Avrupa, son yıllarda turist yoğunluğu ve artan maliyetlerle mücadele ederken, Türkiye, cazip fiyatlarla benzer kaliteli hizmet sunarak turizm sektöründe kendini daha güçlü bir konumda gösterebilir. Yaşar Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkan Vekili Prof. Dr. Orhan İçöz, Avrupa’da turist vergileri, konaklama fiyatlarının yükselmesi ve kotalar gibi uygulamalarla karşılaşıldığını belirterek, Türkiye’nin bu durumu fırsata çevirebileceğini söyledi. İçöz, özellikle İspanya ve İtalya gibi popüler destinasyonlardaki fiyat artışlarının, turistleri daha uygun fiyatlı alternatifler aramaya ittiğini vurguladı.
Türkiye’nin fiyat-performans avantajı
Prof. Dr. İçöz, Türkiye’nin fiyat-performans açısından oldukça avantajlı bir konumda olduğunu belirtti. Avrupa’nın en popüler şehirlerinde, aşırı turist yoğunluğuyla birlikte günlük ziyaretçi kotaları, ek vergiler ve konaklama sınırlamaları gibi düzenlemeler hayata geçirilirken, Türkiye daha uygun fiyatlarla kaliteli tatil deneyimi sunmayı vaat ediyor.
Özellikle Kapadokya’daki balon turlarında kapasite düzenlemeleri ve Antalya’daki antik kentlerde dönemsel giriş sınırlamaları, turist yoğunluğunu kontrol altında tutmaya yönelik örnek uygulamalardan bazıları.
Sürdürülebilir turizm ve yeni hedefler
Avrupa’daki turizmde yaşanan doygunluğa karşılık, Türkiye’nin alternatif ve sürdürülebilir turizm seçenekleriyle öne çıkabileceğini anlatan İçöz, “Türkiye, daha sakin, butik ve lüks tatil seçenekleri sunarak, turistlerin ilgisini çekebilir. Mavi yolculuklar, özel villa konaklamaları ve gastronomi turları gibi özgün deneyimler, turistlere farklı bir tatil anlayışı sunabilir.” dedi. Ancak, bu turizm akışının kontrolsüz bir şekilde büyümesinin önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan İçöz, sürdürülebilir turizme büyük önem verilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin sadece popüler destinasyonlarla sınırlı kalmaması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Orhan İçöz, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde eko-turizm ve gastronomi turizmi gibi alternatif seçeneklerin tanıtılmasının önemine değindi.
Ayrıca, Datça, Akyaka, Bozcaada gibi az bilinen sahil kasabaları ve Pamukkale ile Afyon gibi termal turizm bölgelerinin Avrupalı turistler için cazip alternatifler oluşturabileceğini söyledi. Türkiye’nin tarihi ve kültürel mirası da önemli bir çekim merkezi oluşturuyor. Roma, Bizans, Osmanlı ve Selçuklu mirasına sahip bölgeler, Avrupa’daki turistler için oldukça ilgi çekici olabilir.
UNESCO miras alanları ve Kültürel Zenginlik
Türkiye’nin tarihi zenginlikleri arasında yer alan Efes, Bergama, Göbeklitepe ve Nemrut Dağı gibi UNESCO Dünya Mirası Alanları, Avrupa’daki turistlerin ilgisini çekerken, kalabalık şehirlerden uzak daha sakin ve etkileyici deneyimler sunabilir.
Prof. Dr. Orhan İçöz, Türkiye’nin Avrupa’da yaşanan turizm yoğunluğuna karşı daha uygun fiyatlarla kaliteli hizmet sunma fırsatına sahip olduğunu belirtti. Ancak, bu potansiyelin sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi gerektiğini ve alternatif destinasyonların tanıtımının önem taşıdığını vurguladı.