Son Mühür/Gamze Eskiköy- İzmir’in Aliağa ilçesinde 29 Kasım 2024 sabahı, boşanma davasının karar duruşması öncesinde yaşanan bıçaklı saldırı, aile içi şiddetin vardığı vahim noktayı bir kez daha gözler önüne serdi. Eşinden yıllardır gördüğü şiddet nedeniyle boşanmak isteyen Ummuhan Balcı (46) ve kızı Betül Balcı (20), sabah saatlerinde pusu kuran Ahmet Balcı (50) tarafından bıçaklandı. Yaralanan anne-kız hastaneye kaldırıldı, saldırgan ise tutuklandı. Dava, 13 Ağustos Çarşamba günü Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Sinsi bir planla sabaha karşı kapıya dayandı
Aliağa Belediyesi'nde hizmetli olarak çalışan, 7 çocuk annesi Ummuhan Balcı, 5 yıl önce şiddet gördüğü gerekçesiyle eşi Ahmet Balcı’dan boşanmak için dava açtı. Defalarca uzaklaştırma kararı çıkarılmasına rağmen tehditler hiç durmadı. Boşanma davasının karar duruşmasının olduğu sabah, Ummuhan Balcı’nın çocuklarıyla birlikte sığındığı teyzesine ait eve gizlice giden Ahmet Balcı, sabah 07.30’da elinde bıçakla pusu kurdu.
Hemşire olan 20 yaşındaki kızı Betül Balcı işe gitmek üzere kapıdan çıktığı anda saldırıya uğradı. Sol bacağından bıçaklandı. Ardından eve giren Balcı, hakkında koruma kararı bulunan eşine yönelerek başına, göğsüne ve koluna bıçak darbeleri savurdu. Olay yerine gelen ekiplerce gözaltına alınan saldırgan tutuklandı.
‘Annenizi bulursanız yaşarsınız’ diye tehdit etmiş!
Betül Balcı, saldırının tesadüfi değil, planlı olduğunu belirterek, “O gün annemle babamın boşanma karar duruşması vardı. Bizi öldürüp, sonra duruşmaya gidecekti. Annemin teyzesinden kalan evde yaşıyorduk. Çok eski, deniz kenarında, güvenliksiz bir evdi. Kapılar zaten zorla kapanıyordu. Servise binecek olan ablamı beklemiş. Evin arkasında pusu kurmuş. Ben işe hazırlanıyordum. Önce bana saldırdı, sonra anneme ‘öldüreceğim’ diyerek yöneldi. Annemin başında, kulağının üstünden kaş bitimine kadar uzanan dikiş vardı. Göğsünde birkaç sıyrık, sol kolunun arkasında ise 20 dikişlik yara açılmıştı. Benim de diz altımda, kemiğimin üstünde 5-6 dikişlik bir kesik ve karın boşluğumda sıyrık vardı. Bir hafta Aliağa Devlet Hastanesi’nde yattık” diye konuştu.
Olayın ardından kolluk kuvvetlerinin kendilerini ziyaret ettiğini söyleyen Balcı, “Elektronik kelepçe ister misiniz, ikamet izleme yapılsın mı diye sordular. Şu an kelepçe kararı yürürlükte ama kişi cezaevinde olduğu için aktif değil. Zaten 6 ayda bir yenilenmesini talep etmiştik” dedi.

7 kardeşe babalık reddi: Onursuzluk sınır tanımıyor!
Ahmet Balcı’nın şiddeti sadece fizikselle sınırlı kalmadı. Psikolojik şiddetin dozu giderek arttı. Betül Balcı, babasının 7 çocuğu hakkında babalık reddi davası açtığını açıkladı. Balcı, “Babam, ‘Bu çocukların hiçbiri benden değil’ diyerek 7 kardeşine babalık reddi davası açtı. Hepimiz İzmir Bayraklı Adli Tıp’ta kan ve tükürük örneği verdik. Dava sonuçlandı, hepimiz aklandık. Ama gururumuz, onurumuz yerle bir edildi. Bir adam, yedi çocuğunun kendisinden olup olmadığını bilemeyecek kadar onursuz olamaz. Ama bunu da yaşattı bize” dedi.

“Yaşarken ölmeye devam ediyoruz”
Savcının iddianame hazırlama sürecinin yaklaşık altı ay sürdüğünü belirten Balcı, “Allah’a şükür ki adam sadece ‘yaralama’ suçlamasıyla değil, kasten öldürmeye teşebbüsle yargılanıyor. Biz elimizden gelen tüm delilleri sunduk. Benim mücadelem hep annemi korumak içindi. Ama artık tek başımıza bir yere kadar. Avukatım bana, ‘Ölüm olmadığı için bu kişi sonsuza kadar içeride kalamaz’ dedi. Yani yaralanma var, iyileşme var. Hukuken bu kadar. Ama biz yaşarken ölmeye devam ediyoruz. Biz sadece adaletin tam anlamıyla yerini bulmasını istiyoruz. En ağır cezayı alması, bizim yeniden hayata bağlanabilmemiz için şart. Beş yıldır süren mücadelemizin tek sonucu şu oldu: Bizi öldürmeye teşebbüs etti ama hayattayız. Ve biz biliyoruz ki o delikten bir gün çıkarsa, aynı travmalar yeniden yaşanacak” diye konuştu.
Saldırgan kişilik içeride de rahat durmadı, taciz etti!
Ahmet Balcı’nın cezaevine girmesi de tehditlerin sonu olmadı. Aile, telefon üzerinden defalarca tacize uğradı. Kurban Bayramı’nda yaşanan olayı anlatan Balcı, “Kurban Bayramı’nda ablam özel numaradan arandı. Telefonda, ‘Yarım bırakılan hiçbir şey yarım kalmayacak’ denildi. Anneme küfür edildi. Hemen suç duyurusunda bulunduk ama hâlâ sonuç yok. Bu numaranın cezaevinden mi, tanıdık biri üzerinden mi açıldığını bilmiyoruz” dedi.
Bazı jandarma görevlilerinin, fail cezasını alınca bir daha zarar veremeyeceğini söylediklerini aktaran Balcı, “Ama öyle bir dünya yok. Adı hâlâ aynı. Kimliği değişmedi. O değişmez. Bayramda bile bize ulaşıp korku salabiliyor” diye konuştu.
“Yalnız değiliz, birlikte güçlü olabiliriz”
Balcı, son olarak kamuoyuna ve kadın platformlarına seslendi:
“Kadın dayanışma platformlarına, Mor Çatı’ya başvurdum. Avukatlara, basına, kamuoyuna sesleniyorum. Lütfen bize destek olun. Çünkü annem ne ilkti, ne de son olacak. Bunun farkındayım. Ama artık bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor. Ne yapılabilir bilmiyorum ama değişime bir yerden başlamak zorundayız.”





