İzmir siyasetinin en tecrübeli isimleri arasında yer alan CHP Büyükşehir Aday Adayı Alaattin Yüksel Son Mühür Tv’de Hasan Tahsin Kocabaş’ın Gündem Yorum programına konuk oldu. CHP’de Genel Başkan Yardımcılığı, PM üyeliği, Milletvekilliği ve İl Başkanlığı görevinde bulunan ve İzmir siyasetinin son 25 yılında aktif olarak rol oynayan Yüksel aday adayı olması için halktan yoğun bir baskı gördüğünü vurguladı.

İşte Alaattin Yüksel’in açıklamalarından öne çıkan detaylar…

Yüzde 9,5 olan oyumuzu nasıl arttırdık?

1999’da meclis dışında kaldığımızda İzmir’de oyumuz yüzde 9,5 civarındaydı. 2002 seçimlerine giderken 300 civarında milletvekili adaylığı başvurusu olmuştu. İl başkanı seçildiğim o günlerde ben bunu kamu görevi için kullanmak istemedim. Ne ben, ne benim yönetimine giren arkadaşlar hiçbir yer aday olmadı. Arkadaşlar seçiliyorlar üç ay beş ay sonra arkadaşlar bir den koltukları boşaltıp aday oluyorlar.

Ön seçim olmak zorunda…

Eskiden ön seçim vardı. Şimdi ne yapıyoruz? Ankara’da 24 genel başkan yardımcımız var onların kapılarında onlarla görüşebilmek için bekliyorlar.

Gerçek olmayan her şey sırıtır! Birlikte yöneteceğiz gibi gerçek olmayan laflar sırıtıyor.

Genel Başkan Özel bana dedi ki…

Adaylarımız belli olduktan sonra bütün endişeler ortadan kalkacak. Ben bazı endişeleri Genel Başkanımıza ilettim. Bana, kimse merak etmesin. Adayları açıkladıktan sonra İzmirli hemşerilerimizin endişeleri kalmayacak dedi.

CHP’de liderlik sorunu var mı?

Bana göre Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun bir arada olmasından sinerji doğar. Neden sorun olsun? İYİ Parti direk kaybettirmeye yönelik bir strateji uyguluyor. Bu kimseyi endişelendirmesin. Altılı Masa kendinize inancınızı kaybettiğinin göstergesiydi. CHP tek başına iktidar alternatifi olamıyor? Sol tarafımız boş, diğer beş parti de sağdan. CHP’ye kızan seçmen ne diyor? Ben TİP’e vericem diyor. Yerel seçimlerin kendine has değerleri vardır. Genel seçimlerde küçük partiler kendi partilerine oy verir ama yerle seçimde bu böyle olmaz. Bizzat hayatını etkileyecek şey için oy kullanıyor seçmen orada. Bakıyor kazanabilecek kim diye?

Yozgat'ın geleceği yüksek hızla geliyor| Yüksek hızlı tren ile 276 bin yolcu seyahat etti Yozgat'ın geleceği yüksek hızla geliyor| Yüksek hızlı tren ile 276 bin yolcu seyahat etti

Emekliler nasıl geçinecek?

Adaylık sürecine başlarken Türkiye’nin sorunu ne diye baktım. En başta ekonomik zorluk var. Emekliler 7/24 hesap yapıyor. Enflasyonun yüzde 100’ün üzerinde olduğu bir dönemde emeklilere 7 bin 500 lirayı reva görüyorsunuz. Sonra TÜİK’in rakamlarıyla artış veriyorsunuz. Emeklilerden çok büyük tepki gelince yine artış yapıyorsunuz. Ev kirası 10 bin lira- 15 bin lira! Yaşama hakkı yok. Yerel yönetimler bununla ilgili ne yapabilir? Yeşil alanları yaratmaktan başlar, emekli örgütlerine ücretsiz yer ayarlayabilir. Ulaşım giderlerini düşürebilir. Hepsinin ötesinde bu insanlar dinç insanlar, bu insanlar üretime katkı sunacak imkanlar yaratılabilir. Aziz Kocaoğlu Buca’da 5 bin kişilik Sosyal Yaşam Merkezi açtı.

Bir tek sen toparlarsın dediler…

Ben adaylık başvurusunda bulunmadım. Nasıl gelişti? Önce küçük bir çevre neden aday olmuyorsun diye başladı. Partinin Etik kuralları için çalışıyordum. Belediye başkanları kendi yakınlarını işe almayacak, değerli hediye almayacak gibi etik kuralları üzerine çalışıyordum. Parti Meclisi’nden geçirmeyi başardım ben bunu ama Tüzük kurultayına getiremedik. Ben bu kurullarda çalışırım diyordum. Ama bir sıkıntı var demek ki bu aday ol ısrarı genişledi. Sonra dedim ki demek ki bana ihtiyaç var. Bana gelen insanlar bu İzmir’i bir tek siz toparlarsınız dediler. Bu önemli bir tespitti. Ben de peki dedim. Bu akşam büyük ölçüde ben İzmir adayının belli olacağını düşünüyorum.

Baktım Önder Sav imzalı bir not…

Deniz Baykal’ın genel başkanlığı sırasında rahmetli Ahmet Piriştina’yla gittik genel merkeze. Ben adaylıklar konusunda isteklerimi anlatmaya çalışıyorum ama genel başkanın pek kulak asmadığını görünce ben bu şartlarda çalışamam deyip istifa etmek için dilekçe yazmaya başladım. Dışarıda beni alkışlayan bir grup partili var o anda. Tam o anda önüme bir not düştü. ‘Sayın Başkan sakın istifa etme, sen ne istersen birlikte onu yaparız’. İmza Genel Sekreter Önder Sav. Ben de bu bilgiler ışığında kararımı önümüzdeki pazartesi günü değerlendireceğim diye basın açıklaması yaptım. Beni alkışlayanlar bu kez yuh diye bağırmaya başladı. Meğerse bu insanlar partiye yakışmayan aday adayları tarafından gönderilmiş insanlarmış. Bunlar gönderilmiş kıtalarmış, biz bunları da yaşadık.

Siyaseti meslek olarak görenler var…

Siyaseti meslek gibi görüp profesyonelleşme gibi gören arkadaşlar küçük olsun benim olsun anlayışındadır. Nitelikli kaliteli insanları partiye kazandırmaya soğuk bakıyorlar. Biz partiyi yüzde 9,5’tan yüzde 32’ye çıkarttık. Bu böyle başarılır.

CHP ve İzmir ruh ikizi gibidir…

Parti belediyeyi elbette yönetmez. Ama partiden seçilmiş belediye başkanı insan odaklı, toplumcu, sosyal bir belediyecilik yapmak zorundadır. Dürüst, açık, şeffaf, hesap verebilir bir belediye olmalı. İzmir’in değerleri vardır. İzmir’in değerleriyle CHP’nin değerleri örtüşür. Biz ruh ikizi gibiyiz. Yerel seçimlerde sevgili İzmirliler’i CHP’ye sahip çıkmaya davet ediyorum.

Kaynak: Haber Merkezi