Son Mühür/Gamze Eskiköy- Olay, 28 Aralık 2024’te Buca Efeler Mahallesi’nde meydana geldi. Kızı ve torunuyla birlikte bir işletmede kumpir yiyen 60 yaşındaki Servet Polat, kusma ve ishal şikâyetiyle hastaneye başvurdu. Polat, iki gün sonra evinde ölü bulundu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında işletme sahibi N.D. gözaltına alındı ve “taksirle öldürme” suçlamasıyla tutuklandı.
Adli Tıp: Ölüm nedeni gıda zehirlenmesi
Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı raporda, Polat’ın ölümünün gıda zehirlenmesi sonucu gerçekleştiği belirtildi. Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir Gıda Kontrol Laboratuvarı’nın incelemelerinde ise, kumpir örneğinde Salmonella bakterisi tespit edildi.
Soruşturma sürecinde kumpir yedikten sonra rahatsızlanan dört kişi daha tedavilerinin ardından polise başvurarak şikâyetçi oldu.
İki ayrı suçlama
Toplanan deliller ve uzman raporları doğrultusunda işletme sahibi N.D. hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan 15 yıla kadar, “bozulmuş veya değiştirilmiş gıda ticareti” suçundan ise 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Davanın ilk celsesi bugün 5.Ağır ceza mahkemesinde görüldü. Duruşmaya sanık, tanık yakınları ve avukatları hazır bulundu.
“Ürünlerim taze”
Davanın görülmesine bugün başlanırken, sanık N.D. ilk duruşmada savunma yaptı. Mahkeme heyetinin soruları üzerine konuşan N.D., önceki ifadesini tekrar ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Ben yıllardır bu işi yapıyorum, hijyen kurallarına dikkat ederiz. Olaydan yaklaşık bir hafta önce denetime geldiler. Denetim sırasında herhangi bir olumsuzluk bulunmadı. Hatta denetim yapan kişiler kumpirden yiyip çay içtiler, sonra gittiler. Olay nedeniyle çok üzgünüm. Psikolojik olarak kötü durumdayım, uyku ilaçları kullanıyorum.”
İşletmede kullanılan ürünlerin günlük olarak temin edildiğini savunan sanık, malzemeleri Metro Grossmarket ve Gıda Çarşısı’ndan aldığını söyledi. Olay günü kumpiri kendisinin hazırladığını ifade eden N.D., “Servet Hanımın tam olarak ne yediğini bilmiyorum. O gün işletme çok kalabalıktı, yoğunluktan kim ne aldı fark edemedim”
Duruşmada söz alan maktul Servet Polat’ın kızı Bahar Zeyrek (B.Z.), olay gününü detaylarıyla anlattı. İşletmeden alınan ürünlerin sağlıksız olduğunu ileri süren Zeyrek, şu ifadeleri kullandı:
“Sanık ürünleri nereden aldığını söylüyor ama bu malzemeleri başka yerlerde de satıyor olabilir. Neden o işletmeler zehirlenmedi? Bize verilen kumpirin içinde sosis, mısır, tavuk gibi malzemeler vardı. 28 Aralık günü saat 14.30’da yedik. Akşam saat 20.00 gibi annem fenalaştı. Gece yarısı saat 00.00’da şikayetleri iyice arttı. Hastaneye götürdük, saat 21.30’da serum bağlandı, ardından eve döndük. Ancak sabaha karşı saat 04.30’da annemin cansız bedenini bulduk. Şikayetçiyim”
“Birçok üründe çapraz bulaş vardı”
Duruşmada müştekilerden A.G. de söz alarak yaşadıkları sağlık sorunlarını detaylı şekilde anlattı. Zehirlenmenin yalnızca mısırdan kaynaklanmadığını belirten A.G., çapraz bulaşmaya ve hijyen eksikliğine dikkat çekti. Beyanı şöyle aktarıldı:
“Sadece mısırda değil, birçok üründe çapraz bulaş vardı. Patateslerin yeşermiş olması da zehirlenmeyi artırdı. 28 Aralık günü saat 19.00 sularında oğlum rahatsızlandı. Saat 21.00’de Urla Devlet Hastanesi’ne götürdük, gece 22.30 gibi eve döndük. Ancak saat 00.00’da ben ve eşimde de ateş başladı. Vücut sıcaklığımız günlerce 41-42 dereceyi gördü. Başucumuzda kovalarla bekledik, oğlum ve ben halüsinasyonlar gördük. Ölmek istediğimizi söylediğimiz anlar oldu”
A.G., yaşadığı süreci şu sözlerle sürdürdü:
“Üç gün boyunca bilincim yerinde değildi. Eşim bizi tekrar hastaneye götürdü, serum ve antibiyotik verildi. Zehirlenme yaklaşık sekiz gün sürdü. Oğlumun nişan törenine kadar etkileri devam etti. Bağırsaklarımızdaki faydalı bakteriler tamamen yok olmuştu. Yaklaşık 8-9 kilo kaybettik. Bu sadece mısır değil; aynı kaşıkla farklı malzemelere dokunulması hijyen kurallarına tamamen aykırıydı. Mağdur olduk”
Müşteki avukatı: İddianame usul hatasıyla hazırlanmış
Müşteki avukatı duruşmada söz alarak iddianame ve yargılama süreciyle ilgili dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Avukat, şunları söyledi:
“Ceza hukuku, hayatın gerçeklerini aramak zorundadır. Yeni ceza yasası, hakime takdir yetkisi bırakmamıştır. Ceza verme skalası çok geniştir, bu dosyada da bu fazlalık açıkça görülüyor. Bu iddianame usul hatasıyla hazırlanmış. Ben olsam iddianameyi iade ederdim. Bu olayda teknik olarak virüs değil, bakteriden söz ediyoruz. Çapraz bulaşmanın olması için ortada bir etken madde yani mikroorganizma olması gerekir. Müvekkilin kusuru, ürünlerin bozuk olduğunu anlayabilecek bir ekipman ya da uzmanlığa sahip olmamasıyla ilgilidir”
“İlk bakılması gereken yer Metro Market’tir”
İşletmenin ruhsat durumuna da değinen avukat, “Belediyeden alınan ruhsatta bu işletmede gıda mühendisi bulundurma zorunluluğu olmadığı belirtilmiş. Ancak kullanılan malzemeler, özellikle Metro Grossmarket’ten gelen Balkan yoğurtları gibi ürünler, gıda mühendisi onayıyla satılıyor. Bu nedenle ilk bakılması gereken yer aslında Metro’dur,. Şikayet ettikten sonra hemen mısır alıyorlar. Siz aralık ayında malzemele alıp kullanıyorsanız, bozulma ihtimali yok. Mısır yazın satılabilen meyve. Mısır çok bozulan ürün değil. Müvekkil bilebilecek durunda değil. Bilebilecek durumda değilse kast gerçekleşmemişse alınabilecek önlemleri almış mı diye bakarsınız” ifadelerini kullandı.
İşletme sahibinin eşi: “Zehirlenme ciddiye alınmadı, dükkanı sonra kapattık”
Sanık N.D.’nin eşi Coşkun Demircan da duruşmada tanık sıfatıyla dinlendi. Demircan, zehirlenme vakalarının ardından yaşanan süreci şöyle anlattı:
Metro’dan gelen ürünleri ben teslim alıyordum. Günlük olarak tedarik sağlanıyordu. Zehirlenme vakalarını ilk olarak 28 Aralık’ta öğrendik. Başta çok ciddiye almadık. Ancak iki-üç vaka daha gelince önlem alma gereği duyduk ve işletmeyi kapattı
Mahkeme kararını verdi
Savcı, dosyadaki deliller ve mağdur sayısını dikkate alarak sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti, N.D.’nin tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Ayrıca eşe C.D suç unsuru bulunması nedeniyle de ceza verildi.
Duruşma ertelendi.