Son Mühür / Atakan Başpehlivan Çevre Mühendisi Yakup Ateş, dünyada ve Türkiyede baş gösteren iklim değişikliğinin ve sonrasında gelişen kuraklık ile susuzluk problemleriyle ilgili değerlendirmelerde ve tespitlerde bulunarak, konuyla ilgili çözüm önerilerini açıkladı.

Yakup Ateş: Vatandaşların ve devletin üzerine düşen ödevler var

Vatandaşların suyu tasarruf etmesi üzerine çalışmaların gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizen ve anayasada yer alan 56. maddeyi hatırlatan Çevre Mühendisi Yakup Ateş, “İklim değişikliği gölgesinde kuraklığın ciddi olarak hissedildiği ve geçmişten günümüze denk özellikle yaz aylarında ciddiyetini gördüğümüz susuzluk artık yanı başımızdadır. Su kaynaklarının sınırlı ve hatta yok olmaya yakın olduğu günümüzde elbetteki tasarruf etme hususunu gündeme getirmektedir. Vatandaşlarımızdan tasarruf etmesini ve hatta belirli saatlerde suyun verilebileceği bilgisini paylaşan kurum ve kuruluşlar acil çözümler için çalışmalara başlamıştır. Geniş bir yelpazeyle bu duruma bir göz atacak olursak ilk olarak T.C. Anayasasından başlamamız en doğrusu olacaktır. T.C. Anayasası 56. Maddesinde oldukça açık ve anlaşılır bir açıklama yapılmış hem devletin hemde vatandaşların üzerine düşen görevler ve ödevler ifade edilmiştir.

‘Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve Vvtandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, iş birliğini geliştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.’ Maddesinde tüm açıklığıyla görülmektedir ki tasarrufu ön plana alırken iyi bir yönetim ve sistemle var olanı korumak, geliştirmek ve sahip çıkmak gerekmektedir. Dünya genelinde çeşitli literatürlerde araştırma yapıldığında insan nüfusunun %54ü kentlerde yaşamaktadır. Bir insanın günlük yaşamsal faaliyetlerini yerine getirebilmek amacıyla suya olan ihtiyacı incelendiğinde ise gelişmiş ülkelerde 500-800 m3, su kıtlığı çekilen bölgelerde 20-60 m3 tür. Türkiyede ise bu değer 400 m3 civarındadır." dedi.

"Türkiye susuzluk riskiyle karşı karşıya"

Ayrıca, dünyada ve Türkiye'de tatlı su kullanımının sektörlere göre dağılımını da açıklayan ve 2024-2050 yılları arasında ülkemizin ciddi anlamda susuzluk riskiyle karşı karşıya kalabileceğini belirten Ateş, "Dünyada ve Türkiyede tatlı suyun sektörlere göre dağılımları incelendiğindeyse; Tarım Sektörü; Dünyada %71, Türkiyede %73 Sanayi Sektörü; Dünyada %18, Türkiyede %11 Evsel Kullanım; Dünyada %11, Türkiyede %16 olduğu görülmektedir. Özellikle Ülkemiz genelinde; TÜİK 2022 istatistiklerine göre ‘Belediyeler, köyler, imalat sanayi işyerleri, termik santraller, OSBler ve maden işletmeleri tarafından 2022 yılında doğrudan alıcı ortama 16,4 milyar m3 atıksu deşarj edildiği açıklanmıştır.

Yeryüzünün aşırı ısınması, suyun düzensiz ve plansız kullanımlarıyla birlikte, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünce hazırlanan Türkiye raporunda 2024-2050 yılları arasında özellikle tarım alanında ciddi susuzluk riskiyle karşı karşıya kalacağı belirtilmektedir. Tüm bu bilgiler doğrultusunda vatandaşlar olarak üzerimize düşen ödevler yer almakta olup, çeşitli kurum ve kuruluşların görevlerini en iyi ve kapsamlı şekilde yapmasıyla bu zor durumların kontrol altına alınabileceği görülmektedir.” diye konuştu.

“Alternatif atıksu artıma tesisleri yapılmalı”

Öte yandan, söz konusu problemlerle ilgili rasyonel çözü önerilerinin de anlatan Yakup Ateş, konuyla ilgili yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bu kapsamda susuzluğa karşı alınması gereken önlemler ve planlamaları incelediğimizde; Var olan atıksu arıtma tesislerinin en verimli şekilde çalışması için sürekli ve kontrollü bakım onarım çalışmalarının yapılması, Alternatif atıksu artıma tesislerinin inşa edilmesi.

Özellikle kurak geçen yaz aylarında arıtılmış olan atık suyun sulama suyu olarak kullanılması, Su ve Kanal İdarelerince; temiz su ve atıksu iletim hatlarının kontrol edilmesi, kayıp ve kaçakların önlenmesi, Su Kanal İdarelerince; İl ve ilçe su yönetim planlarının yapılması için ortak çalışma gruplarının oluşturulması, mevcut durum analizlerinin yapılması. Su kaynaklarının çeşitli atık kaçaklarından koruması (mikroplastik, pestisit vb.) Hane halklarına, esnafa, sanayi temsilcilerine yönelik su kullanım ve tasarruflarına yönelik bilgi ve eğitimlerin verilmesi, farkındalık çalışmalarının artırılması.

Hanelerde bozulmuş veya bakıma ihtiyacı olan su sistemlerinin kontrolünün yapılması. Tarımda; damla sulama yöntemlerinin ve su kontrol sistemlerinin hayata geçirilmesi. Sanayide; arıtılmış olan atık suyun tekrar proses sistemlerinde kullanılması ve teşvik edilmesi. Sanayide; su verimliliği hususunda teknolojik iyileştirme çalışmalarının yapılması ve teşvik edilmesi. Kurumsal iş birliklerinin de artırılması, gerekmektedir."

Muhabir: ATAKAN BAŞPEHLİVAN