Son Mühür/Gamze Eskiköy- Cumhuriyet Eğitim Müzesi’nde düzenlenen etkinliğe katılan İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, başarı gösteren öğrencilerle tek tek tanıştı. Sohbet sırasında çocuklara “Kaç kardeşsiniz?” sorusunu yönelten Yahşi’nin, kardeşi olmayan veya 1-2 kardeşi olan öğrencilere “Çok az, çok kötü” şeklinde yorum yapması, eğitim sendikaları ve kadın örgütlerinin tepkisini çekti. Kurumlar, derinleşen ekonomik kriz ve eğitimdeki eşitsizlik ortamında yapılan bu çıkışın, kamu görevlisinin görev sınırlarını aştığını belirtti.
Osmanoğulları: Kaç kardeş oldukları zerre ilgilendirmiyor!
Yahşi’nin söylemlerine “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları'ndan geldi.
Osmanoğulları, “Esas konu bu değil. Çocuklara kardeş sayısını sorup beğenmiyor. Tam da bu, AK Parti iktidarının 2025 yılı hatta bunu 10 yıla çıkarıp 2013’ten itibaren “Aile Yılı” ilan ettiği projelerin bir parçası. Her projeyi bu doğrultuda dillendirmek istiyorlar.
Biz buradan soralım: O çocuklara sordu mu, evleri kira mı? Kiraları ne kadar? Okula gelirken sağlıklı beslenebiliyorlar mı? Aileleri yeterince harçlık verebiliyor mu? Sağlık sorunları olduğunda istedikleri zaman hastaneye gidip tedavi olabiliyorlar mı? Bir de bu soruları sorsaydı, bakalım alacağı cevaplardan memnun olacak mıydı?
O çocuklar yatağa yarı aç, yarı tok giriyor. Yapılan araştırmalar da bunu ortaya koyuyor. Yeterli beslenemedikleri için çocuklarda gelişim geriliği görülmeye başlanmıştır. Müdürün görevi, çocukların nitelikli eğitim almasını sağlamaktır. Kaç kardeş oldukları onu zerre ilgilendirmiyor” dedi.

“İzmir’de tüm okullarda fırsat eşitliği var mı? Bunu dert edinsin”
“Dilimizin zenginliği” diyor ya, o çocukların kendilerini en iyi şekilde ifade edebilmeleri için nitelikli bir eğitim almaları gerekiyor” diyen Osmanoğulları, “Bugün kreşler, anaokulları ateş pahası. Ücretsiz kreş hizmeti verebiliyor mu? O çocukların dilimizi iyi kullanabilmeleri için kitap okumaları gerekiyor. Bu ülkede kitap kaç TL? Gerçekten hiç kendisi bir kitap satın almış mıdır?
Bu hafta sonu ortaokul öğrencileri LGS’ye girecek. O test kitapları, o dershane ücretleri... Eğitimde eşitlik var mı? İzmir’de tüm okullarda fırsat eşitliği sağlanabiliyor mu? Asıl bunu dert edinsin. Devlet okulunda bu çocuklar iyi bir eğitim alabiliyorlar mı ki dillerini geliştirebilsinler? diye konuştu.
“Kadınları evin içinde damızlık gibi görmek istiyorlar”
Osmanoğulları şöyle devam etti:
“Milli Eğitim Müdürü kendi görevini yapsın. Görevi, eğitimde fırsat eşitliğini yaratmak, çocukların karnının tok bir şekilde okula gelmelerini sağlamak. Top sahasında futbolcuların ellerine pankart verdiler. Ellerine geçen her fırsatta doğurganlık üzerinden siyaset yapıyorlar. Bütün dertleri, çocuk doğurtup kadınları evde köle gibi tutmak. Şiddete boyun eğmeleri, evin içinde damızlık gibi görülmeleri…
Çocuk sayısı ve doğurganlık üzerinden topyekûn bir baskı kuruyorlar. Bu yüzden Milli Eğitim Müdürü kendi asli görevini yapsın. Kaç çocuk doğuracağımıza, nasıl doğuracağımıza biz karar veririz. Önce doğmuş çocuklara güzel bir gelecek versinler!
Genç işsizlik almış başını gitmiş, yoksulluk halk olmuşuz. Milli Eğitim Müdürü bunları dert edinsin”
Özgür Şen: Aileler geçimlerini nasıl sağlayacak?
Eğitim -İŞ 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Şen, “Birleşik Kamu İş Konfederasyonumuzun açıkladığı rakamlara göre dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır şekilde yoksunluk hissi duymadan yaşayabilmesi için yapması gereken gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise Mayıs 2025 itibariyle 81 bin 602 lira, açlık sınırı ise 26.452 liraya ulaşmıştır. Bu rakamlara bakıldığında çalışan kesimin yaklaşık yarısının asgari ücret 26 bin lira civarı maaş aldığı durumda beğenilmeyen bir ve iki çocuk sayısının üzerindeki ailelerinin geçimlerini nasıl sağlayacakları konusunda görüşleri önemlidir” dedi.





