Son Mühür/ Ayşegül Koç- Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Nurcan Gürkaynak, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Göz kapağı estetiğinin bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan Gürkaynak, ameliyatın deneyimli bir göz hekimi tarafından yapılması gerektiğini ve bazı durumlarda cerrahiyi geciktiren yöntemlerin kullanılabileceğini vurguladı.

"Göz kapağı estetiğinde bütünsel yaklaşım şart"

Göz kapağı estetiği hakkında bilgi veren Gürkaynak; “Göz etrafındaki dokularla birlikte bir bütün. Daha çok biz bunu oküloplasti olarak adlandırıyoruz. Göz etrafındaki dokuların problemleri, hastalıkları ve tedavileriyle uğraşan göz hastalıklarının bir dalı. Şimdi burada tabi birçok şey var ancak en önemli bölümünü kapak estetiği alıyor. Kapak estetiği, kaş estetiği, göz etrafındaki dokuların estetiği ve bütünsel bir yaklaşım. Bütünsel bakmak gerekiyor. En çok başvurulan şikayet, göz kapaklarındaki düşüklük. Tabii ki kapak düşüklüğü şikayetiyle gelen bir hasta olduğu zaman önce genel değerlendirme yapıyoruz. Çünkü başka hastalıklardan dolayı da kapaklarda düşüklük olabilir ya da bir göz bozukluğu kapak düşüklüğüne sebep olabilir. Bunları göz ardı etmemek gerekiyor ve bunların tedavisini de yapmak gerekiyor. Problem kaş düşüklüğü ile birlikte mi, değil mi? Bunların hepsini birlikte değerlendirmemiz gerekiyor. Eğer diğer sorunları göz ardı edersek sadece kapak düşüklüğü olarak ele alırsak hekim ve hasta olarak çok mutlu olmayacağımızı bilmemiz gerekir. Değerlendirdikten sonra kişinin neye ihtiyacı var, onları güzelce tespit ettikten sonra hastayla karşılıklı bunları tartışarak karar veriyoruz.

Genellikle erkeklerde kaş düşüklüğü çok fazla oluyor. Belli yaştan sonra hatta sadece kaşı bile kaldırmak göz kapak düşüklüğünü düzeltebiliyor. Bazı farklı otoimmün hastalıklarda da kapak düşüklükleri olabiliyor. Onları çok iyi gözlemleyip doğru tanı olması gerekiyor. Bu operasyonların deneyimli göz hekimi tarafından yapılmasını tercih etmek gerekiyor. Çünkü basit bir operasyondan bahsetmiyoruz. Çünkü ameliyatı lokal anesteziyle yapıyoruz. Ameliyat süreci yaklaşık bir, bir buçuk saat sürüyor. Eğer alt kapaklarda da bir problem varsa orada bir yağ sarkması varsa ya da ileri derecede kırışıklık nedeniyle alt kapağa da müdahale etmemiz gerekiyorsa o zaman ameliyatımız iki, iki buçuk saati buluyor. Şimdi iki buçuk saatlik bir cerrahi düşünün ve gözün en çok kanlı olan, kan damarlarından zengin bir bölgesine müdahale ediyorsunuz ve sürekli ameliyat sırasında bu kanamaları durdurarak devam ediyoruz. Yansıtıldığı gibi basit bir operasyondan bahsetmiyoruz. Bu arada ‘Gözümde iz kalacak mı?’ hastaların en çok sorduğu soru. Kapak aralığından bir kesi yaptığımız için zaten görünmüyor. Ama biraz uzattığımız zaman o iz görünür olabiliyor. Hasta kendine iyi bakarsa o iz bir ay içerisinde kayboluyor” diye konuştu. 

Göz kapağı düşüklüğünde cerrahiyi geciktiren yöntemler

Bazı durumlarda göz kapağı cerrahisine gerek duymadıklarını da belirten Gürkaynak; “Çok genç yaşlarda zaten eğer bir mecburiyet yoksa genetik bir düşüklük yoksa görmeyi etkileyen bir düşüklük yoksa çok tercih etmiyoruz. O zaman ne yapıyoruz? Elimizde bir lazer cihazımız var. Bu lazerle en azından sarkmış olan cilt kısmını alabiliyoruz. İkincisi botoks bu olmazsa olmazımız aslında gerçekten yaptığımız müdahalelerin en masumu diyebilirim. Kaş çatmalarını önlüyoruz, kaş çatmanın önlenmesi, kapak düşüklüğünü de geciktiriyor. Bu çok önemli bir de kaz ayakları da açıldığı için göz kapağı daha yukarıda oluyor ve bu sayede de kapak düşüklüğünü almış oluyor. Hem de cerrahi gecikmiş oluyor. Bazen şakak dolguları yaparak hem kaş hem kapakta biraz daha yükselmeyi sağlayabiliyoruz ve bu sayede de cerrahiyi geciktirmiş oluyoruz” dedi.

“Şaşılık her yaşta düzeltilebilir”

Çocuklarda şaşılığın erken teşhis ve tedavinin büyük önem taşıdığını belirten Gürkaynak; “Eğer kayma varsa zaten çocukların genellikle gözlük ihtiyaçları da oluyor. Eğer gözlüklerle düzeltemiyorsak da en kısa zamanda cerrahi uygulamak gerekiyor. Çünkü görme gelişimi yedi yaşına kadar. Yedi yaşına kadar görmeyi doğru bir şekilde yönetemezsek tembellik kalıcı hale geliyor. Tembelliğin oluşmaması için en kısa zamanda o şaşılığı düzeltmemiz gerekiyor. Çünkü şaşı göz fonksiyonu zayıf kalmış olan bir gözdür. Düz bakan göz sürekli çalışır, diğer taraf çalışmaz.

Bunlara meydan vermemek açısından biz çocuklara her yaş başında okula kadar hep kontrol öneriyoruz ki göz ardı edeceğimiz bir durum olmasın. Bunlara dikkat etmek gerekiyor. Şaşılık her yaşta düzeltilir, hiç problem yok. Cerrahi olarak bunu biz her zaman düzeltebiliyoruz. Ama tembellik varsa belli yaştan sonra bunu düzeltemeyebiliyoruz. Şunu soruyorlar: tembelliğim var tekrar kayar mı? Kayabilir, kaymaya da bilir ama hemen kaymayacaktır o süreç önemli orayı mutlu geçirin derim her zaman. Tekrar kayarsa yine ameliyat şansı var. Genç grubu için söylüyorum. Bu grupta şaşılığı düzeltmek hem sosyal açıdan çok önemli hem de görünüm açısından, estetik açıdan çok önemli” dedi. 

Lazer tedavisi ve akıllı mercekler

Gürkaynak, lazer tedavisinin uzaktan görme problemlerinde etkili olduğunu ancak 40 yaş sonrası ortaya çıkan yakın görme problemini lazerle düzeltemediklerini belirtti. Bazı hastaların hem uzak hem yakın gözlük kullanmayı istemediğini ifade eden Gürkaynak; “Hem uzağı hem yakını gösteren kontakt lensler var ama her hasta da başarı bulamıyoruz. Miyop olanlarda çok başarılı olamıyoruz, hipermetroplarda bu lenslerle bir miktar çözebiliyoruz ama çözemediğimiz durumlar da var. Hastada çok istekliyse ve bu hastalarda çok ayrıntılı tetkikler yaparak gözü eğer uygunsa bu hastalara çok odaklı akıllı mercek kullanıyoruz. Bir katarak ameliyatı gibi merceği gözün içerisine yerleştirip ömür boyu hastanın gözlük bağımlılığını engelleyebiliyoruz” dedi.

Muhabir: Ayşegül Koç