Simone, patronu ve eski en yakın arkadaşı Michaela “Kiki” Kell (Julianne Moore) tarafından işten kovularak dizinin finaline giriyor. Sebep mi? Kiki’nin eşi Peter’ın (Kevin Bacon) Simone’u öptüğü fotoğraflar. Simone her ne kadar öpücüğün Peter tarafından başlatıldığını söylese de Kiki onu hayatından ve lüks adasından silmekte kararlı.
Ancak Simone’un geri adım atmaya niyeti yok. Çocukluğundan kalma travmalarla yüzleşmek ve hasta babasıyla Buffalo’da yeniden yaşamak istemeyen genç kadın, yeniden Cliff House’a dönüyor. Burada Peter’la karşılaşan Simone, elindeki koz olan fotoğrafları kullanarak Peter’ın Kiki’yi terk etmesini sağlıyor. Kısa sürede Peter’ın yeni hayat arkadaşı ve Folger Yaban Hayatı Koruma Derneği'nin lideri konumuna yükseliyor.
“Simone bir canavar mı?” Yoksa Sadece Hayatta Kalmak İçin mi Mücadele Ediyor?
Dizinin senaristi Molly Smith Metzler, karakterin yazım sürecinde izleyicilerin Simone’u ya çok seveceğini ya da nefret edeceğini bildiğini söylüyor. Metzler’a göre izleyicilerin, Simone’un neden geçmişine geri dönmek istemediğini anlaması önemliydi: “O kızcağızın içini göstermek için çok dikkatli davrandık. Ona empati duyuyorum ama pek çok kişi onu bir canavar gibi görecek.”
Finalde Peter’ın eski eşi Michaela da devreden çıkıyor. Çünkü Peter’a göre, Michaela çocuk sahibi olamaması nedeniyle eski evliliğinden olan çocuklarıyla bağlarını kopardı. Metzler, bu bahanenin ardında aslında çok daha sinsi bir gerçek olduğunu ima ediyor: Michaela, “Peter’ın gözünde” görevini yerine getirmedi. Güzel görünmeli, çocuk doğurmalı, soyadı yaşatmalıydı. Bunları yapamayan bir kadın kolayca sistem dışına atılabilir.
Sirens: Erkekler İçin Tasarlanmış Bir Dünyada Kadınların Hayatta Kalma Savaşı
Yönetmen Nicole Kassell, Kevin Bacon’ın canlandırdığı Peter karakterinin başta kötü biri gibi yazılmadığını ama “en sinsi ve beklenmedik kötülerden biri” olduğunu belirtiyor. Zenginliğinin ve konumunun sağladığı rahatlıkla her istediğini elde eden Peter, “kötülüğü bile kibarlıkla yapan” türden biri.
Peter’ın eski eşi Jocelyn’in gizemli geçmişi de finalde açığa çıkıyor. Devon, Michaela’nın Jocelyn’i öldürdüğünü düşünse de gerçek çok daha acımasız: Jocelyn, boşandıktan sonra geçirdiği estetik operasyonlar nedeniyle yüzü tanınmaz hale gelen, güzelliğini kaybettiği için toplumdan uzaklaşan bir kadın. Güzelliğin para ve statü anlamına geldiği bir dünyada, Jocelyn gibi eski "sirene" dönüşen kadınların kaderi de böyle oluyor.
Michaela: Bir Tarikat Lideri mi, Yoksa Hayırsever Bir Kraliçe mi?
İzleyici ilk bölümlerde Michaela’nın bir tarikat lideri olabileceğini düşünse de gerçek çok daha sade: O sadece zengin, güçlü ve çevresine yardım etmeyi seven bir kadın. Hayvan koruma derneği gerçekten işlevsel ve Michaela, annelik arzusunu çevresindekilere kol kanat gererek gideriyor. Metzler, Michaela’nın “anne olamayıp başka kadınlara mentor olmayı” seçmesini etkileyici bulduğunu söylüyor.
Simone’un Çocukluğu ve Bu Karanlık Yola Sürüklenişi
Simone’un geçmişi ise dizinin en hüzünlü katmanlarından. Annesi onu arabaya alıp intihar ettiğinde 7 yaşındaydı. Ablası Devon onu ölümden kurtarsa da annesizliğin ve depresyonla baş edemeyen bir babanın gölgesinde büyüdü. Bir süre sonra koruyucu aileye verildi, yalnız kaldı. Şimdi o yalnızlıkla bir daha yüzleşmek istemiyor.
Yönetmen Kassell’in sözleriyle: “Simone gerçeği kaybetmiş gibi görünse de aslında en çok gerçeği dile getiren kişi olabilir. Buffalo’ya dönmek onun için ölümden bile beter.”
Peter ve Simone Gerçekten Bir Çift mi?
Finalde Simone, Peter’la birbirlerine âşık olduklarını söylüyor. Ancak showrunner Metzler’a göre bu, Simone’un kendine yazdığı bir hikâye olabilir: “İnsanlar kendi anlatılarını kontrol eder.” Milly Alcock ise karakterinin Peter’a âşık olmadığını, ama onun yanında güvende hissettiğini söylüyor.




