Son Mühür- Türkiye'nin kiraz ihracatında liderliği, 2025 yılında yaşanan zirai don felaketiyle sarsıldı. Yılın ilk yarısında yaşanan bu doğal afet, özellikle mart ve nisan aylarında etkili olarak kiraz rekoltesini ciddi oranda düşürdü. Geçtiğimiz yıl 67 bin ton kiraz ihraç eden Türkiye, bu sezonun sonunda sadece 6 bin ton civarında bir ihracat gerçekleştirebildi. Bu durum, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak'ın da belirttiği gibi, genel ihracat rakamlarına olumsuz yansıdı ve yılın ilk yarısındaki ihracat yüzde 9'luk bir düşüşle 560 milyon dolara geriledi. Uçak, yaşanan kaybın yüzde 90'lara varan oranda olduğunu vurgulayarak, bu dönemin üreticiler ve ihracatçılar için oldukça zorlu geçtiğini ifade etti.
Zirai donun ekonomik etkileri ve destek talepleri
Zirai donun yıkıcı etkisi sadece rekolte düşüşüyle sınırlı kalmadı; aynı zamanda yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri işletmelerinin de düşük kapasiteyle çalışmasına neden oldu. Bu durum, sektördeki birçok işletmeyi finansal olarak zor durumda bıraktı. Ege İhracatçı Birlikleri, bu zorlu süreçte işletmelerin nefes alabilmesi adına önemli bir adım attı. Başkan Hayrettin Uçak, Eximbank'ın zirai don nedeniyle oluşan kredi borçlarını ertelemesi için girişimlerde bulunduklarını açıkladı. Bu talebin, yakın zamanda olumlu sonuçlar vermesi umuduyla sektör, devlet desteklerinin bir an önce hayata geçirilmesini bekliyor. Yaşanan bu durumun, gelecekteki tarımsal sigorta ve afet yönetimi stratejilerinin önemini bir kez daha gözler önüne serdiği de belirtiliyor.
İhracatın yeni liderleri: Domates ve turşular
Kirazdaki dramatik düşüşe rağmen, Türkiye'nin taze meyve sebze ve mamulleri ihracatında bazı ürünler öne çıkmayı başardı. 2025 yılının ilk yarısında domates, 39 milyon dolarlık ihracatla kirazı geride bırakarak taze meyve sebze ihracatında liderliğe yükseldi ve yüzde 19'luk bir artış gösterdi. Kiraz ihracatı ise yüzde 57'lik bir düşüşle 37 milyon dolardan 16 milyon dolara gerilemişti. Domatesi 14 milyon dolarla hurma, 8,5 milyon dolarla mandalina, 7,6 milyon dolarla şeftali ve nektarin takip etti.
Meyve sebze mamulleri ihracatında ise Ege Bölgesi'nin güçlü konumu bir kez daha teyit edildi. Özellikle biber turşuları 69 milyon dolarla bu kategoride zirvede yer aldı. Ege Bölgesi'nin domine ettiği kuru domates ihracatından 58,5 milyon dolar, kornişon turşuları ihracatından ise 49 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. Bu çeşitlilik, Türk tarım ürünlerinin küresel pazardaki esnekliğini ve farklı ürün gruplarındaki potansiyelini gözler önüne seriyor.
Hedef pazarlarda son durum
2025 yılının ilk yarısında Türk taze meyve sebze ihracatının en büyük alıcısı Rusya Federasyonu oldu. Rusya, 32 milyon dolarlık taleple liderliğini korurken, Almanya 13,5 milyon dolar ve Ukrayna 12,5 milyon dolar ile önemli pazarlar arasında yer aldı. Meyve sebze mamulleri ihracatında ise coğrafi dağılım farklılık gösterdi. Amerika Birleşik Devletleri, 81 milyon dolarlık ihracatla bu kategoride birinci sırada yer alırken, Almanya 75 milyon dolarla ikinci, İngiltere ise 42 milyon dolarla üçüncü basamakta konumlandı. Bu veriler, Türkiye'nin farklı ürün gruplarında farklı pazar stratejileri izlediğini ve küresel ticaretteki çeşitliliğini ortaya koyuyor.
Yangınların acı yüzü ve ekosistem üzerindeki etkileri
Ekonomik zorlukların yanı sıra, son dönemde İzmir ve çevresinde yaşanan orman yangınları da tarım ve doğal yaşam üzerinde derin üzüntü yarattı. Başkan Uçak, bu tür felaketlerin her yıl yaşanmasından duyduğu endişeyi dile getirerek, yangınların doğal ekosistem üzerinde geri dönülemez tahribatlara yol açtığını vurguladı. Yüzlerce hektarlık ormanlık alanın yok olması, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de doğal mirasına zarar veriyor. Uçak, "Belki 30-40 yıl sonra yeniden yeşertebileceğimiz ormanlarımızın da yok olması bizleri derinden üzüyor" diyerek, bu tür felaketlere karşı daha etkin önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi.





