Son Mühür- Balıkesir’in Sındırgı ilçesi, art arda yaşanan depremlerle sarsıldı. Daha önce 6.1 büyüklüğünde bir depremle gündeme gelen bölgede, son olarak 4.8, 4.3 ve 4.2 büyüklüğünde üç sarsıntı kaydedildi. İstanbul, Bursa ve İzmir gibi çevre illerde de hissedilen bu depremler, vatandaşlar arasında endişe yarattı. Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, artçı sarsıntıların doğal olduğunu ve paniğe gerek olmadığını belirtti.
Sındırgı’da art arda depremler

Sındırgı, son günlerde peş peşe gelen depremlerle dikkat çekiyor. Kandilli Rasathanesi’ne göre, ilçede kısa sürede 4.8, 4.3 ve 4.2 büyüklüğünde üç deprem meydana geldi. Bu sarsıntılar, çevre illerde de hissedildi ve sosyal medyada geniş yankı buldu. Daha önce yaşanan 6.1’lik depremin ardından gelen bu artçılar, bölgenin sismik açıdan hareketli olduğunu gösteriyor.
“Artçıların yaşanamsı normal büyük deprem beklemiyorum"
Habertürk canlı yayınında konuşan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sındırgı’daki depremlerle ilgili rahatlatıcı açıklamalarda bulundu. Artçı sarsıntıların fayın enerjisini boşaltma sürecinin bir parçası olduğunu belirten Üşümezsoy, “Bu depremler, yeni bir büyük sarsıntı olacağı anlamına gelmez. Vatandaşlarımız paniğe kapılmamalı” dedi. Ancak, Simav fay zonunun uzun vadede büyük deprem potansiyeli taşıdığını da ekledi.
Fay hareket ediyor bu yüzden artçılar devam edecek
Üşümezsoy, depremlerin fay dinamiklerini de açıkladı. Küçük çaplı sarsıntıların birkaç kilometrelik fay parçalarını etkilediğini, büyük depremlerde ise onlarca kilometrelik fayların kırıldığını belirtti. Sındırgı’daki son depremlerde yaklaşık 20 kilometrelik bir fayın hareket ettiğini ifade eden uzman, bu nedenle artçıların bir süre devam edebileceğini söyledi.
Uzun Vadeli süreçte yapı güvenliğini arttırılmalı
Sındırgı’daki sarsıntılar, bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle uzun vadeli deprem riskine işaret ediyor. Uzmanlar, Simav fay zonunun aktif olduğunu ve gelecekte daha büyük sarsıntılara yol açabileceğini belirtiyor. Ancak mevcut artçılar, kısa vadede ciddi bir tehlike oluşturmuyor. Bu durum, depreme hazırlık ve yapı güvenliğinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.





