da çalışan toplam 1030 işçinin iş akitlerinin feshedilmesinin ardından, bu şirketlerde örgütlü olan Belediye-İş Sendikası İzmir Şubeleri harekete geçti.
Sendika üyeleri sokağa indi

Belediye-İş İzmir Şubeleri tarafından alınan eylem kararı doğrultusunda bugün sabah saatlerinde sendika üyeleri, bağlı bulundukları şube binaları önünde toplanarak yürüyüşe geçti.
Egemenlik Binası önünde protesto

“Emek onurdur”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız” sloganları eşliğinde yapılan yürüyüşün sonunda grup, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Egemenlik Binası önünde toplandı. Burada basın açıklaması yapan sendika temsilcileri, işçi kıyımına karşı mücadelelerinin süreceğini vurguladı.
“En büyük emekçi kıyımını ben yaparım” demektir

Yüzlerce işçi adına basın açıklamasını yapan Belediye-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Savaş Atalay ise şu sözlerle tepkisini dile getirdi:
“Değerli arkadaşlar, İzmir’de sadece ormanlarımız değil; haksız, hukuksuz uygulamalarla emekçilerin de içi yanıyor.
Bugün, yirmi beş yıldır sosyal demokrat anlayışa oy veren, bu anlayışa destek veren, performans sergileyen İzmir’de; ülkemizin en büyük emekçi kıyımına karşı bir aradayız. Sosyal demokrat anlayışa oy veren, adaleti, eşitliği savunan, meydanlara çıkan emekçilerin bu kez kendileri işsizliğe, yoksulluğa, açlığa mahkum edilmeye çalışılıyor.
Bugün ekmeğimize, onurumuza, geleceğimize sahip çıkmak için meydanlardayız. Belediyelere bağlı şirketlerde çalışan işçilere yönelik yapılan işten çıkarmalar aslında bir cezalandırma politikasıdır. Kendi siyasi anlayışlarıyla ters düşen, farklı düşünen emekçiler topluca işten atılıyor ve “Asla yoksulluğa terk etmeyeceğim” diyen anlayış şimdi tam tersini yapıyor.
Her bir emekçinin bir hikayesi var. Çocuğu olan, okuyan, hasta annesine bakan, evine ekmek götüren kadın ve erkek emekçiler var. Her biri ailesi için çalışıyor, ayakta durmaya çalışıyor.
İzmir’de mimardan mühendise, şehir plancısından çay ocağı çalışanına kadar yüzlerce emekçi işten çıkarıldı. Bu süreç sadece emekçileri değil, onların ailelerinin de umutlarını yok ediyor. Emeğin onurunu yok sayıyor.
Açık konuşalım: Bu yapılanlar emekçilere açık bir şantajdır. “Ya işinizden ya aşınızdan vazgeçin” demektir. “Bana boyun eğmezseniz sizi yoksulluğa mahkum ederim” demektir. “En büyük emekçi kıyımını ben yaparım” demektir.
Ama yılmayacağız. Asla boyun eğmeyeceğiz”





